Dönüşüm sancısı
SİYASETİN en önemli sorunu ne derseniz, değişimin getirdiğine dönüşememe sancısı derim…
Bunu siyasetin her alanında görmek olası; TBMM ise turnusol kağıdı…
Örneğin, Meclis dün mesaisine Plan Bütçe Komisyonu’nda bedelli askerlik ile birlikte torba kanuna eklenmesi planlanan kanun tekliflerini ele alarak başladı.
Oturma düzeninden tutun da, teklifin ele alınış biçimine kadar her şey eskisi gibiydi…
Salonda sadece bakan yoktu, onun da yerini teklif sahibi olarak AK Parti Grup Başkanvekili Muş almıştı…
Arkasında ise Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her bir biriminden gelmiş üniformalı askerler sıralanmıştı.
Oysa yeni sisteme geçişle ilgili Anayasa görüşmeleri sırasında “sert kuvvetler ayrılığına” geçileceğinin altı defalarca çizilmişti…
Görüşüne elzem ihtiyaç duyulanların davet edilerek konu ile ilgili bilgisine başvurulmanın ötesine geçilmeyeceği, sert kuvvetler ayrılığının da bunu gerektirdiği belirtilmişti.
Oysa geçen haftaki Adalet Komisyonu’nda OHAL’in yerine geçecek kanun teklifinin görüşülmesi sırasında, hem de dünkü Plan Bütçe Komisyonu’nda şablon eskinin aynıydı.
Komisyon başkanı eleştirilere karşın, “Ben davet ettim” gerekçesini sunmuş olsa da getirilmek istenen sistemi yansıtmıyordu…
Buna karşın, işin bir de devlet sisteminin yürümesi için olmazsa olmazları var...
Çünkü teklifin yaratacağı hukuki etki ve mali yükünü ancak onlar bilir…
Ancak bunun için yöntem bellidir; TBMM tekliflerin hukuki ve mali etkilerini inceleyip görüş bildirecek birimlere kavuşturulması gerekir.
Yoksa güçlü yeni motorla eski kasa yürütülemez…
CHP’DEKİ DURUM
Dönüşüm sancısı CHP’yi etkiliyor…
Muhalifler olağanüstü kurultayı çağırmak için gerekli sayıya ulaşıncaya kadar rakam açıklamayacaklarını bildirdi.
Bu dahi imzaların geldiği noktayı göstermeye yeter…
Nitekim imza verenlerin geri çekmeye başladığı, sayının 40’ı aştığı da gelen haberler arasında…
“DİNGO’NUN AHIRI DEĞİL…”
Anlaşılan o ki bazı Büyükşehir Belediye başkanlarının takındığı tavır da süreçte etkili olmuş.
Onlardan biri de Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu…
Sohbetimize, “Demokrasi, adalet ve özgürlük alanlarında büyük sıkışma yaşandığına” dikkat çekerek başladı.
CHP’nin Türkiye’nin sigortası olduğunun altını çizdi ve “Elbette parti yönetiminde yanlış varsa tartışılır, CHP tek adam tarafından yönetilmiyor” dedi.
Kendisine yakıştırılan, “Topuklu Efe” ismine uygun tonda devam etti:
“CHP isteyenin istediği gibi davranacağı Dingo’nun ahırı da değil… CHP’nin tüzüğü, parti programı var Genel Başkan dahil herkes buna uyar…”
Erkene alınacağı iddialarının dolaştığı yerel seçime 9 ay kala vatandaş odaklı stratejilere yoğunlaşmaları gerektiğini belirtip devam etti:
“Kurultay tabii ki yapılır. Ama bunun zamanı bu zaman değil. Güneş vaktinde doğar, çiçek vaktinde açar. Kimsenin yerelde daha fazla söz sahibi olma iştahı olmamalı; çünkü 100 yıllık gelenek buna engel …”
İYİ PARTİ VE MHP
Dönüşüm sancısının en ağır yaşandığı yer ise İYİ Parti…
Genel Başkanı Akşener’in seçimli olağanüstü kongre çağrısı yaptığı İYİ Parti’de tek konu, “Meral Hanım (Akşener) geri döner mi?” sorusuna aranan yanıt...
Kimine göre ‘baskı yüksek olsa da dönmez’, kimine göre de ‘kongreyi fırsata çevirip dilediği gibi yapılandırır...’
İYİ Parti’deki durum MHP’de de dikkatle takip ediliyor.
MHP lideri Devlet Bahçeli, “Dağılsınlar bize gelsinler” diye yaklaşmıyor.
Tam tersine bu dönemde dağılmasına olumlu bakmıyor. Açıklamasında “Hanımefendi” diye tanımladığı Akşener’i İYİ Parti yöneticilerinin ikna edip geri döndürmelerine yönelik talebi de bunun yansıması…
MHP yöneticileri, Bahçeli’nin, “Bu demokrasi ve İP açısından son derece faydalı olacaktır” cümlesinde samimi olduğunu belirtti.
Peki, Bahçeli neden bu duruşu sergileme gereği duydu?
Yanıtı, İYİ Parti’de dağılma olması halinde TBMM’de ortaya çıkacak durumla ilgili…
İYİ Parti’nin grup özelliğini kaybetmesi AK Parti’nin komisyonlarda daha yüksek ağırlığa ulaşması anlamına geliyor.
Hatta bazı milletvekillerinin AK Parti’ye geçmesi halinde 301 sorunu da kalmayacak.
TBMM’de denge-denetleme görevine talip MHP açısından farklı bir durum yaratacağı anlamına geliyor.
Siyasette olabilecekler, olanın önüne geçiyor…
