AB'ye yeni yol döşeniyor...
AVRUPA Birliği'nin uzun süredir unuttuğu Türkiye’yi bir anda hatırlamasının nedeni sanılmasın ki müzakerelere hız vereceğinden.
Yapılmak istenen Türkiye’yi uzun yıllardır AB tam üyelik sürecinin dışında tuttuğu süreci resmi hale getirmek.
Şunu belirteyim ki Ankara da ilişkilerin yeni bir yol haritasına bağlanmasından hoşnut ama yöntemini ve yeni yol haritasının yeni getirilerini birlikte tayin etmek kaydıyla…
Görünen o ki Türkiye’ye yaptırımların da gözden geçirilmesine karar verilen Mart’taki AB liderler zirvesine kadar da sürecin hal yoluna konulması hedefleniyor.
Zaten AB, Dış Politika Yüksek Komiserliği’ni Türkiye ile ilişkilerin tam üyelikten çıkarıp, yeni bir modele bağlanması konusunda yetkilendirmişti.
MART’A KADAR SIKI TRAFİK
Bu kapsamda bu ay boyunca, hatta Mart’a kadar AB ile sıkı temas süreçlerine tanıklık edeceğiz.
İlk adımı geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB üyesi ülkelerin büyükelçileri ile buluşmasıyla atıldı.
Bunu kendisinin de vurguladığı gibi “ani bir şekilde gelişen” Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın Ankara ziyareti oldu.
Bunu Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Brüksel gezisi takip edecek, ardından AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in birlikte gerçekleştireceği Türkiye ziyareti ile devam edecek.
AMAÇ YENİ BİR RAY DÖŞENMEK
Hepsinin gerisinde yatan neden de bir süredir Ankara’da altı çizilen, kör topal ilerleyen AB ile müzakere sürecinin yeni bir raya oturtulması…
Hemen belirteyim, bu yeni rayın döşeli olduğu güzergah AB’ye tam üyeliğe götürmüyor; tam tersine oradan uzaklaştırıyor ama ilişkileri taşınabilir hale getiriyor.
Tam üyelik müzakere sürecinin döşeli olduğu rayları da kimse yerinden sökmek istemiyor…
Gerekli olursa kullanılmak için üzerinde tren işlemez şekilde bırakmayı hedefliyor.
Ankara ise Gümrük Birliği, vize serbestisi, Suriyeliler için ekonomik paketin yeniden düzenlenip, ödeme koşullarının kesin karara bağlanması, Doğu Akdeniz Konferansı düzenlenmesi ve KKTC’nin de tam yetki ile katılması dahil birçok konuda adım atılmasını istiyor.
AB ile süreçleri yakından takip eden TEPAV AB Çalışmaları Merkez Direktörü Nilgün Arısan Eralp, Avrupa Birliği ile ilişkilerin yeniden düzenlenmesi konusunun iki tarafta da mevcut olduğunu belirtti.
YENİ BİR İLİŞKİ MODELİ
Eralp, Washington’da yarın göreve başlayacak Biden ekibi ile AB’nin Türkiye üzerinde uzlaştığını da anımsatıp ekledi:.
“AB bu süreçte Türkiye ile müzakere sürecini askıya almayacak; ne biz ne de onlar bunu ister. Ama Gümrük Birliği’nin modernize edilmesi, dış politikada yüksek düzeyli diyalog, mültecilerle ilgili yeni bir anlaşma ve ödemelerin yeni bir şekle bağlanması, Erasmus öğrencileri veya AB ülkeleriyle iş yapan işadamlarına vizenin kolaylaştırılması gibi yeni bir ilişki modeli sunuyorlar…”
Bu konuda bir metin hazırlığının yapıldığını da anımsatan Eralp, yeni dönemde bunların nasıl şekilleneceğinin görüleceğini belirtti.
AB Konseyi ve Komisyonu başkanlarının Türkiye ziyaretinde bu yol haritasının bir şekilde netleşmesini beklediğini de belirtti.
Anlaşılan o ki Kıbrıs’ta uzun yıllardır devam eden zoraki birleşmede olduğu gibi AB sürecinde de yaşanan uzun yıllara dayalı olmayan birlik arayışları, anlaşmalı bir şekilde ayrılığa dönüşüyor.
Bu nereye götürür bugünden kestirmek zor…