Hortumlu yaşama da alışacağız
İstanbul'da önceki gün görülen hortum olayına geçmişte ne denli tanıklık edildi?
Veya küresel ısı değişimi Türkiye’yi de ABD’de “kasırga vadisi” olarak bilinen alanda sıklıkla karşılaşılan dev hortumların yaşandığı bir alana dönüştürür mü?
Kayıtlı ve fotoğraf tespitli olarak İstanbul’da 106 yıl önce, 19 Temmuz 1914’te Büyükçekmece Gölü üzerinde yaşanan hortum olayı, 26 yıl sonra 4 Temmuz 1940’da tekrar yaşanmış.
O günden bu yana da hafızamızda İstanbul’a ilişkin büyük bir veri yok.
Ancak bu Türkiye’nin diğer bölgelerinde olmadığı anlamına gelmiyor.
Anadolu’da sadece son 20 yılda yaşanan hortum sayısı 50’yi, son 200 yılda da 700’ü geçmiş; ciddi sonuçlar doğurmuş.
Dr. Abdullah Karaman’ın araştırmasına göre bunların ilk kayıtlı olanı da 1818’de Çeşme’de gerçekleşmiş…
Ankara’nın Esenboğa bölgesinde 19 Haziran 2004’te meydana gelen 14 kişinin yaralanmasına, 3 kişinin de ölümüne neden olan hortum hâlâ hafızamdaki tazeliğini koruyor.
Antalya’nın Alanya, Finike-Kale bölgesinde ise neredeyse her yıl yaşanır hale geldi.
AVRUPA’NIN EN ÇOK GÖRÜLEN BÖLGESİ
Nitekim Antalya-Anamur arasındaki bölge Avrupa’nın son 40 yılda en çok hortum görülen bölgesi haline çevrilmiş…
Nitekim Meteoroloji Genel Müdürlüğü de bunların artarak devam edeceğini son çeyrek asırdır sürekli dile getirmiş.
Hatta Genel Müdür Volkan Mutlu Coşkun, Antalya’da geçen yıl yapılan uluslararası toplantıda “Deniz, kara hortumları, taşkınlar gibi olaylar devam edecek” uyarısında bulunmuş.
Son 5 yılda sayısında gittikçe artış gösteren, Akdeniz sahilini Avrupa’nın en çok görülen yeri haline çeviren, son olarak 80 yılın ardından İstanbul’da karşılaşılan hortum ile tekrar karşılaşılma olanağı var mı?
Son dönem tahmin konusunda önemli işler başaran Meteoroloji Tahminler Dairesi Başkanı Tayfun Dalkılıç’ı arayıp sordum…
Her yıl haziran ayının beklenmedik hava olaylarının yaşanmasına yol açtığını belirtti.
Sibirya’da ortaya çıkan yüksek basıncın yarattığı sıcak havanın 38 dereceye kadar yükseldiğini anımsattı.
“İklim değişikliği bir gerçeğimiz…” deyip devam etti:
“Atmosfer, Çin’de bir kelebeğin kanat çırpmasının, Atlas Okyanusu’nda kasırgaya yol açmasına benzer şekilde kaotik bir yapı. Hortumlar da öyle. Ne zaman, nasıl olacağını bilmenizin çok zor olduğu bir tahmin… Yukarıda çok soğuk hava ile aşağıdaki çok sıcak havanın ve rüzgarın birleşmesi ile bir anda ortaya çıkabiliyor. Muğla- Antalya arasında son dönem deniz hortumlarına çok sık rastlanıyor. Ancak sevindirici tarafı karaya çıktığında en fazla bir dakikada yaşam süresi tükeniyor.”
Bununla birlikte Ankara ve Elazığ’da büyük kara hortumlarının yaşandığını da hatırlattı.
GÜNLERCE YAĞIŞ DÖNEMİ BİTTİ
Dalkılıç, sohbetimizde “Hani geçmişte gördüğümüz, bir, iki gün süren yağmurlu günlerimiz vardı ya…” deyip ekledi:
“O uzun süreli yağışlar dönemi iklim değişikliği ile bitti. Bunları görmeyeceğiz. Onlar yerini, gök gürültülü, 10-15 dakikalık yağışlara bırakacak. Bu bazen de yakın geçmişte İstanbul’da görülen büyük taneli dolu da olabilecek.”
Dalkılıç, aniden bastıran sağanak, hortum ve dolu yağışını “şehir kaosunun üçlü kardeşleri” diye tanımladı.
Üçünün bir arada görüldüğü veya birbirini tetiklediği günlerle sıklıkla karşılaşılacağının da altını çizdi.
İstanbul’da yaşanan son yağış olayında önceden uyarıda bulunduklarını, yağış yaklaştıkça uyarıyı da arttırdıklarını belirtti.
RADAR UYGULAMASINI DA TELEFONA İNDİRİN
Peki, bu durumdan nasıl kurtulacağız?
Yani sel ile karşılaşmadan ya da doluya tutulmadan yaşamı nasıl sürdüreceğiz…
Tahmin Daire Başkanı Dalkılıç, koronavirüs salgınının en çok nerede olduğunu görüp korunmak için nasıl cep telefonlarına Hayat Eve Sığar uygulaması indiriliyorsa, benzer şekilde Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün hava durumu uygulamasının da yüklenmesi gerektiğini söyledi.
Her ikisinin de beklenmedik bir etki yarattığını, uygulamada her 6 dakikada bir yenilenen radar uygulamasında her şeyin açık görülebileceğini belirtti.
“Radar bulundukları bölgedeki rengi eğer kırmızıya doğru kaydırıyorsa bilsinler ki sağanak yağış ve dolu geliyor.
Hortumların tahmininin zorluğuna da işaret etti; kara hortumlarının görülmesinin olasılığının bulunduğunu da kayda geçirdi.
Geçmişte, “şeytanminaresi” adını verdiğimiz, harman yerlerindeki küçük hortumlardan söz edince, “Onlar çok zararsızdı, yaşanan büyük hortumlarla da ilgili değiller” dedi.
İstanbul’da yakın geçmişte yaşanan hortumun bir benzerinin Hadımköy’de çatı uçmasına yol açıp, daha doğmadan tükendiğini de belirtti.
Yani önceki gün deniz üzerinde yaşanan hortum son dönemde gerçekleşen ilk değilmiş…
“Devam eder mi?” dedim, yanıtı bir süreliğine rahatlatıcı oldu:
“Hafta sonundan itibaren bitiyor…”
Seneye yine olacak emin olun…