Gaz sıkışması…
CUMHURBAŞKANI Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında dün Soçi’deki görüşmenin hiç dile getirilmeyen önemli bir gündem maddesi daha vardı.
Suriye’deki gelişmeler, İdlib sahasındaki gerilimden belki de çok daha önem arz eden, olmaması halinde ciddi soruna yol açan Türkiye’nin 1987’den bu yana her yıl artan oranda bağımlı kılan doğalgaz…
İdlib’e odaklandığımız için konu hafızamızda yeteri kadar yer etmiyordu.
Rusya’yı yakından takip eden Prof. Dr. Mitat Çelikpala dün dikkatimi çekince fark ettim.
Türkiye’nin Gazprom’dan Botaş eliyle 4, özel sektör eliyle de 4 olmak üzere 8 milyar metreküpe ilişkin doğalgaz anlaşması bu yıl itibarıyla bitiyor.
Sadece Gazprom değil, Nijerya ile olan 22 yıllık LNG anlaşması da bu yıl sonlanıyor.
TALİHSİZ BİR DÖNEM
Talihsizlik ise gaz anlaşmalarının tam da spot piyasada fiyatlarının zirve yaptığı bir zamana denk gelmesi…
Ayrıca Gazprom arasında yaşanan fiyat anlaşmazlığı nedeniyle Tahkim’e giden Türk şirketleri de iki yıl önce davayı kaybetti.
Onların yerini yeni şirketlerin alma ihtimalinden de söz ediliyor.
Türkiye, Rusya’dan esnekliği olmayan, petroldeki fiyat hareketlerine endeksli 20 yıl gibi uzun dönemli alım yapmak istemiyor.
Macaristan’ın Gazprom ile de yaptığı gibi 15 yıl veya daha kısa olan en uzun 10 yıl olacak düzeyde kısa vadeye çekmeyi hedefliyor…
Gazı da yine 240 dolar civarında almayı amaçlıyor.
Gazprom da spot piyasada LNG fiyatının bin doları aştığı bir dönemde bu fiyata yanaşmıyor…
İki liderin Soçi’deki gündem maddesinin İdlib kadar bu konu olacağı önceden kayda geçirilmişti.
Erdoğan ve Putin arasındaki görüşmeden nasıl bir sonuç çıktığını zaman gösterecek.
Ancak uluslararası spot piyasada gaz fiyatları çok yükseldiği, bin doları geçtiği dönemde eskiden olduğu gibi 240 dolardan alabilmek pek olası gözükmüyor, bu da içerde yeniden fiyat artışına yol açacağı gerçeği ortada duruyor.
GAZ FİYATLARI ZORLAR
Nitekim dün Duvar’da Mühdan Sağlam'ın makalesinde de vurguladığı gibi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar da bir süre önce, “Türkiye, bu yıl yükselen doğalgaz fiyatları nedeniyle zorlanabilir” tespitinde bulundu.
Her ne kadar Türkiye geçen yıl Gazprom Expo’dan aldığı gazın miktarını16 milyar metreküpe kadar düşürmüş olsa da bu yıl spot piyasada fiyatların 5 kat yükselmesi nedeniyle yeniden Gazprom’a yöneldi.
İlk 8 ayda alınan gaz miktarı 20 milyar metreküpü geçti.
Bu yılın sonuna kadar da kış koşulları da dikkate alındığında eskisi gibi 30 milyar metreküp seviyelerine gelmesi bekleniyor.
KURAKLIK VURDU
Buna neden de hidroelektrik santrallerinin yağışların az olması nedeniyle yeterince elektrik üretememesi...
Açık rüzgar, jeotermal, güneş ve termik santraller ile kapatılmaya çalışılsa da kuraklık nedeniyle açığın %20’ye varan bölümünü doğalgaz santrallerinden kapatmak zorunda kaldı.
Gazprom’dan almaması halinde yaklaşan kış sürecinde gaz tedarik edebileceği başka bir yer de şu aşamada görülmüyor.
Çünkü Azerbaycan ve İran’dan gelen miktarın daha fazla arttırılmasına olanak yok…
Ayrıca Azerbaycan ile de bu yıl dolan gaz anlaşması yenilenmiş olmasına karşın, onun da ürettiği miktar kısıtlı.
ABD, Cezayir, Nijerya’dan gelen LNG konusuna gelince.
Nijerya ile 22 yıllık anlaşma da bu yıl dolduğu için yeni bir sözleşme gerekiyor.
AVRUPA DA SIKIŞTI
Avrupa’nın enerji sorunu yaşadığı, piyasada fiyatların yükseldiği bir dönemde yapılan Soçi anlaşması da aslında yaklaşan kış günlerinin sorunsuz geçirilmesi açısından önem arz ediyor.
Nitekim AB’nin 2020’de kullandığı toplam 400 milyar metreküp doğalgazın %48’i Gazprom tarafından sağlanıyor.
Orada da Rus gazına yoğun bağımlılıktan kurtulmak için ABD’nin kaya gazına yükleniliyor.
Gelecek kaygısından kurtulmak için de Macaristan’ın 4,5 milyar metreküp için Gazprom ile birkaç gün önce 10+5 yıllığına, toplamda 15 yıllığına gaz ihtiyacını garanti altına aldığı sözleşmelere zorunlu imza koyuyor.
Çünkü Avrupa’da neredeyse bütün hükümetler seçim sathına girdiği bir dönemde soğukta geçirilecek kışın kendisine nelere mal olacağını görüyor.
Bu da Rusya’nın elini rahatlatıyor…