Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Göçük altında kalmış birinin ruh halini düşündünüz mü hiç?

O beton yığınlarının altında, daracık, karanlık bir yerde, ölümle yaşam arasında gidip gelen nefesinin sesini dinlerken, ne düşünüyordu sizce?

“Buradan kurtulursam eğer…”

Böyle başlayan kaç cümle kurmuştur kim bilir?

HAYAT NE KADAR HIZLI DEĞİŞİYOR

Meğer hayat ne kadar hızlı değişiyormuş. Bir dakika önce evinde otururken ve hiçbir şey yokken, şimdi ölümle yaşam arasında ince bir çizgide bekliyor.

Acaba bu durumdaki insan bir gün önce deprem olacağını ve betonların arasında sıkışıp kalacağını bilseydi ne yapardı?

Ya da bir hafta önce bilseydi…

Ne kadar az bir zamanının kaldığını, oysaki ne kadar çok yapması gereken şey olduğunu düşünür, paniğe kapılırdı.

Kendi için yapacakları, ailesi için yapacakları, sevdikleri için yapacakları…

Bir hafta kalmışsa depreme, ne sığdırılır ki bu kadar kısa zamana?

Meğer ihmal ettiği ne kadar çok şey varmış. Ertelediği, umursamadığı, dikkat etmediği, bilmediği…

Bir hafta içinde tüm bunları yapması imkansız. İyi ki bilmiyormuş diyor insan bu imkansızlığı düşününce.

Ancak şu anda göçüğün altında birileri var. Saatlerdir orada hayatta kalma mücadelesi veriyorlar.

Sadece dua etmekten başka yapabileceği bir şey yok…

“EĞER BURADAN KURTULURSAM”

Tüm cümleleri "Allah’ım buradan kurtulursam" diye başlıyordur değil mi?

Eminim bu cümlelerin tamamı hayatında yapmayı ihmal ettiği şeylerin listesidir.

Ya da yaptığına pişman olduğu ama geri döndürme şansı olanların listesi.

Ve ansızın değişen hayatının geriye dönük muhasebesini yaptığında, şimdiye kadar görmediği hatalarını, pişmanlıklarını, “keşkelerini”, “nasıllarını” düşünmüştür aynı zamanda.

Ölüm korkusu, daralmış nefesinin sesi, karanlığın ürkütücülüğü içinde zihni nasıl çalışıyor olabilir?

“Buradan kurtulursam eğer” diye başlayan cümlelerin tümü iyilik ve mutluluk üzerinedir kesinlikle.

Yapacağı iyilikleri, yaptığında mutlu olacağı ve “keşke” demeyeceği şeyleri geçirmiştir aklından.

O an ne çok şeyin kıymetini anlamıştır.

Şimdiye kadar sahip olduğu halde kıymetini bilmediği ne kadar fazla şey varmış meğer.

Annesi, babası, kardeşi, eşi, çocukları… sevdikleri, dostları…

Şimdi onların nasıl da kıymetli olduğunu anlamıştır.

Kızıyordur kendine:

Hayatının nasıl da önemli bir kısmını boşa geçirdiğini düşünmüştür.

Yine kızıyordur kendine, deprem bölgesinde yaşadığı halde nasıl da her şeyi ihmal ettiğini düşünmüştür.

SİZ “BURADAN KURTULURSAM EĞER” DESEYDİNİZ…

İzmir’de yıkılmış apartmanın altında kalan Buse kurtarılmayı beklediği 9.5 saat boyunca bu cümleleri kurdu eminim.

Ama oradan, bu cümleleri kurmuş olsa bile sağ çıkamayan 39 kişi oldu.

Şimdi kendinizi orada sıkışmış bir halde, kapkaranlık bir ortamda, kımıldayamaz halde düşünün…

Gözlerinizi kapatın…

"Buradan kurtulursam eğer" diye cümle kurmaya başlayın…

Şu an ne kadar şanslı olduğunuzu anladınız değil mi?

Depremde enkaz altında kalmadığınız için nasıl içiniz ferahladı değil mi?

Ne kadar vaktinizin daha olduğunu düşünüyorsunuz? Depremin her an olabileceğini ve bir anda hayatınızın değişebileceğini biliyorsunuz değil mi?

Peki “Allah’ım buradan kurtulursam eğer” diye kurduğunuz cümleleri yarından itibaren gerçekleştirme şansınızı neden kullanmıyorsunuz?

İlla göçük altında kalmanız mı gerek?

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar