Diyarbakır'ı, İstanbul'u bırakın, Ankara'ya bakın
Son dönem Diyarbakır’da vaka sayısındaki yükseliş, kalabalık aileler de göz önüne alınınca endişe yaratmıştı.
Hatta "İkinci dalganın öncüsü olabilir mi?" kaygısını yükseltmişti.
Başından bu yana Bilim Kurulu’nda bulunan, yasaklar ve sonrasındaki yeni normaldeki gelişmeleri yakından gözlemleyen ve buna göre yeni önlemleri belirleyen kurulda yer alan halk sağlığı hekimi Prof. Dr. Levent Akın’a sordum.
Kendisi hakkında, “Kötü falcıyım” diyen ve olabilecek en küçük olumsuzluğa dahi anında odaklanan Prof. Akın Diyarbakır konusunda oldukça sakindi.
DİYARBAKIR’DA SAKİN OLUN
“Diyarbakır’da siz de rahat olun” diye söze girdi, rakamların kaygı verecek gösterge sunmadığını söyledi.
Bu aşamada, “Sıcak virüsün etkisini kırıyor” iddiasında bulunanlara da Diyarbakır örneğini gösterip ekledi:
“Sıcağın virüsü engelleyici bir etkisinin olmadığı Diyarbakır ile de ortaya çıktı. Demek ki sıcak virüsün yayılmasını engellemiyormuş. Eğer engellemiş olsaydı Diyarbakır’daki bu vakalarla karşılaşılmazdı.”
Emniyet görevlilerinin de uyarısıyla kentte etkin maske kullanımının yaygınlaştığına dikkat çekti, “Diyarbakır bölgesindeki sıkıntı en fazla bir hafta daha sürer” dedi.
Köy kapatma gibi vakalarla önümüzdeki süreçte de karşılaşılabileceğini de bu aşamada sözlerine ekledi.
ÇENE KORUMAYACAK
Son dönemlerde karşılaşılan en büyük sorunun maske kullanımında ortaya çıktığını da belirten Prof. Dr. Levent Akın, son Bilim Kurulu toplantısında da konuyu masaya yatırdıklarını belirtip devam etti:
“Ankara’da da sıklıkla rastlıyorum. Maske kullanımı konusunda sıkıntı var; çene koruma şeklinde kullanılıyor. Çeneye takmanın faydası yok. Ama anlatamıyoruz…”
SINAV MARATONU KAYGISI
Bu aşamada bu haftadan itibaren başlayacak sınav maratonunun kendilerini kaygılandırdığını da bildirdi.
Sözünü ettiği bu Pazar yapılacak Milli Savunma Üniversitesi Askeri Öğrenci Aday Belirleme Sınavı…
Diğeri de haftaya cumartesi yapılacak Liselere Geçiş Sınavı ve 27-28 Haziran’da yapılacak Üniversiteye Giriş Sınavı…
Her üçünün de yüksek oranlı hareket yaratacağını belirten Prof. Dr. Akın, bunun kaygılarını arttırdığını söyledi.
“Bizim açımızdan sorunun yayılması gibi bir endişeyi karşımıza çıkarıyor” dedi, tedbirleri arttırarak yayılmasını engelleyebilmek için alınacak önlemler üzerinde çalıştıklarını bildirdi.
Bu aşamada son günlerde 800- 1000 bandında gezinen vaka sayısına da işaret etti.
Rakamın bu şekildeki seyrinin bir önemi olmadığını, toplumun eski davranışını sergileyip, yeni normalden uzaklaşmasının getirisi olduğunu söyledi.
“Eğer 200’e kadar indirip, birden 900’e çıktığını görseydik endişelenmemiz gerekirdi, ama 800’den 900’e çıkmasının bir önemi yok” dedi.
ANKARA YÜKSELİYOR
Prof. Akın’ın üzerinde durduğu ise tedbirlerdeki gevşeme sonucu özellikle Ankara’da yaşanan vaka sayısındaki artış.
İstanbul’dan gelen arkadaşlarımın, “Ankara’da daha çok maske kullanan var” tespiti yaptıklarını söyledim.
Vaka sayısının, görselle edinilen algıyı tekzip ettiğini, enfekte olan sayısında artış görüldüğünü belirtip ekledi:
“Ankara’da tedbirler gevşedi ve hemen yükselme görülmeye başlandı. Kalabalığın yoğun olduğu kent merkezindeki bölgelerde yükselme var. Çevre ilçeler ile merkezdeki kuzey ilçelerde o denli değil ama Ankara’da merkezde yükselme olduğunu görüyoruz.”
Buna karşın İstanbul’daki vaka sayısında azalma olduğunu söyledi.
Hep Ankara daha iyi, İstanbul daha yüksek denilirken, bu kez tersine bir dönüşün olduğunu anlattı.
Bu noktada duraksayıp, “Ama…” deyip, sözlerini sürdürdü:
“Eğer asker uğurlamaları, Moda Parkı'ndaki görüntüleri tekrar ederse İstanbul’da da sıkıntımız artar. Asker uğurlama ve Moda’nın sonucunu 10 gün sonra görürüz.”
Prof. Akın, kendisine ait olan o meşhur 2M2E formülünden bu kez ikinci E’yi çıkardı, 2ME diye yeniden revize etti, “Maske kullanın, mesafeyi koruyun, elleri yıkayın” diye sıraladı.
Kurallara uyulduktan sonra sorun yaşanmayacağının altını bir daha çizdi.
Sabah karşılaştığı bir durumu da örnek olarak gösterdi.
Aktardığına göre bir büfeden su almak istemiş, tam ücretini ödemek üzereyken bir dolmuş yanaşmış ve içinden inen 3 kişi hemen dibinde bitmiş.
Uzaklaşmaları için uyardıklarında geriye çekilmişler…
DÜĞÜN SALONLARI SORUNLU
Prof. Dr. Akın’ın verdiği bu örnek dahi sorunun ciddiyetinin farkındalığını göstermeye yeterli.
Kendisini kaygılandıran bir diğer büyük sorun olarak da 1 Temmuz’dan itibaren düğün salonlarının açılmasıyla başlayacak döneme işaret etti.
Düğünlerde insanların iç içe olmasının ötesinde de sorunlar üreteceğini belirtip, uyarısını şöyle sürdürdü:
“Karşılıklı yemek yerken veya yüksek sesle konuşmadığınızda ağızdan çıkan damlacık sayısı daha azdır. Ama düğünlerdeki müziğin gürültüsü nedeniyle, insanlar yüksek sesle konuşmak zorunda kalıyor. Bu da sıkıntıyı arttırıyor. İnsanlar düğünde gülüp eğlenecek, birlikte halay çekip dans edecek o da ayrı bir konu.”
Bütün bunlara karşın mesafenin korunması, maske kullanılması ve ellerin yıkanması ile sorunsuz yapılabileceğine de vurgu yaptı.
Tabii uyulabilirse…