Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türk Ceza Kanunu’nun bazı maddelerindeki düzenleme ile infaz sürelerinde indirime gidilmesine yönelik çalışma tam hız sürüyor.

        Muhtemel ki gelecek ay tamamlanıp TBMM’ye sunulacak.

        Düzenlemeden amaç da öyle suçun azalmasından veya 2005 öncesi şartlara geri dönülmesinden falan değil…

        Tek neden var yer kalmamış cezaevlerinin bir miktar boşaltılması…

        Ancak çok değil, 10 yıl sonra cezaların infazındaki indirimin kime nasıl uygulanacağı konusunda bir başka ciddi tartışma ile karşılaşacağız…

        Buna neden de yapay zekanın geometrik hızla yaşamın her alanına nüfuz ediyor olmasından…

        Öncelikle yapay zekanın ne olduğunu anlatmak gerekirse, özetle “bir makinenin akli davranışı taklit etme yeteneği” diye tanımlanıyor.

        Bir bilgisayar, yaratılmış algoritmaları kullanıp, topladığı deneyimler ışığında yeni bir algoritma yaratıyor ve buna göre yeni bir davranış geliştiriyorsa buna yapay zekalı deniliyor.

        Yani baştan verilen iyi ve kötü kavramlarına bakarak, daha önce karşılaşmadığı bir olayın faydalı veya zararlı olduğunu ayrıştırabiliyor.

        Buna insanda var olan akıllı zihinlerin makineye aktarımı da diyebiliriz.

        ROBOTUN ÜÇ KURAMI

        Nitekim on yıllar önce sorun değildi, çünkü üçlü kuramı vardı:

        1- Robot, bir insana zarar veremez veya hareketsiz kalarak bir insanın zarar görmesine izin veremez,

        2- Robot, bu emirler 1. kural ile çelişmediği sürece, insanlar tarafından verilen emirlere uymalıdır,

        3- Robot, 1. ve 2. kuralla çelişmediği müddetçe, kendi varlığını korumak zorundadır...

        Bunlar bugün için geçerliliğini yitirdi…

        Neden de bir başkasının iyiliği için verilen komutu, kendi yarattığı algoritma kapsamında doğru bulmama gibi bir yetiye kavuştu.

        Örnek mi, salgın bir hastalığın önüne geçmek için bir hastayı iyileştirme talimatı verilen robot hasta, hastadan tedaviyi reddetme hakkı kapsamında yanıt alırsa ne olur?

        YARDIM VE YATAKLIK MI?

        Ya da yakalama emri verilen polis robotu, suçlunun direnişi karşısında vurma emrini yerine getirmezse hangi disiplin cezasına çarptırılır?

        Bir başkasının yaşamını kurtarmak için bir suçluyu öldürmek durumunda kalan polisin eylemini engelleyen robotun davranışı suçluya yardım ve yataklık mı kabul edilir?

        Asıl önemli olan ortaya çıkan suçun cezası kime verilir?

        Mesela yapay zekaya kesilen para cezası kimden alınır, gözaltı ve tutukluluk işlemleri nasıl gerçekleştirilir?

        Başlıkta da belirttiğim gibi infaz indirimi yapay zekayı da kapsar mı, yoksa kapsam dışı 5 suçun arasına mı alınır?

        KÜFREDEN PAPAĞAN MİSALİ

        Bu sorular karşısında “cezai sorumluluk yüklemek için, o suç bakımından maddi unsurun varlığı da gereklidir” denilebilir.

        Ya da bir yılan insanı soktuğunda cezai sorumluluk taşır mı sorusu da yöneltilebilir.

        Bir papağan küfür ederse manevi tazminat davasının kime açılacağı da sorgulanabilir...

        Dolayısıyla makine makinedir, hayvan hayvandır mantığı ile hareket edilebilir.

        Bütün bunların yanında duruma göre yazılımı, yani algoritmasını yaratının ona yüklediği talimatlara bakılarak suçun oluşturulabileceği ve programı yükleyene cezanın verilebileceğinden de söz edilebilir.

        TAY’IN DÜŞTÜĞÜ DURUM

        Ancak, unutulmamalı ki bugünkü yapay zekalı varlıklar, deneyimleme sonucu kendi algoritmasını yaratıp, bambaşka sonucu uyguladığı için ilk yazıcısına suç yüklemek olası değil.

