Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

- Nasıl görüyorsunuz siyasi gidişatı?

- İyi değil.

- Peki ne olacak?

- Reis bir şey yapacak.

- Ne yapacak?

- Bilmiyorum ama bir şey yapacak ve seçimi alacak bence.

Malatya’nın en sevdiğim ilçesi Gündüzbey’de, siyaseti yakından takip eden, uzun yıllardır AK Parti’ye oy vermiş, bir grup iş insanı, kanaat önderiyle yaptığım sohbette diyalog bu şekildeydi.

İki gün önce, Ankara’da karşılaştığım eski dostum, AK Parti milletvekiliyle de aynı diyalog olmuştu.

Üsküdar’da yılların esnafı da, “Reis bir şey yapacak” diyerek seçimle ilgili beklentisini aynı cümleyle özetlemişti.

Sanırım Türkiye’nin birçok yerine gitsem, AK Parti’ye gönül veren, durumun iyi olmadığını gören insanlara aynı soruyu sorsam, benzer cevabı alacağım…

Eminim siz de sık duyuyorsunuz bu cümleyi.

AK Parti’yi savunan bazı köşe yazarlarının, “Reis şapkadan yine tavşan çıkartacak” diye karikatürize ettiği “sihirli” beklenti de aynı şeyi ifade ediyor aslında.

REEL POLİTİK DEĞİL SİHİR BEKLENTİSİ

“Reis bir şey yapacak” ya da “Reis şapkadan yine tavşan çıkartacak” söylemi, ilk bakıldığında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi yeteneğine ve şartları değiştiren politik zekasına övgü gibi görülebilir.

Ancak 20 yıldır ülkeyi yöneten koca bir partinin, köklü bir hareketin, büyük bir camianın ne kadar işlevsiz hale geldiğini de gösterir bu sözler.

Partiden, teşkilattan, camiadan umudunu kesen, kötüye giden siyasi durumu değiştirmek için onların bir şey yapamayacağına inanlar, artık bir “sihir” bekler gibi, “Reis şapkadan yine tavşan çıkartacak” diyor.

Ya da “Ne yapacak bilmiyoruz ama Reis bir şey yapacak ve seçimi yine kazanacak” diyerek tüm beklentisini olağanüstü bir müdahaleye bağlamış durumdalar.

Reel politikten, gerçeklikten kopmaktır bu.

SİYASET, STRATEJİ, PROGRAM ÜRETMEK YERİNE MUCİZE BEKLEMEK

Sanırım AK Parti camiasının başından beri yaptığı en büyük hatalardan biri, Erdoğan’ı güçlü göstermek için partinin kurumsal kimliğini, varlığını, teşkilatını ve siyasete etkisini yok saymak oldu.

Bunu da en çok partiye sonradan katılan, bu hareketten bihaber olanlar Erdoğan’a yaranmak için yaptı.

Hatta, “AK Parti olmasa Erdoğan daha çok oy alır” diyenleri kulaklarımla duydum. Bu insanlar bugün AK Parti’de etkin konumdalar hala.

Evet, Erdoğan her zaman partisinden daha fazla oy alırdı. Ancak fark hiç bu kadar açılmamıştı.

Bugün parti genel merkezi her zamankinden daha boş, daha ıssız ve işlevsiz bu yüzden. Çünkü her kararın Külliye’de alındığını, buranın işlevsiz olduğunu düşünüyor insanlar.

Oysa seçimde çalışacak, sahada koşturacak, sandıklara sahip çıkacak, seçmenle yüz yüze gelecek olan partinin yöneticileri, teşkilatı, gönül verenleri.

Şimdi o teşkilatın, o genel merkezin, on binlerce parti yöneticisinin bir şey yapacağından umudu kesenler, “Reis bir şey yapacak” diyerek öylece bekliyor...

Sadece parti teşkilatı değil bakanlar, Meclis grubu, milletvekilleri de aynı beklenti içinde.

“Durum iyiye gitmiyor, ne yapmalıyız?” sorusunu sormuyorlar.

Bu yüzden de politika üretmiyorlar, proje geliştirmiyorlar, çalışmıyorlar, çaba harcamıyorlar.

“Reis bir şey yapacak” diyerek öylece kendilerini işlevsiz, anlamsız ve etkisiz bir siyasetçi, teşkilat üyesi, seçmen konumuna itiyorlar.

AK Parti medyası da umutlarını “Şapkadan tavşan çıkartacak diye” sihre bağlamış durumda.

Ülkenin en büyük partisinin, teşkilatının, hareketinin, camiasının geldiği son durum, sanırım seçimlerden daha kritik bir sorun.

Lakin bunu görebildiklerini sanmıyorum.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar