İki başkan, iki tavır
Balıkesir'in MHP'li Belediye Başkanı İsmail Ok, geçtiğimiz günlerde alışkın olmadığımız bir davranışta bulundu: Su baskınlarının suçunu doğaya atmak yerine sorumluluğu üstlendi ve selden zarar gören vatandaşları ziyaret ederek özür diledi.
Herhangi bir Avrupa ülkesinde gayet "doğal" karşılanacak böylesi bir davranış bizim için "şaşırtıcı" oldu. Üstelik deprem, sel gibi doğa olaylarının yarattığı yıkımların asıl mimarının insan olduğunu bilmemize rağmen.
Bunu, 1995 yılında İzmir'de yaşanan ve 61 kişinin öldüğü sel felaketinde de, 17 Ağustos depreminde de gördük. İnsanları ölüme götüren, ıslah edilmeyen dereler, çürük binalar, dere yatağına kurulan evlerdi.
Başkan Ok da bu yüzden, "Ne yapalım, doğal afet. Elden bir şey gelmez" demedi, mazeret üretmedi. Çıktı özür diledi, zararın karşılanacağını söyledi ve altyapı yatırımları sayesinde bundan sonra benzer bir olayın yaşanmayacağı sözünü verdi.
★
Haziran ayı ortasında İzmir'de, alkollü araç kullanmaktan ehliyetine el konulan belediye otobüs şoförü iki kişinin ölümüne yol açtı. Sürücünün ehliyetine el konulduğunu bilmeyen belediye emniyeti suçladı, emniyet de belediyeyi...
Neredeyse inatlaşmaya varan bu tartışmaların arasında, alkollü otobüs şoförleriyle ilgili haberler "rutin" hale geldi.
Müfettişlerin ESHOT ve İZULAŞ'la ilgili hazırladıkları rapor ise durumun vahametini ortaya koydu. Her iki kurumda çalışan 3 bin 95 şoförün dosyasını tek tek inceleyen müfettişler, alkolden ehliyetine el konulan 312 şoför bulunduğunu ortaya çıkardı.
Büyükşehir Belediyesi, polis tarafından ehliyetlerine el konulduğu halde ehliyetlerini teslim etmeyip çalışmayı sürdüren 17 otobüs şoförü için işten çıkarma kararı aldı.
Yine de işler öyle bir hale geldi ki vatandaş, otobüs şoförlerine ehliyet sormaya başladı.
★
Bir araştırma yapılsa, muhtemelen İstanbul'da, Ankara'da, Adana'da ya da başka bir kentte ehliyetine el konulmuş onlarca şoföre rastlanacaktır.
Ancak bu durum, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni haklı çıkarmıyor.
Başkan Kocaoğlu'ndan özür dilemesini beklemiyoruz...
Fakat sorumluluğu kabul etmeli. Ve, görmezden geliyor gibi görünmek yerine bir an önce, canlarını o şoförlere teslim eden binlerce İzmirliyi rahatlatacak bir açıklama yapmalı.
- Üç çocuğa nasıl bakılır?13 yıl önce
- Aba altından sopa gösterme siyaseti13 yıl önce
- İzmir'in ruhuna dokunmak13 yıl önce
- Bizim Kunta Kinte'ler13 yıl önce
- Çekilişsiz, kurasız rektör seçimi13 yıl önce
- Bu karar örnek olmalı13 yıl önce
- Cuma öğretmenin küpesi13 yıl önce
- Çeşme, "Ruslar'ın Çanakkalesi" olur mu?13 yıl önce
- İkiçeşmelik'e kim el atacak?13 yıl önce
- Yorum farkı13 yıl önce