Bulunan aşı...
RUSYA Devlet Başkanı Putin’in, “Sputnik” adını verdikleri koronavirüs aşısını bulduklarını ve piyasaya süreceklerini açıklaması heyecan yarattı.
Bilim insanları bir süredir, farklı ülkelerdeki aşı çalışmalarını yakından takip ediyor.
Aslında kim, kimin hangi aşamada olduğunu ve hangi tür aşı için çaba gösterdiğini az çok biliyor.
Bunun nedeni de aşı çalışmalarının Dünya Sağlık Örgütü kapsamında da takip edilmesinden kaynaklı.
Putin’in dün ilan ettiği aşı ile ilgili olarak Türkiye’de de bu konuda çalışmalarını sürdüren virologlarla konuştum.
Bu konuda en yetkin olanı bir noktanın altını çizerek söze girdi:
“Putin’in açıklamasından da anlıyoruz ki bizim Faz-3 dediğimiz aşamaya geçmiş. Zaten Rusya bir süredir Faz-2 çalışmasını bitirmek üzere olduğunu belirtiyordu…”
FAZ-3 AŞAMASINA GEÇMİŞ OLABİLİR
Sözlerini biraz açmasını istedim…
Aktardığına göre, hayvan üzerindeki çalışmalar bittikten sonra insan deneylerine geçiliyor.
Bunun için ilk aşamada Faz-1 denilen ve en fazla 30 kişiyi kapsayan insan üzerindeki deneyler yapılıyor.
Buradan bir sonuç alındığında bir sonraki aşamaya, yani Faz-2’ye geçiliyor ki, bu da 400 kadar kişiyi kapsıyor.
Faz-3 seviyesi ise bin kişiden fazla insan üzerinde deney anlamına geliyor; Putin’in kızı da bu kişiler arasında yerini almış bulunuyor.
Bu aşamada bir noktaya dikkat çekti, “İngiltere’de Oxford ve ABD’deki bir çalışma da Faz-3 aşamasına epey önce geçmişti, görünen o ki Rusya da aynı noktaya yeni geldi” dedi.
Bunu Dünya Sağlık Örgütü Sözcüsü Tarık Jasareviç’in açıklamasından anladıklarını belirten virolog, Moskova’daki Gamaleya Enstitüsü’nün ürettiği aşıya Rus Sağlık Bakanlığı’nın Faz-3 aşamasına geçtiği için onay ve tescil verilebileceğini belirtti.
Jasareviç açıklamasında, Rusya yetkililer ile yakın temas halinde olduklarını belirttikten sonra, temkinli bir ifade ile “Aşının bir dizi inceleme ve testten geçerek güvenliğinin kanıtlanması ve etkisinin ortaya konulması gerekir” demişti.
FARELER HENÜZ GELMEDİ
Konunun uzmanı da bu noktaya dikkat çekerek, “Faz-3 aşamasına geçilmiş ama kesin onayları Dünya Sağlık Örgütü’nden henüz alınmış görünmüyor” dedi.
Türkiye’deki aşı çalışmalarına da değinen etkin ve yetkin isim, daha önce de dile getirildiği gibi çok farklı yerlerde aşı çalışmalarının devam ettiğini bildirdi.
“Bazı laboratuvarlarımız Nisan ve Mayıs ayında aşı çalışmasını yapabilmek için gerekli olan transgenik dediğimiz fare cinslerinden yurtdışına ısmarlamada bulundu. Bildiğim kadarıyla onlar henüz ellerine ulaşmadı” dedi.
ONLAR TEDAVİ EDİCİ AŞI
Bu farelerin aşı çalışması için önemli olduğunu, belirli ülkelerin üretim yaptığını da belirterek, “En az iki farklı hayvanda denemesinin yapılması zorunlu” deyip ekledi:
“Türkiye’de üretilen de var, ama bu konuda kesin bir sonuç almak için çok özel olan transgenik farelerin en iyilerinin elde edilmesi önemli. Bazıları aşı bulmaya çok yakın olduklarını söylüyorlar. Bunlar büyük ihtimal aşı telepatik aşılar. Yani T hücre yanıtını aktive eden, aslında farklı yapıda tedavi edici ilaç. Buna aşı denir mi bilmiyorum. Belki koruyucu değil de tedavi edici aşı denilebilir. Hayvan aşamasını bitirdik, insana geçiyoruz diyebilmek için Sağlık Bakanlığı’nın ve DSÖ’nün belirlediği kriterleri de geçmiş olmanız gerekir. Çünkü bunu sağlıklı insanlara veriyorsunuz, yükümlülüğü ağırdır…”
ZATÜRE AŞISI 50 DOLAR
Aşıyı ilk kimin piyasaya süreceği ve hangisinin daha etkili olacağı bütün dünyanın bir numaralı meselesi.
Çünkü bir doz aşıyı bir dolardan satmaya kalkılsa dahi bu en az P’nin aşılanmasının gerektiği dünyada 4 milyar Dolar demek…
Kaldı ki normal bir zatürre aşı piyasada şu an 350-400 liradan satılıyor; yani 50 Dolardan alıcı buluyor.
Covid-19 aşısı ilk çıkaran ülkeye çok daha fazla gelir sağlayacağı gerçeği de tüm açıklığıyla önümüzde duruyor…