Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        COVİD-19’UN ilk çıktığı günlerde konuşulmuş ve bu kişilerin salgının yayılmasında yüksek etki yaptıklarından söz edilmişti.

        Bu grupta yer alan bir kişinin, 17-22 kişiye virüsü bulaştırma olasılığından da söz edilmişti.

        Filyasyon ekiplerinin oluşturulması, test ve tarama sayısının arttırılmasıyla “süper bulaştırıcıların” veya “süper yayıcılar” diye isimlendirilen kesimin tespit edilmesine de yoğunlaşıldı.

        “Nedir bu süper yayıcılar?” derseniz; tıp kesiminde İngilizcesinden yola çıkılarak “super spreader” diye de tanımlanan yayıcılar…

        En önemli özellikleri de yoğun virüs taşıyor olmalarına karşın immun sistemlerinin sağlamlığı dolayısıyla ateş, ishal veya öksürük gibi bir belirti, semptom da göstermiyorlar.

        BİR GÜNDE 533 KİŞİYE BULAŞTIRDI

        Salgının ilk döneminde en büyük süper yayıcı, Gana’nın Tema şehrindeki balıkhanede çalışan bir işçi olarak kayıtlara geçti; bir günde 533 kişiye virüsü bulaştırdı.

        Aynı dönemde Güney Kore’de bir süper yayıcının 180 kişiye bulaştırdığı da kayda geçti.

        Her ikisinde de semptomlar yok denecek ölçüde azdı.

        Hafif geçirmelerine karşın, virüsü etrafa yayma hızları bir o denli yüksek kimselerdi.

        REKLAM

        Birçok ülke, ilk anlarda süper yayıcıları yakalamak için yola çıktı, filyasyon çalışmasına girişti…

        Çünkü vakaların %45’inin süper yayıcılar aracılığıyla bulaştığı gerçeği önlerinde duruyordu.

        GÖRMEDİĞİMİZ DEHŞET ÖLÜM RAKAMLARI

        Eş zamanlı olarak Türkiye de benzer adımı attı ve filyasyon ekiplerini oluşturup taramayı başlattı.

        Halk sağlığı uzmanı Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz ile dün Gün Başlıyor Programımız sonrası sohbet ederken ilginç bazı veriler aktardı.

        Tamamı Sağlık Bakanlığı kaynaklarına dayanan rakamlar, tabloda da görüleceği gibi ürkütücü.

        Örneğin son dört haftada 2115 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetmiş.

        Bu sayının bugüne kadarki resmi rakamlara girmiş toplam ölümlerin %25’ine denk geldiğini söylersem sanırım işin dehşeti daha iyi anlaşılır…

        Yine Eylül ayındaki ölüm sayısı, tedavi yöntemlerinin ve nasıl savaşılacağının henüz bilinmediği, salgının pik yaptığı Nisan ayındaki ölüm sayısının yarısından fazla…

        Nisan’da Covid-19 nedeniyle ölenlerin sayısı 2960 iken, geçen ay 1825 ile kapanmış…

        Oysa bir önceki ay virüs nedeniyle ölenlerin sayısı üçte bir kadar az; 679 ölüme rastlanmış…

        CHP’li belediye başkanlarının mezarlıklar müdürlüklerinin elindeki sayı ile örtüşmediğini açıklamaları nedeniyle artma ihtimali var.

        Bunu bir kenarda tutmuş olsam da toplamdaki ölüm sayısının son 4 haftada 2115’e yükselmiş olması ciddi bir durum.

        Doç. Dr. Yavuz, Halk Sağlığı uzmanı olarak elinde kesin rakamlar olmadığı için nedenleri üzerinde yorum yapmaktan kaçındı.

        Sadece kış aylarına girilirken durumun vahametini sergilemek istediğini belirtmekle yetindi.

        REKLAM

        RAKAMA İHTİYACIMIZ VAR

        Bunun üzerine, hocaların hocası da olan, filyasyon ekiplerinin oluşumu ve takibinde önemli katkı veren Bilim Kurulu üyesi Halk Sağlı uzmanı Prof. Dr. Levent Akın’ı aradım rakamları sıraladım.

        Birçok nedeni olabileceğini belirterek söze girdi.

        “Tedavide bir sorun olacağını düşünmüyorum” deyip ekledi:

        “Vaka sayısında bir artış vardır veya virüs kapanlar evdeki tedavi sürecinde çok ağırlaştıktan sonra hastaneye gitmişlerdir; hipotezleri incelemek için detaylı rakama ihtiyacımız var, ama bizde yok.”

        Bu rakamlara bakarak mücadelenin iyi gitmediğini söylemenin de olası olmadığını vurgulayıp devam etti:

        “Biz Mart ayı başında Çin’de salgın yaygınlaştığında Türkiye’de bir vakanın peşindeydik. Ama bugün vaka sayısı oldukça arttı. Buna karşılık tarama yapan ekip sayısını da arttırarak temaslıları yakaladık ve baskılamayı başardık…”

        Buna “geçen ay çok sıkıntı yaşadığımız, bugün de tam baskıladığımızı söyleyemeyeceğim ama ciddi oranda gerilettiğimiz” diye tanımladığı Ankara’yı örnek gösterdi.

        TANI VE TEDAVİ AMA…

        Hayıflanması da bu aşamadan sonra başladı.

        Ankara’da İl Sağlık Müdürlüğü ve Pandemi Kurulu’nun elinden gelen çabayı gösterdiğine bizzat tanıklık ettiğini; elinde neredeyse görevlendirecek kişi kalmadığını belirtti.

        “Tanı ve tedavi konusunda gerçekten çok iyi işler yapılıyor” dedi.

        Vaka sayısının AVM’lerin açılışı, bayramlar, Ayasofya, tatil yörelerine akın gibi birçok nedenle arttığına işaret etti.

        REKLAM

        Filyasyon yapmak için kurulan ekiplerin örnek olarak gösterdiği Ankara’da temaslı taramasından öteye gidemediğini belirtti.

        Sonrasındaki şu cümlesi de durumun özetiydi:

        “Süper spreader dediğimiz süper yayıcıları yakalamamız lazım. Aşırı bulaştırıcıları bulmamız lazım. Ankara'da sıkıntılı bir geçen ay yaşadık, hala da sıkıntılı devam ediyor. İl sağlık müdürlüğü temaslı ekibi oluşturdu. O denli fazla kişi işin içinde ki, hastayı buluyoruz kiminle temas ettiğini bulup çıkaracak kadar işlem yapıyoruz. İlerisine gidemiyoruz…”

        YAPTIĞIMIZ FİLYASYON DEĞİL TEMASLI TARAMASI

        Süper yayıcının yakalanabilmesi için bir epidemist veya epidemilojik bilgisi olan ya da halk sağlığı uzmanına ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

        “Bizim yaptığımız filyasyon değil, temaslı taraması” deyip devam etti:

        “Geriye doğru giderek kiminle temas ettiğini, lokantada yemek yiyip yemediğini, pazara girip girmediğini, varsa okula gidip gitmediğini, bir grup, takım elamanı olup olmadığını geriye doğru epidemiyolojik yöntemle taraması lazım ki bulabilsin. Yoksa süper yayıcılar yüksek salgını devam ettirir.”

        Konuyu en iyi bilen, hocaların hocası, Halk Sağlığı konusunda alanının en iyisinin, Bilim Kurulu üyesinin sözleri böyle…

        Rakamlara bakıp neden salgının yönü aşağı doğru gitmiyor sorunun yanıtı da cümlelerinde açık.

        Diğer Yazılar