En iyi 15 kurt adam filmi!
keremakca@haberturk.com
Sinemada çoğu zaman vampirlerin rakibi olarak anılan ve son 10 senede ‘Alacakaranlık’ ile ‘Karanlıklar Ülkesi’nde bu özelliğini daha fazla öne çıkaran bir öteki/canavar tanımı… ‘Kurt adam filmleri’ 90 seneyi bulan tarihinde özellikle 1980’lerde ‘A sınıf’ bir furyaya dönüşüp bilinçaltındaki ilkel dürtülerin karşılığı olarak konumlanmıştır. Peki ama arkasına belirgin bir kaynak almayan bu alanın en önemli perde temsilleri nelerdir?
Neden leopar adam, kedi kadın veya sinek filmi gelenek oluşturmazken kurt adam filminin alt türleştiği ilginç bir soru işaretidir. Ama temeline bakınca 19. yüzyıldan itibaren hakim bir şekilde edebi eserlerde karşımıza çıkan kurt adam ya da lycan, Ortaçağ’da ise halk öykülerinde veya mitlerde anılan bir ‘hayvanlaşma’ sembolüdür aslında. 1913’te kısa metraj “The Werewolf” ile doğup 1924 tarihli sessiz “The Wolf Man” ile ‘isim’ olarak ilk uzun metrajına açılsa da, “Werewolf of London” (1935) ile yıllar boyu yer alacağı bedenine kavuşmuştur. Ama aslında 1941 yılındaki Universal yapımı film ile şimdilere kadar gelen tanımına ve özelliklerine bürünmüştür. 1980’e değin önemsenmemesi de normaldir. Sonrasında zehirli ‘wolfsbane’ bitkisi, dolunay, gümüş kurşun ve pentagram sembolü gibi motifler eşliğinde bir ‘ilkellik’, ‘kölelik’, ‘ırkçılık’ ve ‘alt sınıf/proletarya’ simgesine dönüşmüştür. Likantropi (lycantrophy / kurda dönüşme) ya da kurt adam bu kaynağı anlamlandıran sinema terimi olmuştur.
Naziler’in de çok sevip kullandığı ‘kurt’ sembolü zaten “The Wolf Man”de kendini belli etmiştir. 18. yüzyıl Fransa’sında Gévaudan canavarı, Yunan mitolojisinde Damascus, 19. yüzyıl Kızılderili geleneğinde ‘skinwalker’ olarak bilinen ‘kurt adam’, aslında sinema temsilinde zamanla Bram Stoker’ın ‘Dracula’sı ile Robert Louis Stevenson’ın ‘Jeykll & Hyde’ romanını bir araya getiren bir gözlem sunmuştur. İçimizdeki canavara odaklanırken, neredeyse şizofrenik bir kimlik mücadelesini devreye sokmayı, psikolojik faktörleri öne çıkarmayı hedeflemiştir.
80’lerde modern dünyaya transfer olup gotik mimariden olabildiğince kurtulan ve kendine bir furya oluşturan bu motif, 2000’lerde ise vampirlerle mücadelesine ‘A sınıf’ta başlama şansına kavuşmuştur. Böylece 1930’lu, 1940’lı yıllardaki canavar genellemesinden kurtulmuştur. Birçok melez filmin yan öğesi olarak anılıp ‘Alacakaranlık’ (‘Twilight’) ve ‘Karanlıklar Ülkesi’ (‘Underworld’) gibi efsaneleşen serilerin içinde yer almıştır. Beş sene önce çekilen geleneksel uyarlama “Kurt Adam”ın (“The Wolfman”, 2010) tutmaması da aslında köklerine bağlı kalmasının ne kadar lüzumsuz olduğunu kanıtlamıştır.
İşte sinema tarihinin en iyi 15 kurt adam filmi:
1-Kurtlar Sofrası (The Company of Wolves) (1984)
Sinema tarihinin en özgün kurt adam filmi, masalsı ve antolojik olma özelliğini gerçek bir şiirsel ve görsel şölenle taçlandırır. ‘Kırmızı Başlıklı Kız’ın serbest uyarlamasını ‘kurtlu korku hikayeleri’ ile sararak da büyüme öyküsünü anlamlı kılar. Kuşkusuz “Ağlatan Oyun” ve “Zor Tercih” ile tanınan Neil Jordan’ın halen çekmek isteyip beceremediği ilk ve belki de tek başyapıtı. Gerçeküstücülüğüyle göz kamaştıran özel bir filmdir “Kurtlar Sofrası”.
