Genel Başkan söylemsiz konuşma
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın yeni dönemde, iki şapkasından siyasi kimliğini biraz daha geri plana bırakıp, devlet adamı tarafını çok daha öne çıkaracağına vurgu yapılıyordu.
TBMM’nin yeni yasama yılı açılışındaki konuşmasına bakılırsa bunun ilk adımı atıldı…
Öncelikle şunu belirteyim, Cumhurbaşkanlarının TBMM’nin yeni yasama yılındaki açılış konuşmaları hem geleceğe dönük mesajların verilmesi amacını taşır hem de Türkiye’nin uluslararası arenadaki politik duruşunu belirler.
Ancak Başkanlık sistemine geçildikten sonra Cumhurbaşkanı aynı zamanda AK Parti Genel Başkanlığı şapkasını da taşıdığı için konuşmasında zaman zaman muhalefete yönelik eleştirileri görmek olasıydı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yılki konuşması, geçmiş iki yasama yılı konuşmasını andırıyordu ancak, “Şurası da muhalefete eleştiri niteliğindeydi” denilebilecek tek unsuru barındırmadı.
“Geçen dönemdeki konuşması da çok farklı değildi” diyenleriniz de çıkabilir.
Ancak geçen yasama dönemindeki konuşması, o dönem muhalefetin hedefindeki konuları da kapsıyordu.
Bu yasama yılının açılışındaki konuşma ise iktidar ve muhalefetin ortaklaştığı konuların hiç dışına çıkmadı; eleştiriler alanları kapsamadı.
MUHALEFETİN TUTUMU
Nitekim Cumhurbaşkanı’nın konuşması sonrası muhalefetten ekonomi ile ilgili bölüm dışında çok fazla eleştiri de gelmedi.
Orada da itiraz rakamlaraydı…
En vurucu bölüm olan şu cümlelerine yönelik de çok fazla eleştiriye rastlanmadı:
“Doğu Akdeniz’de Almanya’nın yoğun çabası ile gelinen bu noktada, meseleyi görüşmeler yoluyla çözmek de gerilimi yeniden tırmandırmak da hatta iş o raddeye varırsa çatışma çıkarmak da karşımızdakilerin tercihidir”
Pandemi dolayısıyla izleyicisi olmayan, tek davetlisi Azerbaycan Büyükelçisi’nin olduğu TBMM Genel Kurulu’ndaki hava da bu yıl geçmişten farklıydı.
Belediye başkanları ve meclis üyelerine yönelik operasyonu protesto etmek isteyen HDP Genel Kurul salonuna girmedi.
CHP geçen dönemdeki gibi Erdoğan salona girdiğinde de giderken de ayağa kalkmadı.
İYİ Parti de tereddütlü saygısını sergiledi, önce kalkmak istemedi, Grup Başkan Vekili Musavvat Dervişoğlu ayağa kalkınca da hep birlikte kalkmayı tercih etti.
SİYASETİN GELECEĞİ
Meclis Başkanı’nın konuşması ile başlayan Genel Kurul öncesinde de kulisler ilginç görüntülere sahipti.
Özellikle de muhalefet kulisi…
Geçen dönem tatile çıkarken Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt MHP’deydi.
Arada geçen zamanda AK Parti ile çatışması ihracını getirdi.
Enginyurt’u kulisin girişinde DP Genel Başkanı Gültekin Uysal ile sohbet ederken buldum.
Hayıflandığı kısa süre önce yan yana olduğu arkadaşlarının kendisine selam vermemesiydi.
Bu sırada GİK listesi dışına atılmalarından dolayı tepki koyan ve Grup yönetiminin belirlendiği dünkü toplantıya katılmayan 9 milletvekilinden bazıları yanlarına geldi.
Cemal Enginyurt espriyle karışık şekilde, “Yakında siz de gelirsiniz grup kuracak sayıya ulaşırız, TBMM Başkanı’ndan rica edelim bize arkada daha rahat edeceğimiz bir bölüm ayırsın” esprisini yaptı.
Milletvekillerinin tepkisi bir o denli ilginç oldu:
“Partimizden ayrılacağımızı kim söylüyor?”
“KORAY AYDIN’A BEN ÖĞRETTİM”
Enginyurt, bu aşamada İYİ Parti kurultayındaki çarşaf listeden milletvekillerinin GİK’e girmesinin engellediği ileri sürülen yöntemini Koray Aydın’a bu taktiği kendisinin öğrettiğini belirtti.
MÇP’den, MHP adına dönüşün sağlandığı 1993’de yapılan kurultayda dönemin lideri Türkeş’in çarşaf liste yapmaya karar verdiğini anımsattı.
O dönem kendisinin 130’uncu sıraya konulduğunu ve Türkeş’ten izin alarak listede Koray Aydın’ı en alt seviyeye indirdiğini ve kendisinin de yukarı çıktığını anlattı.
“Koray Aydın bu işin nasıl yapılacağını kendisini devre dışı bırakan benden öğrendi” dedi.
Bu da kahkahaların yükselmesine yetti.
Meclis’teki belki de tek kahkaha da bundan ibaretti.
Çünkü maskelerin takıldığı, milletvekillerinin kuliste oturmak yerine biran önce Genel Kurul salonuna girip, görevini yerine getirdikten sonra da hızla uzaklaştığı ortamda koronavirüs siyasetin yapılış biçimini de değiştirdi.
Bu ortamda TBMM’den çok yüksek performans, kapsamlı iş yükünü kimse beklemesin.
Ne zamanki salgın hastalık süreci rahatlar TBMM’nin performansı da ona uygun olarak artar.
Yoksa virüs kapmış yakın arkadaşlarının neler çektiğine yakından tanıklık ettiler.
Böyle bir dönemde yüksek performans beklemek de zaten hayal olur.