"Her şey serbest için 25 milyon doz lazım…"
KONSERLER, tiyatrolar, sinema salonlarının açılması için ne gerekiyor?
Sanatçının deminin tükenip, türevini alacak hali kalmadığı göz önüne alındığında, onlar için bir formül geliştirilemez mi?
Bazılarını yakından tanıyorum.
Bu denli onurlu ve gururlu; birbirlerine dayanışma içinde destek olan çok az meslek grubu vardır.
Varlıklı olanların arkadaşlarının ev kiralarını ödediği kaç meslek sayılabilir?
Bu denli sıkıntıda olmalarına karşın, diğer meslek grubundakiler gibi ne bağırıp çağırdılar, ne de “Herkese verdiğini benden neden esirgiyorsun?” demediler.
Bıçak kemiğe dayanan bir ikisinin sesi çıktı, onun da imdadına yine sanatçı arkadaşları yetişti...
Peki, bu hep böyle mi gidecek?
Bilim Kurulu’nun kısıtlama ve normalleşmelere ilişkin tavsiyelerin belirlendiği alt grubunun başında bulunan Prof. Dr. Levent Akın’a dün bu soruyu yönelttim.
“Ben de durumlarının farkındayım, ayrıca saygı duyuyorum” diye söze girip ekledi:
“Ben de bir konsere gitmeyi, tiyatro, opera ve bale seyretmeyi, bir ortamda iyi bir müzik dinlemeyi çok özledim. Bunlara erişmek için biraz daha sabır…”
TEMMUZ’UN İLK YARISI
Süre konusunda her zamanki temkinliliği içinde davrandı, kesin bir takvime bağlamadı.
Bunun yerine olması gerekenleri sıraladı ve bunların olması halinde en geç Temmuz ayının ilk haftasının arifesinde konserlerin de tiyatroların da eğlence hayatının da başlayabileceğini bildirdi.
Şartı bu bir ay içinde 25 milyon aşının tek doz olarak yapılması.
Bu kadar insanın tek kol aşısının yapılmasının serbestleşme için yeterli olacağını belirtti.
BİONTECH OLMALI
Şartı da bunun Biontech aşısı olması.
Çünkü Biontech aşısının ilk doz etkisinin yüksek olduğu kanıtlanmış durumda.
Bundan dolayı 25 milyon kişiye daha tek doz Biontech aşısı yapılması halinde tam normalleşmeye geçilmesinin önünde bir engel olmayacağını Halk Sağlığı Uzmanı olarak garanti ediyor.
Beklenti 14 Haziran’a kadar 14 milyon doz aşının daha gelecek olması.
Böylece bu ay içinde toplam 30 milyon doza ulaşılması hedefleniyor.
Bunun yanına 8 milyon doz da damacana olarak gelip, Türkiye’de şişelenmesi hedeflenen Sinovac aşısı var.
Bugüne kadar da 28 milyon kişi toplamda iki veya tek doz aşısını aldı…
Dolayısıyla bu kadar aşının devreye girmesiyle sayı 60 milyona yaklaşacağı için bir Malta gibi kitle bağışıklığına ulaşılmış olunacak…
Nasıl orada normalleşme sağlandıysa Türkiye’de de aynısının olması kaçınılmaz hale gelecek.
Ancak Prof. Dr. Akın’ın bu kapsamda bir uyarısı var.
Tedbirin yine de elden bırakılmaması gerektiğini vurguladı.
Önerisi Amfi tiyatro sistemi içinde konserlerin düzenlenmesi; yani dip dibe yerine ardı sıra dizilmiş oturma düzeninin olduğu bir sistemin ileride daha büyük rahatlamayı beraberinde getireceğine vurgu yaptı.
Konserlerle birlikte tiyatro ve sinema salonlarında da buna dikkat edilmesi gerektiğini belirtti…
Endişesi vaka sayısında yeniden yükselmenin olması halinde Şili’deki gibi aşının da fayda etmeyeceği bir seviyeye çıkmamak.
Bu aşamada kendisine şu soruyu yönelttim.
TEMASLI TARAMASI ARTTIRILMALI
“Filyasyon ekiplerinin daha fazla tarama yapması sorunu çözmez mi?”
Prof. Dr. Akın’ın önerisi temaslı olanlara dönük yoğun bir taramanın yapılması.
Eğer bir yerde vaka çıktıysa, oraya gidip ilaç bırakıp eğer ateşi yükselirse bunları alması yönünde bir tavır yerine, temastan beş gün sonra gidip test alınması ve bunun takip edilmesi.
Hem aile içinde hem de iş yerinde bunun yapılması halinde ilk aşamada vaka sayısını yükseltecek olmasıyla birlikte bir adım sonrasında kontrol altına alıp ciddi düşüşe neden olacağı kanısında.
Bunun yapılması halinde vaka sayısının %80 oranında düşüş göstereceğine inanıyor.
Öngörüsü 6 bin sınırına gelen vaka sayısının da daha fazla aşağı inmeyeceği…
Dolayısıyla geriye iki yöntem kalıyor.
Aşı olmak ve taramayı çok daha detaylı hale getirmek…
Normalleşme zaten ardından gelir.
Umut Temmuz’un ikinci yarısı…