2-The Wolf Man (1941)
Wolfsbane bitkisi, gümüş kurşun, gümüş asa, Talbot evi ve pentagram kolyesinin ortaya çıktığı yer… Galler’deki malikanesine geri dönen Larry Talbot, ormanda bir medyuma gider. Onun yardımcısının kurt adama dönüşmesi ise karakterimizin ısırılma ihtimalini arttıracaktır. Larry Talbot, öyle ya da böyle kısa sürede hayvanlaşma evresinden geçecektir. Aristokrasi sınıfının hareket kabiliyetini sınırlamasından mağdur olan karakterimiz, bir anlamda kendine her türlü şeyi yapmaya müsait bir yaşayış tarzı bulacaktır. Universal’ın alt türün tarihine şablonuyla öncülük etmiş filmi, Bela Lugosi ile Lon Chaney Jr.’ı bir araya getirmesiyle de halen akıllarda!
3-Çığlık (The Howling) (1981)
Haber sunucusu Karen White, bir seri katilin elinden zor kurtulur. Bu olayın yarattığı travma, bir rahatlama ihtiyacını devreye sokar. Karakterimiz anında soluğu ‘Koloni’ adlı kırsal bir bölgede alır. Böylece görünürdeki slasher filmi mizanseni yavaş yavaş kurt adamların cirit attığı bir evrenle değiş tokuş edilecektir… Jesús Franco-Brian De Palma kırması bilinçaltına sızan plastik korku evrenini akılcı rötuşlarla şekillendiren, Joe Dante’nin hınzırlığından beslenen ve 80’lerde alt türde üretimi arttıran bir eser. “Çığlık”, kurt adamların global bir tehdide dönüşüp dünyayı tehdit edecek ‘korkutuculuk’a ulaşması, ana karakterini bir kadından seçmesi ve kurt kadın (ki bilinen ilk sinema temsili 1965 tarihli Meksika filmi “La Loba”dadır) kullanımını dengeli bir çıplaklık ve kan oranıyla birleştirmesiyle alanın üzerindeki ölü toprağını atmıştır. Yedi filmlik bir seriye dönüşüp kısa sürede klasikleşmesi de tesadüf değildir.
4-Wolfen (1981)
Sinemada kurt adamların kökenini ilk kez Kızılderililer’e dayandırması veya ‘canavar’ın bakış açısı planlarını anlatısının merkezine yerleştirmesiyle ‘özel’ olduğunu göstermişti. 1978 tarihli bir romandan uyarlanan “Wolfen”, ‘katil zanlısı’nı büyük oranda göstermeden onun ‘pov’sini vermesiyle dikkat çekerken, Albert Finney’nin polis karakterini ve sinemaskop formatını öne çıkardı. Alt türün dehlizlerine ‘dingin polisiye’ omurgasından açılması ise aslında ‘kurt adam’ tanımının yetişkinlerin ilgi alanına girmesi adına önemliydi. Böylece belki de ‘kurt adam polisiyesi’ adı altında bir harman yarattı.
5-Kurt Çocuk (Neuk-Dae-So-Nyeon / A Werewolf Boy) (2012)
Genç bir kurt adamın izini sürerken onu ‘Pygmalion’ hikayesiyle yorumlaması ve Güney Kore’nin siyasi tarihinden metaforik bir tabana malzeme etmesi kadar aynı zamanda da “Alacakaranlık”, “Genç Kurt” ile “Kurtlar Sofrası”nı bir araya getirmesiyle becerikli bir film. Burada Jo Sung-He’nin büyük oranda Wes Anderson’ın stilini ödünç alıp pembe dizileri andıran renkleri ve karakterleri öne çıkaran, hiciv yüklü ve aile kurumunu taşlayan görsel yapısı eşsizdir. 60’larda kurtlaşıp hapsedilen melez bir çocuk, hiç bu kadar çekici olmamıştı!
