Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ortaya çıktığı günden bu yana hep kötü haberlerini verdik; insan yaşamı üzerindeki ölümcül etkisinin stresini hissettik.

        Bu kez size virüsle ilgili üç iyi haber vereceğim…

        İlki aşı ile ilgili…

        Aşı çalışmasının bir, iki yerde sürdüğünü sanıyordum, meğer ki sayı epey fazlaymış.

        Ankara ve Erciyes üniversitelerindeki izolasyon sürecinde rastlandığı gibi sadece 2 fakültede değil, bir elin parmağından fazla sayıda kurumda aşı çalışması sürüyormuş.

        Hatta epey de yol kat etmişler…

        Bu aşamada bir de umudun gecikeceği mutsuz haberi vereyim, konuştuklarımın neredeyse tamamı aşının kullanılabilir hale gelmesi için yılbaşından önceki bir tarihi işaret etmedi.

        Bunu söyleyenler de virüsü izole eden, insan vücudundan çıkarıp, laboratuvar ortamında üremesini sağlayan Türkiye’nin önde gelen virologları…

        Yani virüsü en iyi bilen tanıyan bilim insanı, akademisyen; veteriner hekimler…

        GÖRÜNÜR OLMAK İSTEMİYORLAR

        Yaşamını eşim ve benimle sürdüren hayvanların sağlığından sorumlu veteriner hekim dostlarımın da aslında onlardan bir farkı yok…

        Fazla konuşmaktan hoşlanmıyorlar; işlerine yoğunlaşıp, sonuç odaklı hareket ediyorlar.

        Veterinerlik fakültesi bünyesinde bulunan virüs ile uğraşan virologların ise daha katı özelliği var; belki uğraş alanları virüsten kaynaklansa gerek, görünür dahi olmak istemiyorlar.

        REKLAM

        İsimlerinin çok duyulur olmasından da hoşnut değiller; işlerine bakan, bilimsel buluşlarıyla ve çabalarıyla adlarının duyulmasıyla yetinen isimler…

        Sohbet ettiğim birden fazla virolog aynı davranışı sergilediği için kararlarına ve tutumlarına saygı duyuyorum.

        Hemen bir noktayı aydınlatmalıyım, sohbetleri insanın beyninin kıvrımını açan bilgi birikimiyle dolu…

        Bir akademisyen titizliğinde sade ve kolay anlaşılır anlatıyorlar…

        TAM 17 BİRİMDE DEVAM EDİYOR

        Bazıları hiç yazılmasını istemedi, sohbetle yetinmemi istedi; bazılarının da izin verdiği kadarını buradan paylaşacağım…

        Önce hücre kültüründe izole edilmesi başarılan virüsten dileyenin aşı veya ilaç çalışmasında bulunmak üzere alabileceği TUBİTAK Marmara Araştırmaları Merkezi’ne bildirilmiş.

        Eş zamanlı virüsü izole eden fakülteler de aşı çalışmasına başlamış... Epey yol kat etmişler, önemli bir seviyeye kadar gelmişler…

        Bakan Mustafa Varank’ın da kısa süre önce açıkladığı gibi, aşının hayvanlar üzerindeki test çalışmasında yol kat etmişler.

        TUBİTAK Başkanı’nın da dün açıkladığı gibi tam 17 projede 29 üniversitede 8 firma ve 9 araştırma kurumu çalışma yapıyormuş.

        Hayvanlar üzerinde aşı çalışmasına geçen kurum sayısının da 8’i bulduğunu bildirdiler…

        Bu sayı önemli, aralarında bilimsel yarış başlamış demek…

        Bazı ülkelerin aşı için milyon dolarlar akıttığı ortada iken, ellerindeki olanaklarla çaba gösteren ve diğer ülkeler kadar yol kat eden olmak önemli bir başarı.

        Para ile değil, bilgi birikimi ve akademik azimle ilgili olduğunu sergilemeleri, gelecek nesillere idol olmaları açısından da önemli…

        İYİ YÖNDE MUTASYONA UĞRUYOR

        Gelelim bir diğer iyi habere…

        Koronavirüsün, insandan insana geçerken mutasyona uğradığını bildirdiler.

        REKLAM

        “Ama bu iyi yönde seyreden bir mutasyon; patolojisi düşüyor, etkisi hafifliyor. İlk günlerdeki ağır özelliğini kaybetti” dediler.

        Sorum üzerine, Sars gibi bir süre sonra yok olup gideceğini söylemek için erken olduğunu da kayda geçirdiler.

        Şu noktanın altını hepsi de birkaç kez çizme gereği duydu:

        “Covid-19 için mutasyonlar devam edecek, şimdi iyi yönde gidiyor ama bir anda tersi yönde de hareket edebilir; çok yeni bir mutasyonla aşırı derecede yükselebilir de… Virüsün mutasyon sürecindeki davranışı tam tespit edilebilmiş, bu budur denilebilecek seviyede değil. Bir anda tamamen ortadan kaybolabilir ya da ani bir yükselme gösterebilir. Belki de bir süre daha etkisi düşük seviyede devam eder.”

