Bülent Yıldırım ya o penaltıları verseydi!

Müthiş bir sezonu bitiriyoruz. Mucize ihtimali elbette var da Galatasaray’ın şampiyonluğu kaybedeceğini düşünmüyorum. Her takım için kırılma noktası sayılabilecek çok maça tanıklık ettik. Bugün herkes çıkıp “Ah sahamızdaki şu maçı nasıl verdik? Ah o son saniye golünü yemeseydik” türü sözler söyleyebilir. Haklıdırlar. Ancak öyle net bir olay var ki; şampiyonluğun çok önemli faktörlerinden ve aktörlerinden. O da hakem Bülent Yıldırım.

Bülent hocanın art niyetli olduğunu asla düşünmesem de, G.Saray’ın hakedilmiş bir zafere koştuğunu kabul etsem de Yıldırım’ın Kadıköy’deki F.Bahçe- G.Saray derbisindeki korkakça kararlarının şampiyonu belirlediği gerçeğini de bir kenara atamam.. Derbilere bir bakarsak..

Başakşehir, Beşiktaş’ı, G.Saray’ı bileğinin hakkıyla yendi. F.Bahçe-Başakşehir (2-3), Başakşehir-F.Bahçe (0-2) maçları da sahadaki futbolun karşılığı sonuçlardı. G.Saray, Başakşehir’den 5-1’lik hezimetin rövanşını 2-0 ile alırken coşkusunun, arzusunun karşılığıydı. Ligin ilk yarısında Beşiktaş, G.Saray’ı sürklase etti, rövanşta aynı rolü G.Saray üstlendi. Beşiktaş- F.Bahçe (3-1) ve biraz tartışmalara yol açsa da F.Bahçe-Beşiktaş (2-1) derbisi bile kabul görür maçlar oldu. En belirleyici derbi, her iki maç da 0-0 bitmesine rağmen F.Bahçe-G.Saray derbisiydi. En sırıtanı, göze batanı da Kadıköy’deki.

Teknik adamından futbolcusuna elbette herkes hatalar yaptı da herhalde bir hakem yönetiminin sonuca bu denli etki ettiği bir derbi, böylesine damga vurduğu bir sezon yaşanmadı. Yıldırım’ın o gün vermediği en az 2 penaltı, çıkarmadığı kırmızı kartlar bugünkü tabloyu ortaya çıkardı.

***********

‘GALATASARAY’IN SON KURŞUNU’

TRT Spor’da Basın Tribünü programında G.Saray başkan adaylarından Ozan Korkut’u ağırladık. Herkesin merak ettiği bir isimdi. 44 yaşında ve 9 yaşından beri camianın içinde. Liseli. Sporcu geçmişi var. Basketbolcu. G.Saray’da forma giyerken transfer teklifi alıp gittiği Amerika’da basketbol oynamış. Motorsiklet ve rock müzik tutkunu. Bir müzik grubunun da üyesi. İzmir’de doğup İstanbul Ataköy’de büyümüş. Mustafa Cengiz-Dursun Özbek ikilisinin arasından sıyrılıp sürpriz yapacağını söyleyenlerin sayısı hiç de az değil.

Ozan Bey de iddialı. “Ben değil biz olacağız” ilkesiyle hareket ediyor, “Bileğimizin hakkıyla, doğru projelerle, doğru zamanda göreve gelmek istedik. Bu nedenle de şimdi adayız” diyor.

En önemlisi de bu seçimi tarihin en kritik seçimi olarak görüyor ve bu durumu şöyle özetliyor:

“Geliri çok iyi kullanırsanız G.Saray’a nefes alacak bir imkan yaratırsınız. Doğru yönetemezseniz bitti. Finansal olarak çökertirseniz bir daha toparlamanız çok zor. Son kurşunumuz bu. Bu nedenle de kritik bir seçim. Gerçekten de bir 100 yıl daha devam edecek mi etmeyecek mi, bunun kararı verilecek, bu seçimde Galatasaray’ın geleceği belirlenecek.”

***********

TRENİ KİM KAÇIRDI?

Bursa maçında ilk yarı bitimine doğru Aykut hoca, Valbuena’yı ısınmaya yolluyor, tribünler Valbuena tezahüratları ile inliyor. O sırada takım sahada gol atma derdinde...

Maç bitiyor. Takım son anda kazanmış, tribünler bu kez Sow’a aşkını haykırıyor..

İlk maçtan son maça kadar taraftar desteğini arkasında bulamamış, Beşiktaş, Galatasaray derbileri dışında stadını dolduramamış bir Fenerbahçe...

Stada gelenler de destek vermemiş, köstek olmuş. Yönetimi istifaya çağırmış, futbolcuları yuhalamış.

Şimdi şampiyonluktan bahsediyorlar. Oysa ki tren kaçtı. En büyük etken de iç saha performansı..