6-The Beast Must Die (1974)
Agatha Christie usulü bir kurt adam gizemi ya da George Orwell misali bir insan avı denebilir. “House on Haunted Hill”in (1958) bir türevi olarak anılabilecek “The Beast Must Die”, kuşkusuz sinema tarihinin en ayrıksı alt tür ürünlerinden biri. Bir aristokratın evine sekiz kişiyi çağırıp ‘aranızdan biri kurt adam. Ama o kişinin hanginiz olduğunu bulmak size kalmış’ gibi bir önermeyle yola çıkması ana tezgahı oluşturur. Filmin belli bir bölümünde reklam niyetine 30 saniyelik ‘bir kurt adam arası’ verilmesi de Paul Annett’in ‘oyunlu korkusu’nu daha kalıcı ve ayrıksı hale getirmiştir.
7-Kurt (Wolf) (1994)
Gençlik aşısına ihtiyaç duyan orta yaşlı yayıncı Will Randall (Jack Nicholson), işinden atılır. Onu geri almak istediğinde ise bir kurt adama dönüştüğünü fark eder. Zalim patronu Raymond Alden’ın (Christopher Plummer) seksi kızını (Michelle Pfeiffer) ayartma arzusu bir anlamda yeni bir hayatın başlangıcı anlamına gelecektir. Modern dünya portresinde artık ‘sanayileşme’ öncesindeki ‘ilkel’liğin görgü kurallarına uymadığı süreç burada ‘kurt’a dönüşen bir karakterin izinde canlanıyor. Mike Nichols ‘kurt adam’ motifinin seksi tarafını perdeye taşırken, vahşiliği buna yorumlamayı tercih ederek sevdiği ‘ilişki diyarı’ndan bambaşka bir yasak aşk kurguluyor.
8-Ginger Snaps (2000)
İlk muayyen dönemini yaşadığı gün ergenliğe zıplama sevdasındaki Ginger (Katharine Isabelle), o olayın gecesinde bir kurt adam tarafından ısırılır Çok bariz bir şekilde ‘genç kızların bekaret tabusu’nu temsil eden korku motifi, “Genç Kurt”la akrabalık kurarken ‘iki kız kardeşin etkileşimi’ni öne çıkarır. Ancak daha karamsar ve kasvetli bir yaklaşımın izinde… Kanadalı yönetmen John Fawcett, bu ikinci filmiyle iz bırakıp üç filmlik bir seriye önayak olsa da devamında kariyerinde şanslı olamadı.
9-Kurt Çocuklar (Okami Kodomo No Ame to Yuki / Wolf Children) (2012)
Hana, ‘kurt adam’ olduğunu söyleyen yakışıklı bir gençle evlenmiştir. Çiftin Yuki ve Anne adlı iki çocukları olur. Babanın aniden ölmesi ailenin bütün dengelerini altüst eder. Peki ya bu durum kime fayda getirecektir?... Aile filmlerine ‘kurt adam’ motifini yerleştirerek, bir anlamda ‘çocuk-hayvan’ dostluğunun yavanlığını yıkan ya da tersine çeviren özel bir anime… Mamoru Hosoda’nın gerçekçi çizgileri, yalın yaklaşımı ve insani karakterleriyle de anlam kazanıyor. İlerleyen dönemde ‘kurt çocuk’ motifini kullanıp ‘kabus’u ‘yaşam ve doğum biçimi’ne çevirmesiyle hatırlanacak bir eser “Kurt Çocuklar”.
10-Genç Kurt (Teen Wolf) (1985)
Köşeye itilip ‘öteki’leştirilen bir lise öğrencisinin (Michael J. Fox) okul sıralarında düşlerini gerçekleştirmesinin öyküsü... ‘Alacakaranlık’ serisinin de esin kaynaklarından sayılabilecek eser, babasının kurt adam olduğunu öğrenen bir gencin yükselme, ergenleşme ve tabuları yıkma engellerinden geçmesini anlatıyor. Bu durumun ‘doğru mu söylüyorsun?’ sorgulaması veya ‘korkuyorum senden’ klişesine uzanmadan bir ‘X-Men’ işleyişine tabi tutulması ise ‘gençlik kurt adam komedisi’ formülünü işletmeye yarıyor şüphesiz. ‘Teen Wolf’ markası, 1986-1988 arasında bir animasyon TV dizisine, 1987’de bir devam filmine, 2011’de ise bir TV dizisine kaynaklık yapmıştır.
