Kobani operasyonu…
ASLINDA coğrafyada olana Türkiye tarafından yapılması bekleniyordu, örgütün başındakine gerçekleşti…
Sözünü ettiğim Kobani…
Eğer doğru ise, Suriye Demokratik Güçleri (HSD) olarak adını değiştiren, YPG’de dün önemli bir değişim yaşandı.
Mazlum Abdi- Mazlum Kobani kod adlarını kullanan PKK’nın önemli isimlerinden Ferhat Abdi Şahin dün görevden alındı.
ABD’nin bölgedeki güçleri Centcom’un desteğini büyük oranda arkasına koyduğu Abdi Şahin’in komutanlıktan el çektirilmesi başlı başına önemli bir gelişme.
Ancak bu bir de Şam yönetimi ile YPG arasında bir süredir devam ettirilen görüşmelerde bir noktaya varıldığına yönelik haberlerle birlikte okunduğunda çok daha büyük önem arz ediyor.
BAYIK OPERASYONU
Hatta bu operasyonun gerisinde PKK’nın Eş Genel Başkanı Cemil Bayık’ın talimatı ile gerçekleştiği de ileri sürülüyor.
Bir daha altını çizmeliyim ki, eğer bu doğru ise uzun süredir Suriye sahasında temkinli tutum içinde bulunan PKK’nın buranın iç işleyişine doğrudan müdahalesi olarak görmek olası.
Yerine getirildiği ileri sürülen Mahmude Reş olarak tanınan Mahmut Berksvedan ise Türkiye’deki eylemlerdeki sorumluluğu nedeniyle PKK’lı terörist olarak kırmızı listede aranan Bayık’a yakın bir isim…
Baştan bu yana, “eğer…” diye söze başlamamın nedeni de buna dayanıyor.
Çünkü YPG/PKK’nın genel karakteri yeni birinin göreve gelişi sırasında, geleneksel tutumu olarak kendisine selamlamada bulunma ritüelini henüz gerçekleştirmemiş olması.
Ancak, bunun da anlaşılır bir yanı var; ya örgüt henüz içselleştiremedi veya içerde ciddi bir sıkıntı var, Şam ve Rusya’nın baskısı karşısında kilitlenme yaşıyor.
ŞAM İLE YAKINLAŞMA
Çünkü Cemil Bayık’ın kısa süre önce Arap medyasına verdiği demeçte Şam yönetiminin kendilerine olan soğuk yaklaşımına dikkat çekmiş ve işbirliğinin kapısını aralamıştı.
Demecindeki, “Şam ile ilişkimizi hiç koparmadık; onlar koparmadıkça biz hiçbir zaman koparmayız. Rehber Apo (Öcalan) ile Esad ailesi dostluğuna hep değer verdik” sözleri de dikkat çekmişti.
Bu sözlerin Şam ile yapılan müzakereler sırasında gelmiş olması bir noktada uzlaşının sağlanmış olabileceğine ilişkin iddiaları güçlü kılıyor.
Nitekim YPG’nin Kobani başta olmak üzere Türkiye sınırında bulunan yerlere Suriye bayrağı çekeceğinin ileri sürülmesi de Şam ile bir uzlaşının olduğunu gösteriyor.
Durum böyle ise bunda Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde yeni operasyon yapacağı, Barış Pınarı ile Fırat Kalkanı sahalarının birleşmesini sağlayacağına yönelik beklentilerin büyük baskısı sonucu olduğu açık…
TEK KURŞUN ATMADAN
Bu da Türkiye’nin Rusya ile bölgede önemli bir operasyona tek kurşun atmadan ulaştıklarını gösteriyor.
Bölge üzerinde çalışmaları bulunan ve çok iyi takip eden isimlerden Doç. Dr. Serhat Erkmen ile ORSAM’dan Oytun Orhan’ın bakışı da benzer…
Doç. Dr. Erkmen, Suriye sahasında ABD-Rusya çekişmesinden Moskova’nın bu gelişme ile kârlı çıktığına vurgu yaptı, “Eğer doğru ise bu Türkiye’nin de hiçbir zaman arzu etmeyeceği federasyon arayışlarını da bitirir” dedi.
Bir süredir Cemil Bayık ekibinden olan isimlerin Şam ile gerçekleştirdikleri görüşmelere de dikkat çeken Doç. Dr. Erkmen, Şam’ın bölgeye hakim olmasının Suriye’nin toprak bütünlüğü açısından önemine de dikkat çekti.
Geçen Temmuz ayında Cemil Bayık’ın, kendilerine bilgi vermeden Mazlum Abdi’nin ABD’li şirketler ile gerçekleştirdiği petrol anlaşmasından duyduğu rahatsızlığı açıktan dile getirdiğini de anımsattı.
Oytun Orhan da bir süredir Washington yönetiminden gelen bölgedeki güçlerini azaltma girişimlerini anımsattı.
Türkiye’nin operasyon baskısının YPG’nin bu noktaya gelmesinde önemli bir etkisinin olduğunu kayda geçirdi.
UZLAŞININ SONUCU MU?
Bu arada üzerinde durulan bir diğer konu da bölgede Rusya ile ABD’nin anlaştığı noktasında.
CIA Direktörü Willian Burns’ün önceki gün Moskova’da Rusya Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Narişkin ile buluşması sonrasında bu gelişmelerin olması da bunun gerekçesi olarak gösteriliyor.
ABD’nin eski Moskova Büyükelçisi de olan ve Rusça bilen Burns, Moskova ziyaretinde Konsey Başkanı ve Rus istihbaratının eski direktörlerinden Nikolay Patruşev ile de bir araya gelmişti.
Bütün bunlar ABD’nin bölgeden çekileceği anlamına gelir mi?
Soruya yanıt verebilmek için çok erken…