İdlib ısınırken
ÇATIŞMASIZLIK bölgelerine dönük Astana Mutabakatı'nın imzalandığı eylül ayından bu yana, birkaç patlama sayılmazsa sakindi…
Bu sakin süreçte, mutabakat gereği Türk Silahlı Kuvvetleri de “gerginliği azaltma bölgelerinde 12 gözlem noktasını” oluşturdu.
Bir arkadaşım önceki gün Cilvegözü ve Güvecçi sınır kapılarından TIR’ların bariyer beton bloklar taşıdığını söyleyince, bir süredir ilgi alanımdan çıkan bölge haberlerine bakınca gördüm...
Madem hareket artmış, aktörler yeni pozisyonlarını almaya, taraflar çatışma odaklı konumlanmaya başlamış…
Suriye’de sıklıkla tanıklık edildiği gibi, çatışanlar öpüşmeye, öpüşenler de çatışmaya karar vermiş…
Bunların arasında en önemli gelişme Şam ile PYD arasında varılan mutabakat…
ABD desteğindeki PYD odaklı Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) siyasi kanadı Demokratik Suriye Meclisi (DSM) Şam’ın çağrısına olumlu yanıt vermiş.
Yani, Beşar Esad’ın “Müzakereler için açık kapı bırakıyoruz, çünkü DSG’nin çoğunluğu Suriyelilerden oluşuyor. Yöntem işlemezse güç kullanma yoluna gideceğiz…” tehdidini ciddiye alıp, Şam’ın yolunu tutmuş…
Görüşmeyi duyuran DSM’nin Eş Başkanı Riad Derar’ın belirttiğine hafta başında başlayan görüşmede “siyasi ve güvenlik konuları” da masada yer almış.
FEDERASYONDAN VAZGEÇTİ
El Cezire’nin haberine, bölgedeki yerel kaynakların da doğruladığı bilgiye göre DSM, “Kuzey Suriye’deki kurumları ve sınır kapılarını Şam rejimine teslim etmeyi” kabul etti.
“Askeri güçlerinizi (DSG) lağvedin” talebini ise reddetti.
Ancak “federasyon” talebini rafa kaldırdı.
Buna göre DSM/PYD, Suriye’nin dörtte birine sahip olduğu bölgede yapısını koruyacak, “Özerklik, federasyon veya konfederasyon” talebinde bulunmayacak.
Şam ise bu bölgedeki tüm kurumlar ile sınır kapılarının yönetimini devralacak…
Peki, Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG/YPG), hamisi ABD buna izin verir mi?
Bölgeyi iyi bilen ve yakından takip eden TOBB ETÜ’den arkadaşım Doç. Dr. Burak Bilgihan Özpek’e göre, “Şam-DSM anlaşmasına, ABD- Rusya'nın Suriye uzlaşısı yol verdi…”
Özpek, “ABD Başkanı Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton’un, Trump- Putin Helsinki Zirvesi öncesi Moskova’da yaptığı görüşmede yol haritasının çizildiğini" belirtti.
Hem Bolton görüşmesi, hem de Helsinki Zirvesi sonrası yapılan açıklamaların uzlaşının izleriyle dolu olduğunu söyledi.
Bölgedeki kaynakların iddiasına göre de Şam yönetimi DSM/PYD bölgesinde ABD üslerinin bulunduğu alanlara yanaşmayacak; ilişkiyi yine DSG/YPG yürütecek…
YPG taraftarları dün iddianın gerçeği yansıtmadığını ileri sürüp tepki verirken, DSM adına Şam’da görüşmeyi yürüten Eş Başkan İlham Amed, Reuters’a şu açıklamayı yaptı:
“Anayasa, siyasi süreç, bunlar rejim olmadan çözülmeyecek. Rejimin hiçbir yere gittiği yok. ABD'nin politikaları net değil...”
İDLİB VE MÜNBİÇ SORUNU
Resmi olarak açıklanmayan yeni durum Türkiye’nin ABD ile vardığı Münbiç mutabakatını etkiler mi?
Anımsanırsa, Türkiye El Bab operasyonu sonrası da Münbiç’e doğru yöneldiğinde benzer sıkıntı ile karşılaşmış, Rus ve Şam güçleri karşısına çıkmıştı.
Bu arada önemli bir gelişme daha yaşandı, Esad Astana mutabakatını yok saydığını ilan etti.
TASS’a verdiği demeçte İdlib halkını, ÖSO ve enkazlardan kurtardıkları insanlarla adını duyuran ve “Beyaz Baretliler” olarak anılan sivil savunma çalışanlarını tehdit etti…
“İdlibliler ya teslim olacak, ya da ölecek…” dedi.
Esad’ın demeci, İdlib İl Genel Meclisi’nin 7 maddelik “imdat” çağrısını da beraberinde getirdi.
Çağrıda, rejim güçlerinin Yayladığı’nın güneyindeki Türkmendağı’nı bir süredir bombaladığına dikkat çekilerek, İdlib’deki, 3 milyon 489 bin sivilin canının söz konusu olduğunu anımsatıldı.
“Bu oyunlar, İdlib’in güvenliğinin ve idaresinin Türk askerinin üstlenmesiyle bozulur” denildi.
NUSRA’YA OPERASYON
Her şey bununla sınırlı sanarken, bir başka haber daha ulaştı…
Aktarıldığına göre, Cilvegözü’nün karşındaki sınır kapısını elinde tutan Nusra odaklı Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) son dönem yine sorun olmaya başlamış…
Kapıda yarattığı sorunla kalmayıp, yanaşmamaları gereken Türkiye’nin gözlem noktalarına yakın alanlardan, Şam ve Rus üslerine roketli saldırıda bulunmuş.
Rus ve Şam güçlerinin anında karşılık vermeleri nedeniyle bombaların Türkiye’nin gözlem noktalarının yakınlarına düştüğü bildirildi.
Beklenti, “Ya Nusra’ya operasyon kaçınılmaz olur gereği yapılır ya da çıkış planlamalarının hazırlanması gerekir” yönünde.
Astana süreciyle sessizliğin hakim olduğu Suriye, havaların serinlemeye başlamasıyla hareketlenecek gibi görünüyor…
En büyük tehlikeyi ise BM Suriye İnsani Yardım Koordinatörü Moumtzis’in bir süre önce söylediği, “2,5 milyon insan İdlib’i terk ederek yeni göçe başlayabilir” uyarısı oluşturuyor…