        HAYVANLARDA ETKİLİ OLAN VAR

        Aşının bu durumda ne zaman piyasaya çıkabileceğini sordum.

        Henüz aşının tam test aşamalarının dünyada tamamlanmadığını, ileri sürülen iddiaların ağırlıklı bölümünün reklam amaçlı olduğunu, şova dayalı bazılarının da bir anda zaten unutulduğunu anımsattı.

        İçlerinden biri, “Gelecek yılbaşından önce kimse aşı beklemesin” dedi.

        Sonrasında konuştuğum diğerleri de akademisyen arkadaşlarının bu yaklaşımını destekledi.

        Özetle virüs hayvanlar üzerinde denendi, etkili olduğu bazı denemelerde görüldü ama bu her şey bitti, insan üzerinde de aynı etkiyi gösterir demek değil.

        UZUN ZAMAN ALACAK

        Virologların da vurguladığı gibi “uzun zaman alacak” ardından üç farklı fazdan geçecek…

        Yani önce az sayıda insanda denenecek; sonra 300 kadar insan üzerindeki etkisine bakılacak, son aşamada da binden fazla kişiye yapılıp toplu etkisine bakılacak.

        Bütün bunlar tamamlandıktan sonra da üretilmesine karar verilecek…

        Dileğim o ki, aşıyı ilk geliştiren onlar olur; 10’uncu ve 17’nci yüzyıllarda dünyayı kırıp geçiren virüs salgınları karşısında gösterdikleri başarıyı bir daha taçlandırır…

        Örnek mi, çiçek aşısı…

        Gittim, dolaştım, gördüm…

        Sabah saatlerinde sosyolog bir arkadaşımla AVM üzerinde sohbet ederken şu tespitte bulundu.

        “Açılacak AVM’ler insanımızın kitle veya toplum davranışından hangisini daha baskın sergilediğini de bize gösterecek…”

        Sözlerini biraz açmasını istedim…

        Stadyumlarda maraton tribününde veya mitinglerde görülen, herkesin hep beraber aynı davranışı sergilediği hareketlerden söz etti.

        Toplumsal olanın ise daha sorgulayıcı tutum sergilediğini belirtti; hastaneye girince bağırarak konuşulmayacağını, otomobili ile gittiği yönde yangın veya hasta varsa sol şerit yerine, orta veya en sağdaki şeridi tercih eden davranışları örnek gösterdi…

        Telefonu kapatırken de “Aklı olan AVM’ye gitmez, beni kimse zorla dahi oraya sokamaz” dedi…

        Bu sözü serde gazetecilik yatan beni tetiklemeye yetti...

        Acaba vatandaş nasıl davranış sergiliyor diye yerinde görmek üzere kalkıp AVM’ye gittim…

        AVM RAPORUMDUR

        Gördüklerimi aynen aktarıyorum…

        1- Kapıda bir tek özel güvenlik görevlisi vardı, kuyruk halinde sıralanmış AVM müşterisinin ateşini sürekli ölçmekten bıkkın düşmüştü.

        2- Girişte dezenfektan veya maske dağıtan yoktu. İçerde bir yere, o da görünürde kalıp da kullanan çok olmasın diyerek bir kenara dikilmiş otomatik dezenfektan vardı.

        3- Alınan müşterinin içerdeki yoğunluk sayısıyla ilgilenen yoktu; tam tersine satıcıların uzun süredir ayrı kalmanın verdiği hasretlikle birbiri ile kapı eşiği muhabbeti yapıyordu.

        REKLAM

        4- Müşterinin bir ürünü alıp bakıp, tekrar yerine koyduğunda hemen bir görevlinin gelip dezenfekte etmesi de söz konusu değildi.

        5- Koronavirüs öncesi alışveriş yapıyor davranışı herkese hakimdi. Koridorlar oldukça kalabalıktı, insanlar vitrin geziyordu.

        6- Bazı mağazalar açılış yapmamıştı; büyük markaların ağırlıklı bölümü ise saat 12:00 itibarıyla müşterilerine kapılarını açtıklarını, saat 18:00 itibarıyla kapatacaklarını belirten yaftaları camlarına asmışlardı.

        7- Müşterilerin dolaştığı ortak kullanım alanlarının sürekli dezenfekte edilmesi de söz konusu değildi.

        Sonuç olarak, denetimlerini zaten kendileri dışında yapacak olmadığı için uyaracak, dikkat çekecek, ceza yazacak kimse de yoktu.

        Toplum bağışıklığının %20’lere ancak ulaştığı günde alışveriş salgını, koronavirüs salgınından ağır basıyordu…

        Paradoks ise kabine toplantısı sonrası açıklandığı gibi, önceki beklenti de zaten 16-19 Mayıs arası sokağa çıkma yasağının geleceği yönündeydi.

        Beklendiği gibi oldu...

        Dolayısıyla bayrama kadar olan 9 günden 4 gün daha düştü; geriye kaldı 5 gün…

        Bu kadar gün için yapılan açılış, dilerim yeni bir salgın zıplamasına neden olmaz...

        Diğer Yazılar