Başkan Arslan: Başka ülke olsa, mahkeme kapısına kilit vururdu
Covid-19 çıktığı günden bu yana ilk kez maskeli bir törene katıldım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da ilk kez maske takmış gördüm.
Sözünü ettiğim, üyeliğe atanan Basri Bağcı için Anayasa Mahkemesi’nde düzenlenen yemin töreni…
Önce törenden söz edeyim…
Bahçeye adım attığınızdan itibaren salgına karşı koruyucu sıkı önlemler alınmış; mahkeme üyeleri ve çalışanları da iki gün önceden testten geçirilmiş…
Kapıdan girdiğimizde bir görevli kolonya tutar gibi dezenfektan ikramı yaptı.
Hemen yanındaki de şeker ikramında bulunur gibi maske uzattı…
Dezenfektandan aldım; kullanmakta olduğumu sabah taktığımı belirterek maske istemedim.
Güvenlik bariyerinin hemen ilerisinde, Anayasa Mahkemesi üyeleri Başkan Zühtü Arslan’ın çevresinde neşeli sohbet içindeydi.
Arkadaşım Mehmet Akif Ersoy ile birlikte sohbetlerine katıldık.
Başkan Arslan ile aktüel konular üzerinde sohbet ettik.
“AİHM NİYE 10 YILDA VERDİ" DİYOR MU?
Ağırlıklı konu TBMM üyeliği düşen 3 milletvekilinden biri olan Enis Berberoğlu’nun AYM’ye yaptığı bireysel başvuru ile ilgiliydi.
“Bireysel başvuru zamanında sonuçlanmadığı için karar alındı, sonuçlansa belki böyle olmayacaktı” eleştirilerini anımsattım.
Arslan, Mahkeme’nin üzerlerindeki ağır dosya yüküne dikkat çekip ekledi:
“Özellikle 15 Temmuz sonrası dosya sayımız 120 bine çıktı; şimdi 40 bin civarına indirebildik. AİHM’deki bütün ülkelerden gelen dosya sayısı 50 bin, bizde tek başına 40 bin... Bunun için bir zamana ihtiyaç var. Başka bir ülkedeki bireysel başvuru bu şartlar altında olsa, kapıya kilidi vurur giderlerdi. Ama arkadaşlarımız yılmadı, yoğun bir çalışma ile eritti ve bu noktaya kadar getirdi…”
Berberoğlu’nun başvurunun sonuçlanmaması konusundaki eleştirilere de şu yanıtı verdi:
“AİHM’de 10 yılda sonuçlanan dosyalar var, kimse çıkıp neden zamanında karar vermediniz diyebiliyor mu?”
Kendilerinin “eleştirilmez olmadığına” vurgu yaptı, “Ama sonuçta bir karar süreci işliyor, Mahkeme çalışıyor; önemli olan yükü eritmek ve bir daha hak ihlali olmamasını sağlayacak mekanizmayı yaratmak” dedi.
BERBEROĞLU BAŞVURUSU
AYM’nin kararlarının bugüne kadar takdir topladığını anımsatıp, Berberoğlu hakkında bireysel başvurudan karar çıksa milletvekilliğine geri dönemeyeceğini anımsattım.
Başkan Arslan’ın yanıtı net oldu:
“Onu düzeltmesi gerekenler de o kararı alanlar; kararlara göre aksaklık varsa onlar düzeltecek…”
Başkan yasamayı işaret etti…
SALONDAKİ HAVA
Davetliler gelmeye başlayınca da sohbeti bu noktada kesip tören salonuna yöneldik.
Büyük salonunda da tedbirler salgına göre düzenlenmişti.
İki koltuk boş bırakılmış, davetli sayısı kısıtlı tutulmuştu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu maskesiz geldi, tören salonuna ise maske takarak girdi, tören süresince de çıkarmadı.
Benzer şekilde TBMM Başkanı Şentop da maskesiz geldi, kısa süre sonra kendisine takdim edilen maskeyi taktı.
Bir ara milletvekillerinin üyeliğinin düşürülmesi nedeniyle gerilim yaşadığı CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun tarafına doğru giderek, uzaktan selam verdi.
Cumhurbaşkanı salona maskeyle girdi, Kılıçdaroğlu’nun da bulunduğu tarafa doğru bakarak “eyvallah selamı” verdi.
SONUÇLANDIRMA ORANI %93
Başkan Arslan’ın tören konuşmasında üç önemli nokta vardı.
Aslında bize girişte söylediği sözlerin de devamı niteliğindeydi.
“Öteki” kavramı üzerinden durup AYM’nin bir kararındaki “çoğulcu toplumda devletin farklılıkları ve farklı olanları tehditler karşısında koruma yükümlülüğü vardır” vurgusuna dikkat çekti.
Adaletin üç unsurundan söz etti, kimsenin yargı yetkisinin kullanılması konusunda mahkemelere talimat veremeyeceğini söyledi.
Dikkat çeken ise konuşmasının üçüncü, yani son bölümündeki bireysel başvuru kararlarının icrasına ilişkin hayıflanmayla dolu cümleleriydi…
KARARLARIN %51,2’Sİ ADİL YARGILAMA İHLALİ
AYM’nin kararlarının %51,2’sinin adil yargılama kararının ihlali konusunda olduğunu belirtip, bunun düzeltilmesini istedi.
Geçen yıl 43 bin dosyanın geldiğini ve 40 bin başvurunun sonuçlandırıldığını, oranın %93 olduğunu açıkladı.
“Bireysel başvuru, hukuk sisteminin veya idari sistemin ihlal üreten yapısal sorunlarını öncelikle ele alan ve bunların yeniden ihlal üretmesini engelleyen bir yoldur. Amaç tek tek ihlalleri gidermek değil, hukuk ve idari sistemi aynı yöndeki ihlallerden men etmektir…”
Aslında bu cümlesi girişte yaptığımız sohbetin de özetiydi…