Mutant çarpması...
BİR ay içinde 8 kat birden vaka sayısını arttıran, ölüm oranlarında zirve yaptıran nedenin adını bilim insanları net koyuyor:
“Mutant çarpması...”
Aslında hepsi de bu noktaya geleceği konusunda emindi.
Yakın geçmişte de bugünü net tarif etti.
Gelinen nokta ise tam anlamıyla içinden çıkılması zor bir durum.
O nedenle bir yandan muhalefet dahil bir çok kesimin şimşeklerini üzerine çeken Bilim Kurulu üyeleri konuşmaktan bıkmış, moral çöküntüsü içinde çıkış arıyor.
Diğer yandan da sözlerinin yine dinlenmemiş olmasının yakınması içinde Karadenizlinin mezar taşına yazdığı cümleyi tekrarlıyor:
“Dedim dedim bak ne oldu?”
Sorunun temelinde olan ise tek başına 1 Mart’ta alınan serbestleşme değil.
Prof. Dr. Ateş Kara, üç etkenin bir araya gelip vaka patlamasına neden olduğu görüşünde.
Bunları şöyle sıralıyor:
AŞIDAN KAÇIYOR MU?
Toplumun 65yaş üstü aşılandı.
Dolayısıyla ölümlerin ve enfeksiyona yakalananların bir yaş tablosu var mı?
Bakanlıktan aktarıldığına göre aşı olan 65 yaş üstünde ağır hasta olana çok rastlanmıyor.
Neredeyse %70’i aşkın bölümü yakalansa da ağır hasta olmadan atlatıyor.
Yani aşı virüsten korumayı tam yapamamakla birlikte ağır hasta etmiyor.
Bugün yakalananların ağırlıklı bölümü 65 yaş altı kişilerden oluşuyor.
Yine aktardıklarına göre yeni mutantlar aşıları ve antikorları aşma beceresi gösteriyor.
Vaka sayısındaki artışın gerisinde de bu yatıyor...
KAÇIYOR VE ÖLDÜRÜYOR
Virologların da dikkat çektiği tehlike aslında tam da bu nokta.
En çok korktukları da İngiliz’den çok Güney Afrika, Brezilya ve Kaliforniya varyantları.
Kaliforniya varyantına henüz rastlanmamış ancak İngiliz mutantının şu an Türkiye’deki baskın varyant olduğunu geçen hafta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da dile getirmişti.
Ancak Güney Afrika mutantının ne kadar yaygın olduğu konusunda kimsenin elinde kesin bir veri yok.
Çünkü mutantlara ilişkin tespit çalışması vaka sayısının artışıyla birlikte yavaşlamış bulunuyor; neden de laboratuvarların daha çok PCR testlerine yoğunlaşması.
NASIL ÇIKILACAK
Hemen hepsinin önerisi tek...
Ramazan süresince kapanılabilecek en üst düzeyde kapanma yoluna gidilmesi.
Yoksa sürü bağışıklığı beklentisine girilmesinin bir fayda getirmeyeceği görüşündeler.
Gerekçeleri de mutant virüslerin bu denli yaygın olduğu bir ortamda sürü bağışıklığının gerçekleşme olanağının bulunmadığına ilişkin bilimsel veriler.
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) dün yayınladığı bildiride şu ana kadar 3,4 milyon kişinin hastalık geçirdiğini, 7,2 milyon kişinin de ikinci doz aşısını yaptırdığını anımsatıp, en düşük bağışıklık düzeyinin toplumda 12,8 oranında kaldığını anımsattı.
Halk sağlığı uzmanı olarak geçmiş deneyimlerinden yola çıkarak bir noktanın da altını çizdiler:
“Saptanan her olguya karşılık olarak en fazla 10 katı kadar da belirsiz olguların olduğu kabul edilir.”
Böyle dahi olsa toplumdaki bağışıklık oranının çok düşük kaldığı, dolayısıyla sürü bağışıklığı beklentisinin bir başka açıdan sonuç getirmeyeceği görüşündeler.
“Bilime dayalı ve zamanında alınan kararlar insan hayatını kurtarır” görüşüne de yer verdikleri açıklamalarında, şu tespitleri dikkat çekici:
“Ülkemizde baskın hale gelen varyant daha ölümcül seyretmekte... Gün, önlemleri gevşetme ve toplumsal hayatta açılma günü değildir.”
Önerileri benzer, 28 gün kapanma...
Aşının etkisi konusunda hemen belirteyim halk sağlığı uzmanları da farklı bakış içindeler.
Bazıları bu koruma gücünün de yeterli olduğunu söylerken, bazıları aşının etki gücünün mutant virüsler karşısında daha da düştüğü kanısında.
Böyle bir ortamda önerilen tek çıkış var.
Daha fazla kapanma...
Yoksa yakın gelecekte çok daha kötü patlayacak.
Almanya, İngiltere, Fransa da boş yere kapanmadı, bugünü gördüğü için önden tedbirini aldı.
Şu aşamada da başka yol görünmüyor...