11-Dog Soldiers (2002)
“Şeytanın Ölüsü”nün (“The Evil Dead”, 1981) kulübe motifini savaş coğrafyasına yerleştirip Britanya ordusunun tatbikatını ‘zalimce’ canlandıran bir kurt adam filmi. Cheyenne Kızılderilileri’nin altı askeri birliğinden biri olarak bilinen ‘Dog Soldiers’ın (‘Köpek Askerler’) adını alan tim de bu toplamda düşman işlevi görüyor. Aslında hedef ‘BBG’ye akraba bir mantığı ‘savaş, cinayet, şiddet ve kıyım nelere kadir’ tümcesinin desteğiyle anti-militarist bir bedene taşımak. Zira kurt adam ordusu, Amerikan İç Savaşı’ndan farksız bir ‘ayrım’ içermeye kadar gidiyor. Alegorik bir ırkçılık öyküsünü devreye sokuyor. ‘Savaşta geçen korku filmleri’nin üzerinde iz bırakmış ve devam filmi halen düşünülen yapıt, İngiliz korkusunun yükselen figürü Neil Marshall imzalı.
12-Kurt Adamlar (Skinwalkers) (2006)
Kurt adamlığa ‘Kızılderili efsaneleri’nden bilinen ‘bedende yürüyenler’ takma ismini yerleştirmesiyle değerli bir eser... Bizde “Kurt Adamlar” adıyla DVD’si çıkan “Skinwalkers”, bununla da kalmayıp alt türün kalıplarını aksiyon ve western’le iç içe geçiriyor. İnsan-kurt adam melezliği, western kasabası ve motosikletli alt kültür ile bağlar ise “Karanlık Bastığında” (“Near Dark”, 1987), “Kayıp Çocuklar” (“The Lost Boys”, 1987) ve “Blade”den (1998) feyz alarak çekici duruyor. Bu 13 yaşında kurt olacağını öğrenen yeni yetme bir çocuğun hikayesinde Rhona Mitra, Elias Koteas gibi isimler rol alıyor.
13-Kurt Adam Londra’da (An American Werewolf in London) (1981)
Türlere mizahi yaklaşımıyla ya da “Kentucky Fried Movie” (1977), “Animal House” (1978) ve “Cazcı Kardeşler”in (“The Blues Brothers”, 1980) yönetmeni olarak tanınan John Landis, burada 80’lerin furyası ‘korku-komedi’nin yamacına tutunuyor. Kurt adam efektinin eskidiği, kurda dönüşüp irileşmenin paslandığı bir dünyada iki Amerikalı üniversite öğrencisinin Londra seyahatine odaklanıyor. Büyük oranda da “Werewolf of London”ı (1935) yenilerken cinsel içeriği ve bilinçaltı serüveni yoğunlaştırılmış, karakterleri gençleştirilmiş bir modern dünya serüveni sunuyor. Meraklısına “Kurt Adam Londra’da”nın 1997 tarihli bir de devam filmi var.
14-Kız ve Kurt (Red Riding Hood) (2011)
‘Kırmızı Başlıklı Kız’ masalı ile “Valerie and Her Week of Wonders”ın (1970) yapısını birleştirip ortaya çıkan toplama Hammer Films aşısı yapan, tek bir Ortaçağ lanetli kasabasında geçen doğru tonlu bir eser. “Alacakaranlık”ın yönetmeni Catherine Hardwicke ile “Evdeki Düşman”ın senaristi David Johnson’ı bir araya getiren “Kız ve Kurt”, masalsı kurt adam filmi şablonunda kayda değer bir iş. En önemlisi de 19. yüzyıl görüntüsünün üzerine giderken asla demode kalıplar kullanmaması. Valerie ile sevgilisi Peter’ın hikayesinin ‘dev kurt’ tehdidiyle sarılması da aslında kurt avcılığından canavara vaat edilen yemeğe kadar her şeyi yerli yerine oturtuyor.
15-Gündüz İnsan Gece Kurt (The Curse of the Werewolf) (1961)
18. yüzyıl İspanya’sında Marki’nin hapsettiği bir dilenci, gardiyanın kızına tecavüz eder. Ormana kaçan hamile kız, karşısında centilmen bilim adamı Don Alfredo’yu ve onun ev işlerini yapan Teresa’yı bulur. Bebeği Leon’u (Oliver Reed) onlara teslim edip ölen kız, yeni maceraya start verecektir. Böylece kurt adamlığın temelleri atılacaktır. Hammer Films’in bu ilk kurt adam filminde Terence Fisher’ın rejisine Oliver Reed eşlik ediyor. Tipik bir aristokrasi eleştirisi olan hikaye kendi kurallarıyla yol alıyor.