Sanırsınız ki seçim geliyor...
Eğer AK Parti ve CHP’nin kamplarındaki konuşmalara ve üç gün içindeki gelişmelere bakıp siyasi değerlendirme yapmaya kalkarsanız, iki ay içinde seçim var sanırsınız.
Oysa yeni sistemde seçime gidilmesinin yöntemi belli...
Ya Cumhurbaşkanı’nın parlamentoyu feshetmesi lazım ya da parlamentonun beşte üç çoğunluğu bulup seçim kararı alması...
Üzerinden henüz 15 ay geçmiş ve 2 yılı dolmadığı için de özlük haklarını elde edememiş milletvekillerini 360 gibi çoğunluğa ulaştırıp seçime götürmek kolay değil.
Ayrıca götürülmeye kalkılsa dahi hiçbir partide hatta ittifak blokunda bunu bulacak sayı yok.
MECLİS’İN KARAR GÜCÜ YOK
AK Parti’nin 291, MHP’nin ise 49 milletvekili olmak üzere toplamda 340 sandalyesi var; TBMM Başkanı oy kullanma hakkına sahip olmadığı için 339 oy lazım.
Muhalefetin toplamı ise 248…
Dolayısıyla öteki bloktaki bir partiden almadığı sürece bir partinin veya blokun tek başına seçim kararı aldırma gücü yok.
İki yeni parti kurulduktan sonra bu dengenin değişmesine de olanak verilmiyor; nedeni de mevcut milletvekillerinden transferi düşünmüyor olmaları.
Geriye bir tek Cumhurbaşkanı’nın Meclis’i fesih edip seçime gitmesi kalıyor ki bunun olabilmesi için öncelikle sahanın AK Parti’nin lehine döndürülmesi gerekiyor.
Ekonomik durumun kitleler üzerinde bu denli sıkıntı yarattığı, zamların her geçen gün yeni bir yük bindirdiği, partisinden de iki yeni siyasi hareketin çıkma hazırlıkları yapıldığı süreçte Cumhurbaşkanı seçim riskini alır mı?
Hiç ihtimal vermiyorum.
SİYASİ ZELZELEYE HAZIRLIK
Dolayısıyla söylem seçim atakları geçirse de saha sandığa henüz izin vermiyor…
Peki, bu atakların nedeni ne derseniz aslında çok açık...
Yaklaşmakta olduğu bilinmekle birlikte, şiddeti konusunda kesin veri sunmayan siyasi zelzelede eldekini yıkıntıya uğratmamak için kolon güçlendiriyor.
Yeni siyasi oluşumların partileşme süreci öncesi, sosyolojik tabanından erozyonu önlemek için güçlendirme yapıyor.
İlginçtir hepsi de iç konsolidasyonunu öteki parti üzerinden gerçekleştirmenin yolunu deniyor.
MHP merkezine HDP’yi yerleştirip, onun üzerinden CHP’yi kriminalize ediyor…
İYİ Parti, HDP üzerinden milliyetçi tabana gel-gel çekiyor…
CHP de merkezine AK Parti’yi koyup, ötekilerin tabanına oynuyor.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun son bir aydır “AK Parti seçmenine sesleniyorum” söylemi, tank palet fabrikası üzerinden milliyetçi tabana göndermelerinin nedeni de buna dayanıyor.
FIRAT’IN DOĞUSU
AK Parti’ye gelirsek…
Batılı basında birkaç gündür Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna girmesi halinde nelerin olabileceğine yönelik makaleler çıkmaya başladı.
Dikkat çeken Rus basınında da benzer makalelerin yer alması.
Hemen hepsi de “Erdoğan, Suriye üzerinden milliyetçiliği körükleyip yeni partiler kurulmadan seçime gidecek” tezine dayalı iddiayı dile getiriyor.
Bu bakış muhalefet liderleri dahil Türkiye’de birçok kesimde var.
Ancak iddiada bulunanların şu sorunun yanıtını da bulması gerekir:
“Fırat’ın doğusuna bir operasyon kaç günde tamamlanır?”
Bunun en iyi örneği de Fırat Kalkanı Harekatı…
Cerablus, Çobanbey- El Bab hattında toplamda 216 gün süren operasyon sonucu kontrol sağlanabildi; bu sürede Türk Silahlı Kuvvetleri 245 yaralı 71 şehit verirken, ÖSO birliklerinin şehit sayısı da 600 oldu.
Bu alanda da unutulmamalı ki sadece IŞİD vardı, sivillerden arındırılmış bölgeydi ve daha önemlisi takoz olmaya hazır ABD gücü yoktu.
Fırat Kalkanı 7 ay zaman alırken, Zeytin Dalı Harekatı’nda ise Afrin kent merkezi 58 günde ele geçirilebildi ki direniş, kent merkezi yerine kıra dayanmıştı…
Yani en kısası 3 ay, en uzunu 7 ay sürdü.
ABD’NİN SAHADAKİ VARLIĞI
Unutulmasın ki Fırat’ın doğusu her iki sahadan çok farklı.
YPG’nin ABD desteğiyle modern silahlarla donatılması bir yana, Türkiye’ye çok sıcak bakmayan, her adımda takoz olmaya hazır ABD’nin Centcom askerleri var…
Bir de Suriye iç savaşı sonrası nüfusu ciddi oranda artan 4 büyük yerleşim birimi…
Nitekim dün PYD’nin silahlı gücü YPG’nin yerine oluşturulan Suriye Demokratik Güçleri’nin, “Türkiye’nin herhangi bir olası askeri operasyonu, sınır bölgesindeki milyonlarca Suriyeli sivili de etkileyecek” açıklaması yaptı.
Bugünden batılı kamuoyunu yanına çekme oyununa girdi.
Bütün bu verileri vermemin nedeni, Suriye sahasındaki gelişmeler ile yeni partilerin iki ay içinde kuruluşu ve bunun seçimle bağdaştırılmasından dolayı.
ÖNEMLİ OLAN ADAY
Partilerin seçime girmeleri için Türkiye’nin en az yarısında örgütlenmiş olmalarının zaman alacağı gösteriliyorsa bu da gerçekçi değil.
Çünkü artık yeni sistem partilerden çok bireyleri önceliyor, kimin Cumhurbaşkanı adayı olacağına bakıyor.
En iyi örneği de İstanbul ve Ankara yerel seçimleri, belediye meclislerinde her iki adayın da yeterli desteği yok, ama başkan olarak seçildiler.
Dolayısıyla bugün yapılanların hepsini yarın seçim varmış gibi yorumlamanın sağlam bir zemini bulunmuyor.
Zaten zemin de buna izin vermiyor…
O nedenle bugünden yarına seçime gidileceğini sananlar yanılır.
Ama bir yıl sonra da ne olur; orasını da öngörülmeyen, ‘savaşın sisi’ adı verilen gelişmeler tayin eder…