Afrikalının elindeki tek şans: Futbol

"Dünya Kupası başladığı zaman bütün Afrika, bir ay süreyle TV başından neredeyse hiç ayrılmıyor. Futbol, Afrika'nın dünyayı yenmesi için eline geçirdiği tek şans."

Simon Kuper’ın, “Futbol Asla Sadece Futbol Değildir” kitabından bu alıntıdaki bir cümle çok dramatik geldi bana...

Fas’ın Portekiz’i elemesinden sonra Kuper’in kitabını yeniden konuşur olduk.

Her ne kadar futbol daha çok ekonomik ve kültürel endüstrinin bir parçası olarak görülse de, aslında politik bir yanının da olduğunu Fas’ın galibiyetiyle derinden hissettik.

Turnuvanın tek Müslüman ülkesi Fas.

Galibiyetten sonra takım olarak secdeye kapandıklarında, tüm Müslümanların gönüllerini fethettiler. İşgal altındaki Filistin bayrağını açtıklarında da...

Endonezya'dan, Bosna’ya kadar, tüm İslam dünyası Fas için heyecan duydu, onu destekledi, onun için dua etti.

Katar’daki tüm Arap ve Müslüman izleyiciler onun için tezahürat yaptı.

Fas aynı zamanda Afrika tarihinde yarı finale kalan tek ülke de oldu.

Şimdi sömürülmüş, aç bırakılmış, köleleştirilmiş, soykırımlar, savaşlarla perişan olmuş Afrika halkları, Kuper’in dediği gibi televizyon başına geçecek.

Sömürge ve kölelik tarihinde onlara kan kusturan Fransa'yı yensin diye Fas için dua edecek.

Ellerindeki tek şans bu. Kuper’den yapılan alıntıdaki dramatik cümle de bu.

Tüm yer altı kaynakları tüketilmiş, ezilmiş, fakir ve güçsüz bırakılmış Afrikalının başka şansı mı var ki?

İşte Fas, o kara kıtadaki tüm kara derililerin ruhuna işlemiş bir acıyı temsil ederek oynayacak o maçı.

Afrikalının zihninde, atalarından dinlediği acı hikayeler, kitaplarda okudukları utanç verici kölelik tarihi canlanacak bu maçta.

İstesek de istemesek de; sömürgecilerle, sömürülenler arasında olacak bu maç.

Kara Afrika’nın çocukları, "beyaz adamı" bir tek futbolda, bu maçta yenme şansını yakalayacak.

Kanımca sadece Afrikalılar değil bu hislere kapılacak olan.

Asya'nın sömürülmüş tüm halklarında da benzer ruh hali olacaktır.

Malezya, Endonezya, Pakistan, Hindistan, Bangladeş, Afganistan, Irak, Suriye, Bali… kısacası toprakları işgal edilmiş, sömürgeleştirilmiş, köleleştirilmiş tüm ülkelerin halkları, bu maçta Fas’ı tutacaktır.

O turnuvada olmayan İslam ülkeleri de öyle.

Dünya ile rekabet için ellerine geçen bir fırsat olarak görecekler bu maçı.

Afrika ya da Müslüman ülkelerin batıyı yenmek için tek şanslarının futbol olması ne acı.

Futbol sadece futbol değildir. Üzerinde düşünmemiz gereken büyük bir hikayedir.