Siyasette psikolojik üstünlük kimde?

Kamuoyu araştırma şirketlerinin yaptığı anketlerde değişimler var. Sadece birinde değil, birçoğu son bir ayda yaptıkları anketlerde bu değişimi gözlüyor.

Ben AK Parti ve İYİ Parti için çalışan iki ayrı şirketin son anketlerini öğrendim. İkisinde de AK Parti’de yukarı doğru, muhalefette aşağı doğru bir ivme görüldü.

SİYASETTE PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜK TRENDİ

Doğrusu muhalefetin kesin adayı açıklanmadan yapılan anketlerin tam gerçeği yansıtmayacağı kanaatimi koruyorum. Ancak daha önce bahsettiğim şirketlerin anketlerinde muhalefetin yukarı doğru trendini yine ikisi de görmüştü.

Anketlerden bağımsız olarak, sahadaki gözlemlerim, kamuoyundaki siyasi hava, vatandaşların bana anlattıklarına bakarak, Eylül ayından beri bir değişim olduğunu fark ediyordum.

Bunu anket rakamlarıyla açıklamaktansa “siyasette psikolojik üstünlük trendi” ile açıklamayı daha doğru buluyorum.

Benim gördüğüm, psikolojik üstünlüğü uzun zamandır elinde tutan muhalefetin, bunu kısa süre önce kaybettiği ve AK Parti’nin bunu eline aldığı yönündedir.

Bu görüşümü muhalefetten siyasilere ve onları ekranlarda temsil eden isimlere söylediğimde hak veriyorlar bana.

Zaten hemen herkes bunu hissediyordur.

Neden psikolojik üstünlük el değiştirdi?

İki ittifak aşçından farklı sebepleri var:

MİLLET İTTİFAKININ HATALARI

1. Muhalefet, iktidarı zorlayan politik hamleler yapmayı bırakıp kendi içinde tartışmaya başladı.

2. “İktidar her halükarda gidici” rehavetiyle havaya girdi ve erkenden güç kavgasına girişti.

3. Bu rehavetin etkisiyle olsa gerek, sahada çalışmalarını aksatıp, sosyal medya, ekranlar ve salonlarda görünmeyi daha çok tercih etti.

4. Seçmenin duyarlı olduğu ekonomik kriz, gelir adaletsizliği, sosyal haklardaki sorunlar, hayat pahalılığı gibi konuları daha çok dillendirip çözüm önereceğine, kısır siyasi tartışmaları tercih etti.

5. Altılı masa çalışmalarını yavaştan aldı, insanların cevap beklediği sorulara yanıt vermedi.

6. Ortak adayı açıklamasa bile bunun yol haritasını, şeklini ve sürecini bile açıklamayarak belirsizlik yarattı.

7. Alınan kararlar, yapılan deklarasyonlar, açıklanan metinler topluma yeterince açıklanamadı, kurulan iletişim komisyonu özel çalışmalar yapamadı.

8. CHP ve İYİ Parti başta, muhalefet partileri arasındaki gerginlik medya önünde, hatta genel başkanlar düzeyinde alenen yapılmaya başladı. Bu milleti çok rahatsız etti.

CUMHUR İTTİFAKI'NIN ATAKLARI

1. Muhalefeti “adayını açıkla” diyerek psikolojik baskı altında aldı ve medya gücüyle “bunlar toplanıp toplanıp bir şey yapamıyor” algısını başarıyla yarattı.

2. Seçim ekonomisi uygulamaya başladı ve toplumu rahatlatacak önemli projeler başlattı. TOKİ, EYT, doktorlara beyaz reform, çiftçi ödemeleri, icra dosyalarına af… bunlardan sadece bir kaçı.

3. Yıl başında asgari ücrete, memur, emekli ve kamu işçilerine yüksek zam yapılacağını söyledi, beklenti oluşturdu.

4. Dış politikada başarılı adımlar attı.

5. MHP ve AK Parti’nin meydan mitingleri, sahaya inen teşkilat çalışanları.

6. Muhalefetin kendi içindeki kavgalara karşın, devlet ciddiyeti ve uyum içinde çalışan ittifak görünümü sergiledi.

7. Agresif, hakaret içeren, ötekini kötüleyen siyaset dili yerine, sürekli halkın sorunlarını çözeceğine dair umut vermesi ve somut adımlar atması.

…

Tüm bu nedenlerden dolayı, son bir ayda siyasetteki psikolojik üstünlük el değiştirmiş gözüküyor.

AK PARTİ’NİN EN BÜYÜK RAKİBİ EKONOMİ HALA

Ancak AK Parti’nin en büyük rakibi olan “ekonomik kriz”, onu sıkıştırmaya devam ediyor. Enflasyon yine çok yüksek çıktı. Bunu aşamadığı takdirde psikolojik üstünlüğü ne kadar elinde tutar bilinmez.

Muhalefet ise son 6’lı masa toplantısında kendi tabanından bile yükselen eleştirileri görüp, toparlanacağına dair emareler gösteriyor.

Siyaset artık yavaş yavaş yerine oturuyor.

Yıl başından sonra ise son düzlüğe girilecek ve çok hızlanacak.

Her şey hala değişken...