Anayasa'nın çerçevesi benzer, detayları farklı
HER iki ittifakın bileşenlerinin hazırladığı Anayasa metinleri birbiri ile uyumlu mu?
Yani Cumhur İttifakı’nın başkanlık sistemini öngören metni ile Millet İttifakı’nın demokratik parlamenter sisteme dönüşü hedefleyen Anayasa metinleri birbirinin aynı mı?
Anayasa metni çalışmaları konusunda bilgi sahibi olan her iki tarafın isimleriyle de konuştum.
Hemen belirteyim ki çerçevesi benzer olmakla birlikte, içeriklerinde ve beklentilerinde farklar var.
Ancak şurası da açık ki sistem benzerlikleri olunca, içerikler öyle kategorik bir şekilde birinin diğerinden kopmasını gerektirecek kadar yüksek gözükmüyor…
PARLAMENTER SİSTEMİNİN ÇERÇEVESİ
Bu konuda ilk adımı atan taraf olması nedeniyle Millet İttifakı veya müstakbel bileşenlerinden başlarsam…
Her biri, “güçlendirilmiş, tahkim edilmiş, rasyonelleştirilmiş” gibi farklı tanımla anıyor olsa da Demokratik Parlamenter Sistem’in temel yapı taşlarında aralarında herhangi bir fark gözükmüyor.
Yani Başbakan, Bakanlar Kurulu, bakanlıkların yapılanması gibi konularda bakışlarında bir değişiklik yok.
Ancak, Cumhurbaşkanı’nın yetkisinde veya Anayasa Mahkemesi’nin yapılanmasında ayrılıklar olduğu da bir gerçek.
Birinde daha güçlü başbakan söz konusu iken, diğerinde bazı konularda cumhurbaşkanı ile yetki paylaşan bir başbakan hedefleniyor.
ANAYASA MAHKEMESİ’NİN YAPISI
Örneğin Anayasa Mahkemesi’nin yapısında da farklı bir bakış var.
Geçmişte örneği görüldüğü gibi Türkbank meselesini de Yüce Divan görevi ile ele alan Anayasa Mahkemesi yerine, görev alanı sadece hukukla sınırlandırılmış Yüksek Mahkeme hedefleniyor ki, İYİ Parti’nin çerçevesinde bu net görülüyor.
“METİN DEĞİL SİSTEM TARTIŞMASI”
Ancak TBMM Grup Başkanvekili Musavat Dervişoğlu’nun da dün vurguladığı gibi İYİ Parti’nin bir metin çıkarıp tartıştırma arayışı yok.
Hedefleri Parlamenter Demokratik Sisteme dönüşü sağlayacak bir yapıyı ortaya çıkarmak.
Dervişoğlu, mevcut başkanlık sisteminin ardı sıra Anayasa değişikliği ile getirildiğini anımsatarak şunları söyledi:
“Hükümet tarafı, ‘Mevcut Anayasa yürütmeye yetmiyor diyor…’ Demek ki çıkardıkları Anayasa da yetmez olmuş; demek ki ülkeyi kendilerine yetmeyen Anayasa ile yönetiyorlar...”
Dervişoğlu, Genel Başkanı Akşener’in 26 Mayıs’taki TBMM Grup toplantısında bir metin açıklamayacağını, sisteme yönelik önerilerini dile getireceğini belirtti.
“Biz metni tartışmak yerine sistemi tartışma ve tartıştırma peşindeyiz. Biz kendimizi bağlayıcı bir metin çıkarmayacağız” dedi.
“BİRLİKTE TARTIŞIYORUZ…”
CHP’deki bakış da farklı değil...
Bir metin çıkarıp tartıştırma amacında olmadıklarını belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, kendisi gibi hukuk politikalarıyla ilgili olan İYİ Parti’den Bahadır Erdem, SP’den Bülent Kaya ve DEVA’dan da Mustafa Yeneroğlu ile sürekli temas halinde olduklarını belirtti.
Bir farklı bakışa sahip olmadıklarının altını çizdi.
Gelecek Partisi’nin bu ekipte olmama nedenini de “Gelecek Partisi bir Anayasa metni çıkardı, tartışmaya açtı” diye açıkladı.
Erkek’in de belirttiği gibi Gelecek Partisi bir grup akademisyenin katılımı ile bir metin hazırlamış ve partilere de dağıtmıştı.
Bir sohbetimizde CHP lideri Kılıçdaroğlu da Prof. Dr. Serap Yazıcı ve arkadaşlarının hazırladığı bu metni kendilerine yakın bulduklarını belirtmişti.
YÜZDE BİR Mİ, YÜZDE BEŞ Mİ?
Partiler arasındaki detay farkına gelince…
CHP örneğin TBMM’den sandalye sayısından 100’ünü Türkiye Milletvekili olarak ayırıyor ve %1 alan bütün partilerin bu kontenjandan pay almasına olanak tanıyor.
İYİ Parti ise çerçeve metninde barajı %5 olarak tanımlıyor; Anayasa Mahkemesi’nin işlevine yönelik de farklı bakış ortaya çıkıyor.
