İYİ Parti üzerinden
YEREL seçimden bu yana hep aynı taktiğe vurgu yapıldı.
Millet İttifakı bileşenleri arasından İYİ Parti’yi ayırmak, olmuyorsa tabanını koparmak…
Kurultay sonrası parti içinde yaşanan gerilimin de etkilediği fay hattını harekete geçirmek..
İYİ Parti lideri Meral Akşener ile 6 ay kadar önce sohbet ederken, “Benim bu oyunu bilmediğimi sanıyorlar” diye başlamış ve varılmak istenen taktiğe ilişkin bazı verileri de paylaşmıştı.
Ben de o dönem sözlerini bu sütundan aktarmıştım.
Sonrası beklediği gibi ilerledi, önce Cumhur İttifakı’ndan İYİ Parti’ye davet gitti, ardından da bütün olumsuz cümleler ortadan kaldırıldı.
Akşener önce sakince dinledi, ardından da yanıtını net verdi:
“Haydi her şeyi bir kenara koyun, deyin ki ben gittim; siz bu tabanın beni göndereceğini mi sanıyorsunuz. Ben gitsem onlar gelmez, siz bu tabanı tanımamışsınız…”
İYİ PARTİ’DEKİ FAY HATTI ÜZERİNDEN
Son günlerde HDP’li Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’in de arasında bulunduğu muhafazakar kimlikli isimler üzerinden operasyon yapılınca bu kez yine kulislerde İYİ Parti ismi öne çıkarıldı.
Bunun, “PKK konusunda İYİ Parti’de var olan fay hattını seçmen üzerinden çatlatma” girişimi olarak değerlendirildi.
Dikkat çeken ise bu söylemin AK Parti kadar, CHP ve İYİ Parti içinde de dile getirilmesiydi.
Hatta, “Akşener bugüne kadar iyi yönetti. İYİ Parti’de Kürdün Kürt olarak konuşulduğu bir zemine getirdi” bakışı ittifak ortaklarında da baskın bir ifadeyle dile getirilmeye başlandı.
Son operasyona, HDP milletvekilleri hakkındaki yeni fezlekeler de eklenince bu kez tartışma, “İYİ Parti milletvekilleri HDP’lilerin fezlekeleri karşısında ne yapacak?”
Soru, anlamsızlığı kendi içinde barındırıyor, çünkü İYİ Parti’yi sıkıştıracak ortada bir durum yok…
Nedeni de Anayasa’nın 84. maddesine göre milletvekili üyeliğinin düşmesi, bir yıldan fazla mahkumiyet kararının Genel Kurul’da okunması ile son bulmasına dayalı.
Eğer milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir eylemi olduysa o durumda da ilgili komisyonun raporunun Genel Kurul’da okunup gizli oylaması yeterli; yakında bu yönde bir dosya da gelecek.
Bunun için de salt çoğunluk olduğu için AK Parti ve MHP’nin oyları yeterli, İYİ Parti’ye ihtiyaçları yok.
VENEDİK KOMİSYONU VE AHİM
Bir diğer yolda ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesi’nce kapatma kararı verilir.
Anayasa Mahkemesi kararını TBMM Genel Kurulu’nda okunduğunda oylamaya gerek duyulmadan kapanma işlemi gerçekleşmiş olur.
Bunun için siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemlerinin, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, milli egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerinden birine veya birkaçına kesin fiilleri ile neden olması gerekiyor.
İşte asıl sorun da bu noktada başlıyor:
“Hangi haller kesin fiil olarak kabul edilecek?”
Anayasa Mahkemesi, Bireysel Başvuru hakkını da elde ettiği AİHM kararlarını önemsiyor, iktidar çevrelerinden eleştiri de alsa kararlarında ilkelerini koruyor.
AİHM’in kendisine devrettiği Bireysel Başvuru hakkının elinden gitmesine izin vermek istemiyor.
Kısaca Venedik Komisyonu’nu alan Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu ise Türkiye’nin de kurucuları arasında yer aldığı Avrupa Komisyonu’nun dolayısıyla AİHM’in danışma organı olarak faaliyet gösteriyor.
Venedik Komisyonu’nun siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin kararı da açık:
“Siyasî partilerin yasaklanması veya kapatılması, partilerin ancak anayasayla güvence altına alınan hak ve hürriyetleri ortadan kaldıracak şekilde, demokratik anayasal düzenin devrilmesi için şiddet kullanılmasını savunmaları veya bir siyasî araç olarak şiddet kullanmaları durumunda meşrudur. Partinin anayasanın barışçı bir şekilde değiştirilmesini savunması olgusu tek başına kapatılması veya yasaklanması için yeterli değildir”
Görüldüğü gibi kapatılmanın şartı net...
Bırakın bu unsurları, Anayasa Mahkemesi sürecinde de İYİ Parti veya tabanını doğrudan ilgilendiren durum yok.
DEVA VE GELECEK PARTİSİ LİDERLERİNİN AÇIKLAMASI
Meselenin bir de siyasi tarafına bakarsak…
Muhafazakar kesimden gelen HDP’lilerin gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına unutulmamalı ki en sert tepki CHP’den değil, DEVA ve Gelecek Partisi liderlerinden geldi.
Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan en sert açıklamayı yapan iki liderdi.
Daha önce de belirttim; partilerin söylem ittifakı İYİ Parti’nin de CHP’nin açmaza sıkıştırılmasının önüne geçiyor.
Ayrıca son dönem Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış, İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu ve Nizam-ı Alem Ocaklarından yetişmiş Yavuz Ağıralioğlu’nun da son dönemdeki açıklamalarını da bunun yanına koymak gerekir.
Daha önemlisi toplumsalın yittiği, salgının yarattığı kaygının isyan ve inkarı patlattığı böyle dönemlerde kitleyi sürekli tartmak da boşuna uğraştır.
Çünkü kitle, bu dönemde politik denklemlerdeki en büyük bilinmeyen haline dönüşür…