Hava korumasında kantonel yapılanma
ABD’nin bölgedeki yeni yapılanmasının ilk işareti bir yıl kadar önce Irak’tan geldi...
Aslında bu coğrafyada çok alışık olmadığımız bir yapılanmanın ilk tuğlası konuldu...
İsviçre'de 1814-1847 arasında iç savaşın 19 kantonunun oluşturduğu konfederasyonla sonuçlanmasına benzer şekilde yapılanmanın ilk adımı atıldı...
Bağdat ile Erbil arasında varılan anlaşmada, her ikisine de bağlı olmayan Sincar bölgesinin kantonel bir yapıya kavuşması için uzlaşıldı...
Adına da Sincar Anlaşması denildi...
Buna göre iç işlerinde bağımsız ama dış işlerinde Bağdat’a bağlı bir yapı olacak, ancak Erbil’in de denetimi dışında hareket edemeyecekti...
Beklenildiği gibi işler yürümedi, nasıl ki Irak’ta yıkılması sonrası boşta kalan Saddam’ın askerlerinin de katkısıyla DAEŞ’i ortaya çıkaran bu bölgede yeni bir yapılanmanın rüzgarı esti...
DAEŞ’in yıkılması, eski Başkan Trump’ın bölgeden çekilme kararı almasıyla ortaya çıkan boşluğu bu kez İran kontrolündeki Haşdi Şabi milis yapılanması almaya başladı...
Hatta İran yanlısı önceki Bağdat hükümeti döneminde Irak ordusunun iç yapısı haline de dönüştürüldü...
Türkiye’nin Gara operasyonu sonrası Sincar’a da gideceğini de açıklayınca Haşdi Şabi’nin kent bölgesine güç yığması da aslında bir zamanlar bu bölgenin en önemli merkezi Kerkük ve Musul’daki Türkiye etkisinin yeniden gündeme gelmesini engellemekten öte değildi...
Sincar’a aralarındaki anlaşma ile kantonel yapılanma veren Bağdat ve Erbil de bu bölgeye giremeyeceğini bir süre önce ortak operasyonu ile anladı...
KONFEDERASYONUN ADIMLARI
Bunlar olurken dün Suriye’den gelen bir haber aslında meselenin tek boyutlu olarak Irak ile ele alınmaması gerektiğini gösterdi.
Görüntüleri ve video görselleri Arap basınına yansıyan habere konu toplantı Deyrizor’un Kesre kasabasında gerçekleşmiş.
Bir zamanlar YPG ile arası iyi olmayan Arap aşiretlerinin liderleri ile ABD’nin bölgede bulunan komutanları da katılmış.
Yapılan konuşmalar aslında bir süre önce Sincar’da oluşturulmak istenen yapının bir benzerinin de Deyrizor’da kurulmak istendiğini gösteriyor.
DÖRT KANTON KURULUYOR
Buna göre Deyrizor bölgesi 4 kantona ayrılacak.
Her bir kantonun, seçimle gelecek 42 üyeden oluşacak yerel meclisinin içinden çıkardığı hükümeti olacak.
Sivil idare ile zabıta gücü kantonel hükümet tarafından yönetilecek.
Oluşacak 4 kanton da Deyrizor'da kurulu merkezi parlamentoya bağlı çalışacak.
Silahlı gücün kontrolü kantonların bağlı olduğu parlamento marifetiyle komuta edilecek.
Bu bölgenin özelliği Arap nüfusun fazlalığı ve PKK/YPG'nin bölgede sürekli diken üstünde durmasıydı.
Anlaşılan o ki bir yandan bu durum ortadan kaldırılırken, diğer yandan PKK/YPG'nin sürekli ilişki içinde olduğu Sincar bölgesi ile bağı kuracak bir yapının da oluşturulması için adım atılmış.
Hatta toplantıda bundan sonra Rakka ve Menbiç'te de aynı yapılanmanın kurulması kararına varılmış.
Yani sadece doğu değil, batıya doğru da yapı yaygınlaştırılacak.
Bundan sonrasının konfederasyona gideceği açık…
PATRİOT MU AVENGER Mİ?
Biden yönetiminin Başkanlık seçimini kazanmasının ardından Trump'ın aksine bölgede kalmaya karar verdi.
Burada dikkat çeken ise Irak'ta gittikçe istenmez hale gelen ABD güçlerinin yerini sayısı 500'den 4 bine çıkarılacak NATO alacak olması.
ABD ise güç yığınağını Suriye'ye kaydırması.
Nitekim Suriye'nin batısında, hem de Cizre'nin tam karşısında yeni üs kurmak için 50 TIR ile giriş yaptığını bir süre önce bu satırdan duyurmuştum.
ABD bununla kalmayıp bir diğer üssünü Heseke-Deyrizor arasında kalan petrol sahası El Ömer'e kurma kararı almış.
Bu amaçla 45 TIR askeri mühimmat sahaya indirilmiş.
Arap haber ajanslarının geçtiği fotoğraflar arasında en dikkat çeken askerlerin sahada hava savunma füze sistemlerini kurmalarını yansıtan görüntüydü.
Yani Türkiye'ye satmadığı için S-400 almasına neden olan hava savunma sistemini Washington, Ankara'nın ezeli düşmanı gördüğü terör örgütü PKK/YPG'yi hava saldırılarına karşı korumayı hedefliyor.
Kimine göre Patriot, kimine göre de kruz füzeleri atan, kanatlı her türlü helikopter, uçak veya İHA/SİHA'lara karşı etkili Avenger Hava Savunma Sistemini kurdu.
HTŞ İLE YPG AYNI
Aslında bir süre önce ABD'nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey bunun gerekçesini gizlemedi.
Bölgedeki PYD'nin terör örgütü PKK olduğunu bildiklerini söyledi ve bir de karşılaştırmada bulundu, özetle şunu dedi:
“Nasıl ki terör örgütü olduğunu kabul ettiği Hayat Tahrir Şam ile Türkiye İdlib bölgesinde çalışmak zorunda kalıyorsa, biz de DAEŞ'e karşı mücadelede YPG ile birlikte hareket ediyoruz.”
Baktım benzer bir yaklaşımı bölgedeki CENTCOM Komutanı orgeneral Kenneth Frank McKenzie de göstermiş.
ABD tarafından o dönem YPG adı yerine kullanılan, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) DAEŞ'e karşı savaşma kabiliyetini arttırmasını amaçladıklarını bildirmiş.
Bu nedenle çalışmaya devam edeceklerini söylemiş.
Türkiye'nin tepkisine dikkat çekilince de aynen şu yanıtı vermiş:
"Türkiye büyük bir NATO müttefiki. Bu sebepten ötürü elimizden geldiğince onlarla çalışmanın bir yolunu bulmaya çalışacağız…"
Burada altı çizilmesi gereken, "bulmaya çalışacağız..." cümlesi, peki ya bulunamazsa…
HEM MÜTTEFİKİ HEM DE ONA KARŞI KORUDUĞUYLA
Ayrıca Rusya'nın da Suriye'nin Heseke bölgesine yığınak yaptığı bölgede Türkiye'nin bundan iki önemli sorunu yükseliyor.
Biri en önemli müttefiki ABD’ye karşı koruduğu ve Astana süreciyle birlikte işbirliği yaptığı iki komşusuyla aykırılığının Irak ve Suriye’de artması.
İkincisi de müttefiki ile süregelen bölgedeki Kürt terör yapılanmalarının devletleşmeye gittiği sürece karşı duran aykırılığının daha da derinleşmesi...
O nedenle günlerdir yakın gelecekte çatışmanın en önemli merkezi Irak olacak diyorum...