Sadece 9 yarım gün…
AVM ve mağaza sahipleri arasındaki çekişme iki haftadır devam ediyordu.
AVM sahipleri hükümet veya Bilim Kurulu açılmasına karar verirse, mağaza sahiplerine taahhütlerini yerine getirmeleri için gerekçe elde etmiş olacaktı.
Böylece kira ve ortak alan kullanım giderleri konusunda sürecin başlamasını sağlayabilecekti.
Mağaza sahipleri ise Ramazan ve Bayram da geçip, hafta sonu sokağa çıkma yasağının da kalkmasıyla AVM’lerin hareketleneceğini hesap ederek, açılışı bir süre daha geciktirmeyi amaçlıyordu.
Bu sürede AVM sahipleri ile de pazarlığını arttırıp, kiraların ciro üzerinden ödenmesinin yolunu da arıyordu.
Sonunda hükümet daha önce de dile getirildiği gibi 11 Mayıs tarihinde AVM’lerin açılmasına karar verdi.
Şunu belirteyim ne AVM ne de mağaza sahipleri bu kararı bekliyordu.
Hatta daha ilerisi, dün konuştuğum Bilim Kurulu üyelerinin de böyle bir beklentisi yoktu; aşağıdaki yazıda da görüleceği gibi iki hafta daha geciktirilmesinden yanalardı.
Anlaşılan o ki mağaza sahipleri bu süreci Bilim Kurulu’nun beklentilerini karşılayacak şekilde gerçekleştirecek.
Bazı mağazalar açılma yönünde adım atıyor olsa da dün konuştuklarımın ağırlıklı bölümü bu konuda daha temkinli olma kararındaydı.
Haksız da değiller…
Sohbet ettiğim de piyasanın en bilinen isimleri. Birinin en az 300 mağazası var…
Diğeri iki yönü de biliyor, hem mağazası hem de AVM’si var…
Sohbetlerimden çıkardığım kadarıyla nedenlerini sıralarsam:
- Mağazayı içinde kışlık giysilerle kapattılar. Şimdi yaz sezonuna girildi, bütün giysilerin alınıp, yerine yenilerinin konulması lazım. Atölyeler de bu süreçte çalışmadığı için elde yeni modaya uygun mal yok. Geçen yılın modasına herkes talim edecek. Bu da alışverişi düşürecek.
- Mağazayı açmak, kapısının kilidini serbest bırakmak anlamına gelmiyor. Her birinin vitrin düzenlemesi de gerekiyor. Çünkü hepsinin vitrini kışlıklarla kapandı. Şimdi mankenlerden, elbiselere, vitrin süslemelerinden, kullanılan renklere kadar her şeyin sil baştan olması lazım. Bu da bir haftada yapılabilecek bir şey değil.
YENİ KABİN VE DENEME DÜZENİ
- Sadece vitrinle kalınsa iyi, bir de Covid-19 dizaynı kabinler lazım. Yani insanların giyip çıkarırken her bir kabinin iç temizliğini yaptığı, dezenfektan sistemlerinin otomatik olarak kabini temizlediği yeni bir modele geçilmeli. En azından soyunma kabinlerinin başında birer görevli tutmak gerekiyor. Bu da bazı mağazalar için yeni 2 personel demek.
- Eğer bu dezenfeksiyon yapılmaz ve şikayet üzerine mağazada virüse rastlanırsa, kapatılıp karantina zorunluluğuna da 14 gün daha katlanmak anlamına geliyor. Müşteri sağlığı açısından riskin kaldırılması işletme önceliği.
- Soyunma kabinleriyle birlikte denenen elbiseler de bir başka uğraş gerektiriyor. Çünkü çoğu zaman üzerinden bazen 15 dakika geçmeden aynı elbisenin bir başka kişi tarafından denendiğine tanıklık ediliyordu. Bilim insanlarının hastaneye gelen hastaların hikayelerinden yola çıkarak hazırladıkları veri tabanına göre bulaşın en çok olduğu yer virüs kapmış olan bir kişinin ağzından yayılan damlacıklar. Bunların etkili şekilde bir naylon, plastik veya metal üzerinde kalma süresi 10-15 dakika. Bu durumda soyunma kabininde denenen bir elbisenin, alınıp bir daha başkasının denemesine sunulmaması gerekiyor. Bu da yeni bir hazırlığı zorunlu kılıyor.
SAAT 12:00’DEN ÖNCE 18:00’DEN SONRA ZOR
- 11 Mayıs’ta açmak ile mağaza sahiplerinin de beklentisi doğrultusunda bayram sonrasına bırakmak arasındaki farka gelince. Hafta sonları sokağa çıkma ve İstanbul, Ankara, İzmir gibi satışın yüksek olduğu illere başka illerden giriş yasağı da devam edecek. 11 Mayıs’tan bayrama 13 gün var; 2 hafta sonundaki yasak olan 4 gün düşüldüğünde geriye kalır 9 gün…
- AVM’lerin yiyecek içecek, kafeleri açılmayacak; AVM’lerin ramazan boyunca 12:00’den önce ve iftar nedeniyle 18:00’den sonra müşteri bulması olanaksız. Yani çalışma süresi yarım gün…
Binaların çalıştırılma masraflarını, çalıştırdıkları işçilere kısa çalışma ödeneği olarak verseler daha ucuza gelirdi…
Belki bundandır, bazı mağaza sahipleri 11 Mayıs’ta açılmayı bırakın hedeflemeyi aklından dahi geçirmiyor…
Bazıları ise tersine, var gücüyle acele ediyor…