Aktarıldığına göre CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun dün akşam verdiği iftarda İYİ Parti lideri Meral Akşener ile konuyu ele almış ve yol haritası belirlenmiş.
MHP’NİN METNİNDEN FAYDALANIYORUZ…
Cumhur İttifakı’ndaki durum da aslında Millet İttifakı’ndan farklı değil.
MHP lideri Bahçeli, 100 maddeden oluştuğunu belirttiği Anayasa metninin çerçevesini açıkladıktan sonra, “Parlamenter sisteme benzer önerileri var” yaklaşımları gelmişti.
MHP’nin konuya ilişkin etkin ve yetkin ismi, “Türk tipi başkanlık sisteminde öyle iddia ettikleri gibi bir arayışımız söz konusu değil” dedi.
AK Parti ile karşılıklı Anayasa metinleri üzerinde çalışmalarını yürüteceklerini ve sonuçta ortak bir noktada buluşacak Anayasa taslağını kamuoyunun bilgisine sunacaklarını söyledi.
Anladığım kadarıyla her iki taraf da bir metin ortaya koymak yerine, öncelikle kendi metinlerinin çerçevesini açıklayacak, ancak ortak metni kamuoyuna sunacak.
BAHÇELİ İLE AYNI GÖRÜŞTEYİZ
Nitekim AK Parti tarafı ile yaptığım konuşmalardan da benzer sonuç elde ettim.
Hatta Cumhurbaşkanlığı’nda MHP liderinin açıklama metni üzerinden hemen bir çalışma yapılmış, ayrıca metin üzerinde de yoğunlaşıp bir rapor hazırlanmasına karar verilmiş.
Konuyla ilgili etkin ve yetkin isim, MHP liderinin konuşmasında dile getirdiği yapıları kendi içlerinde de tartıştıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı yardımcısının da seçimle iş başına gelmesini Anayasa metni hazırlarken tartıştıklarını, ancak ABD’de olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde geriye kalan süreci yardımcısının tamamlaması gibi bir sonuç doğuracağı için vazgeçtiklerini belirtip devam etti:
“Bu tekrar tartışılabilir; ancak sadece bir başkan yardımcısının seçimle gelmesi de sağlanabilir. Getirdiğimiz yapı makamın boşalması halinde hemen seçime gidilmesini zorunlu kıldığı için daha demokratik…”
“BİZİM İÇİN DE SAKINCASI YOK”
Cumhurbaşkanı kabinesinin Anayasal bir kimliğe kavuşturulmasına kendilerinin de sıcak baktığını bildirdi; “Kabine Cumhurbaşkanı iradesine bağlandıktan sonra egemenlik açısından bizim için de bir sakıncası yok” dedi.
Hatta bakanların ayın belirli günlerinde TBMM’de sözlü soruları cevaplamalarının sağlanacağı bir yapının da getirilebileceğini söyledi.
SİSTEMİN ÖZÜNÜ BOZMUYOR
Cumhurbaşkanı’nın kararname çıkarma yetkisi ile kanunun çatıştığı durumlara ilişkin de düzenlemenin yapılması gerektiğine işaret etti.
Buna ilişkin de şu örneği verdi:
“Meclis ne zaman benzer bir kanun çıkarırsa Cumhurbaşkanı’nın çıkardığı kararname yürürlükten kalkar. Varsayalım ki Meclis’in çıkardığı kanunu da Anayasa Mahkemesi veto etti; bu durumda ne olacak? Kararnameye yeniden mi dönülecek? Yoksa ara bir yönteme mi başvurulacak? Bunu da göz önünde tutarak yeniden düzenleme yapma zorunluluğunu biz de Sayın Bahçeli gibi kabul ediyoruz…”
Merkez Bankası Başkanı’nın seçimi yöntemine ilişkin durumu da ele alınır bulduklarını, ancak konuya küresel ekonomik sistemin getirisi açısından da bakmak gerektiğini belirtti…
MHP ile kategorik farklı bakışın söz konusu olmadığını söyledi.
“Başkanlık sisteminin özelliğini bozacak bir durum yok” dedi.
EKONOMİK BEKLENTİ VE HÜRRİYET ARAYIŞI
Gelelim asıl meseleye, o da partilerin birden Anayasa meselesine yönelme nedenlerine…
Geçmiş salgınlar sonrası da görülmüş ki, insanlarda pandemi sonrası ekonomik ve demokratik beklentiler yükseliyor.
Haz daha öne çıkıyor, alışverişte ve seyahatte patlama oluyor, daha fazla özgürlük, hürriyet arayışları ortaya çıkıyor.
Dolayısıyla bütün partiler gelecek okuması yaptığında, mevcut durumda ekonomi ile veremeyeceğini, hürriyet ile kapatma çabasına yöneliyor.
Yoksa hepsi de biliyor ki TBMM’de hiçbirinin Anayasa’yı tek başına geçirecek 400 gibi bir çoğunluğu olmadığı gibi, referanduma götürecek 360 toplam sandalyesi de yok…
Yani, seçim zeminine yönelik yatırımdan başka bir durum yok…