"Toplum hâlâ bakir…"
İstiklal Caddesi, Eminönü, Kızılay meydanları doldu, Bodrum, Marmaris girişinde kilometrelerce otomobil kuyruğu oluştu…
“Kontrollü Sosyal Hayat”, yeni normal veya “nispi normal” diye farklı isimlerle anılan bu süreçte beklenmesi gereken davranışlar mı?
Yoksa yeni bir zıplamanın habercisi mi?
Konunun doğrudan uzmanı iki bilim insanına bu soruları yönelttim.
İlki yasaklamanın bütün süreçlerinin içinde bulunan, tavsiye konumunda olan Bilim Kurulu Üyesi, halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Levent Akın…
Hemen belirteyim, Prof. Dr. Akın son günlerde yaşanan gelişmelerden kaygılı.
Örneğin Muğla ve Antalya’da vaka sayısında ciddi düşüş varken, Bodrum ve Marmaris kontrol altına alınmışken, bu kadar insanın akın etmiş olmasına akıl erdiremiyor…
BİTMEDİĞİNİ ANLAMALI
Şu sözleri de her şeyi özetlemeye yeterli:
“Bunlar bizi rahatsız ediyor. Herkes sanıyor ki maç yapıldı ve 90 dakika sonunda hakem düdüğü çaldı, her şey tamamlandı. Böyle değil, bu maç düdük çalma ile bitmeyecek, ayrıca sinsi bir şekilde fırsat arıyor. Ama toplum hâlâ bitmediğini anlamıyor…”
Toplum bağışıklığının da henüz gelişmediğini belirtti.
Bunun en iyi göstergesi olarak son iki günkü rakamları gösterdi.
“Demek ki 4 günlük eve kapanma sonrası pazartesi günü sosyal mesafeye, maskeye dikkat edilmemiş; anında yükseldi” dedi.
Prof. Dr. Akın, halk sağlığı hekimi olduğu için sosyolojiyi ve kitle psikolojisini iyi biliyor.
Sohbetimizden çıkardığım şu ki, toplumda uzun süre evde kalmanın yarattığı bir bunalma var, bu bir gerçek.
Ama yapılan bazı açıklamalar da bunalmış kitleyi sokağa çıkmaya tahrik ediyor.
Bu aşamada şu önemli tespiti yaptı:
“Şunu biliyorum ki Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nda kitle bağışıklığının sağlanmasına yönelik bir düşünce kesinlikle yok… Dolayısıyla bazı adımların bizler tarafından atıldığı sanılmasın…”
BAĞIŞIKLIK ORANI NE?
Bugüne kadarki gelişmeler de dikkate alındığında toplum bağışıklığında oranın ne olabileceğini de sordum.
Vereceği rakamın tutarlılığının tartışılabileceğini ancak yine de bir fikir vermesi açısından Türkiye genelinde oluşan bağışıklığın henüz %15-20 sevisinde kaldığını söyleyebileceğini bildirdi.
Bu oranın “salgının ana merkezi” diye tanımladığı İstanbul’da ise %40 seviyesinde olduğunu söyledi.
“Toplum bağışıklığının oluşması için en azından %60-65’i görmemiz gerekir, bunu henüz görmedik” dedi.
Bu nedenle AVM’lerin açılma kararını erken bulduklarını belirtti, “Bizim takvimimizde 28 Mayıs planı vardı” dedi.
BAYRAM KARARI
Bayram’da sokağa çıkma yasağı uygulamasının nasıl olacağını sorunca da aynen şunu söyledi:
“Şu an bayramda alınacak tedbirleri çalışıyoruz. Sosyal mesafeyi arttırmak için neler yapılabileceğine bakıyoruz. Ortada görünen bu duruma göre bana kalsa bayramda da sokağa çıkma yasağının uygulamasına devam ederim…”
BİLİM KURULU FUTBOL FEDERASYONU’NA TEPKİLİ
Sözlerini biraz açmasını istedim, gördüm ki Futbol Federasyonu’na tepkili.
Hatta Bilim Kurulu toplantısında da konu gündeme gelmiş…
Sağlık Bakanı Koca’nın basın toplantısına da yansıdığı gibi herkesin kaşı çatılmış.
“Futbol Federasyonu Bilim Kurulu tavsiyesi diyor; bizim böyle bir tavsiyemiz de kesinlikle söz konusu değil” deyip ekledi:
“Bakan toplantıda Futbol Federasyonu’nun sağlık kurulunun tavsiyede bulunmuş olabileceğini söyledi. Nasıl yapacaklar? Bırakın sahada oynayanı, yedek kulübesinde oturan futbolcunun enfekte olduğu görülse, hepsiyle yakın temaslı olduğu için bütün takımı 14 gün karantinada tutmak zorundayız. Bu sadece futbol değil, basket, voleybol, güreş, tekvando gibi her türlü temaslı sporda geçerli…”
Sadece futbolcuların karşılaşması değil, aralıklı otursa dahi seyirci açısından da risk oluşturduğunu anımsattı.
Seyircinin maç sonrası stadyum dışında birbirine sarılıp galibiyet kutlaması yapacağını belirtti, “Bu da büyük risk üretir” dedi.
ETKİSİZ MUTASYONA UĞRADI
Prof. Dr. Akın’dan Covid-19 ile ilgili ilk kez önemli bir bilgi edindim.
Covid-19 RNA diziliminin ülkelere göre farklılıklar yarattığını biliyordum.
Hatta aynı ülke içinde iki farklı coğrafyada da farklı dizinlere rastlanmıştı.
Hatta bazı ülkelerde mutasyona uğradığına ilişkin de veriler elde edilmişti.
Türkiye’de durumun ne olduğunu sordum, yanıtı net oldu:
“Türkiye’de de çok ufak bir mutasyona uğradı. Ama bu mutasyonun etkisi yok, genel karakterini değiştirmedi. Bulaşma ve şiddetini attıracak bir etkisi yok. Genel tabloya da etkisi yok. Yaşanan insandan inana dönük bir mutasyon. Unutulmasın virüsün, bakteri gibi ölmesi söz konusu değil…”
HENÜZ ÇOK ERKEN
TBMM’deki milletvekilliği döneminden de tanıdığım Prof. Dr. Kemalettin Aydın ile hafta başında konuştuğumda, Türkiye’nin genel tablosunu anlamak için Çarşamba ve Perşembe sonuçlarını görmek gerektiğini belirtmişti.
Sonuçlar gelince dün tekrar arayıp, sorumu yineledim yanıtı aynen şöyle oldu:
“Enfeksiyon, mikrobiyoloji ve viroloji çalışanlar bilir ki bu 2 gün öncesinin rakamları. Toplum hâlâ bakir... Bu da gösteriyor ki toplum yeterince immün, bağışık olmamış. Toplumun hâlâ bakir olduğunu görüyoruz. Onun için ikinci büyük atak ile karşılaşmamak için dikkat etmeliyiz… Yoksa çok daha ağırı ile karşılaşırız…”
Her iki bilim insanının söyledikleri açık…
Her ikisi de sorunun bitmediğine net vurgu yapıyor; sokağa dikkat çekiyor…
Herkesin de bunu görmesi gerekiyor…