        Daha ilerisi, yapay zekaya sahip bir varlığın, daha gelişmiş ve kendi algoritmasını yaratmış bir başka yapay zeka tarafından yeniden kodlandığı durumlarla da sıklıkla karşılaşılıyor.

        Bunun en iyi örneği de Microsoft şirketi tarafından yaratılan Tay isimli yapay zekanın Twitter'dan topladığı verilerle ırkçı ve küfürbaz hale gelmesi…

        Oysa Microsoft böyle bir yapay zeka planlamamıştı.

        94 YILLIK TEMEL BİTTİ

        Şimdi böyle bir dönemde bu da nereden çıktı demeyin, çünkü bütün dünya son günlerde buna odaklanmış harıl harıl ceza kanunu yazıyor.

        Çünkü yenidünya düzeninde, 1926’da İtalya’dan iskeleti alınan Ceza Kanunu yeterli olmuyor.

        Yani, 94 yıl önceki temel bugünkü binayı kaldırmıyor.

        Bunun için hukukçular yeni bir sürecin kapısını aralamış.

        Dolayısıyla, nasıl ki GSM ve akıllı cep telefonunu yaratanlar bugün kaymağını yiyorsa, yarın da yapay zekanın hukuk normunu yaratanların itibarına tanıklık edilecek.

        ŞİRKET HUKUKU GİBİ

        Sevindirici olan Türk hukukçuların da bu konuda yoğun emek göstermesi...

        Zaten bu yazıya da onlardan biri, sevgili Doç. Dr. Olgun Değirmenci neden oldu…

        Bir başka konuda telefonda sohbet ederken, Antalya’da bir panelde ceza kanunlarının yapay zekaya uygulamasını tartıştıklarını belirtti.

        Dönüşünde TOBB ETÜ’deki odasında buluşup uzun bir sohbet ettik.

        Yukarıdaki yaklaşımların ağırlıklı bölümü de Doç. Dr. Olgun Değirmenci ile sohbetimizden aktarma.

        Değirmenci Türkiye’de bu konuda çaba gösteren iyi yetişmiş bilim insanları arasında…

        Hatta bugünden önlem alınırsa, yakın gelecekte ortaya çıkacak sorunların da önlenebileceğini düşünüyor.

        Hukuk dışındaki varlıklara, hukukta haklar tanınmasının 1635 yılında İngiliz Mahkemesi kararıyla gerçekleştiğini anımsattı; şirketlerin hukukta hak sahibi olması ve ceza hukuku özelinde suçun öznesi olabileceğinin kabul edildiğini belirtti.

        STUXNET SİLAHLI SALDIRI MI?

        Yakın zamanda da birçok AB ülkesinin tüzel kişilerin ceza sorumluluklarını kabul eden düzenlemeleri ceza yasalarına yerleştirdiğini belirtti.

        Yanı başımızda yeniden yükselen ABD-İran gerilimine dikkat çekip örnek verdi:

        “2010 yılında İran’a yönelik Stuxnet saldırısının ülkenin bileşim sistemini çökertmesi BM sözleşmesinin 51’inci maddesinde yer alan ‘bir ülkeye yapılan silahlı saldırı’ niteliğinde olup olmadığının, zararlı yazılımların silah olarak kabul edilip edilmeyeceğinin tartışması bitmedi.”

        Haksız değil, o günden bu yana yapay zeka çok daha hızlı gelişti.

        Dr. Değirmenci, o gün tüzel kişiler için yapıldığına benzer sürecin, bugün de yapay zeka için sürdürülebileceği kanaatinde.

        Yani, nasıl ki bir zamanlar sadece insanlar için geçerli olan ceza kanunu, sonrasında şirketleri de kapsadıysa, bugün de yapay zeka için uygulanabilir.

        YAPAY ZEKANIN İDAMI!...

        Bu durumda, yapay varlığını kalıcı bir şekilde sonlandırılan yapay zeka için verilen ceza, idamdan sayılmaz mı?

        Bu takdirde insani kapsamda ele alınıp ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrilmesi, yani kalıcı şekilde varlığının sonlandırılmasının önüne geçilmesi gibi tartışmayı tetikler mi?

        Yine aynı soruya gelip takılıyorum; yapay zeka hukuki kişilik midir?

        İnfaz indiriminden yararlanabilir mi?

        Diğer Yazılar