Milliyetçi sol…
MİLLİYETÇİ söylemin yakın gelecekte siyasette çok daha etkili bir hale geleceğini bir süredir belirtiyorum.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun son Yozgat gezisinde Kandil’e yönelik sözlerinin de bunun bir yansıması olduğuna vurgu yapmıştım.
Anlaşılan o ki CHP’nin bu konudaki söylemi Yozgat’taki konuşmanın ötesinde, bir süre daha devam edecek.
Yozgat konuşmasının ötesinde dememin de bir gerekçesi var; o konuşmanın temelinde İYİ Parti’ye yönelik tepkileri yatıştırmak varmış.
Yani, CHP’nin Tezkereye “hayır” oyu vermesi sonrası İYİ Parti tabanını teskin etmeye yönelik adım varmış…
MİLLİYETÇİ OYLARIN GELİŞİ
Ancak CHP’nin milliyetçi söylemleri sürdürmesinin gerisinde yatan neden ise bunun ötesinde bir durum.
Son dönem yapılan kamuoyu anketlerinin hemen hepsinde milliyetçi oylarda CHP’ye yönelik bir yükselmenin olmasıymış…
Dolayısıyla CHP, kendisine gelen bu oyların kalıcı olmasına yönelik adımlar atmayı planlıyor…
Bunu yaparken İYİ Parti ile arasındaki yakınlığı da güçlü tutmayı hedefliyor.
Bu beraberinde geçmişte HDP’ye oy vermiş seçmenin uzaklaşmasını da beraberinde getirmez mi?
Soruya CHP’nin en üst yönetiminin bakışı oldukça net:
“Bizim Kürt seçmenle aramızda sorun hiç olmadı; bundan sonra da olmaz. Bizim hedefimizdeki HDP içinden de tepki gören terör örgütü PKK yönetimi…”
Bunun HDP içindeki ılımlı kesimde tepkiye yol açmadığına inanılıyor.
İYİ PARTİ TABANI
CHP’nin şu an en dikkat ettiği ise İYİ Parti’nin sosyolojik tabanı; bu kesimde bir rahatsızlığın ortaya çıkmaması için uğraşılıyor.
Buna neden de Cumhur İttifakı’nın son olarak, görevinden ayrılan Lütfü Türkkan olayında da görüldüğü gibi milliyetçi hasletleri yüksek kesime yönelik propagandası.
Bunun sayesinde yönetim kadroları üzerinden gerçekleşmesine olanak görülmeyen Millet İttifakı içindeki kopuşun İYİ Parti tabanında gerçekleşmesi ve oraya yönelik oy kaymasının da önüne geçilmesinin hedeflendiği kanısı hakim...
Dolayısıyla, İYİ Parti’nin üzerindeki yükün hafifletilmesine yönelik söylemlerin yakın gelecekte öne çıkarılması da en önemli hedefler arasında…
Adaylık konusuna gelince…
CHP adaylık konuşmasının öne çıkmasından rahatsız.
Adaylık konusunun Millet İttifakı’nı rahatsız etmek amacıyla kullanıldığı düşünülüyor.
“BİZİM DE AKLIMIZ VAR”
CHP lideri Kılıçdaroğlu da bu duruma dikkat çekip şunları söylemişti:
“Bu talep (aday belirleme) biraz da Millet İttifakı’nı zora sokma yönündeki bir talep. Benim çıkıp evet ben aday olacağım dememi bekliyor. Bunu dediğiniz andan itibaren ittifakı darmadağın edersiniz. Bizim de aklımız var biraz; oturup konuşacağız…”
Dolayısıyla adaylık konusunun Millet İttifakı içinde bir soruna yol açmayacağı konusunda kesin emin…
Bu denli olumsuzluğu dile getirmelerine karşın, oylarındaki yükseliş neden istenildiği gibi artmıyor?
Beklentileri en fazla iki ay içinde toplumsal tepkinin yükseleceği yönünde.
Zamların ağırlığının daha da artacağına inanılıyor.
Asgari ücret artışı ve ihracattaki yükselmenin de bir fayda getirmeyeceği görüşündeler.
Ayrıca asgari ücret artışının küçük ve orta boy esnaf ve zanaatkârlar üzerinde olumsuz etki yapacağı gibi bir görüşe de sahipler…
Endişeleri ise toplumsal gerilim.
O nedenle bunu yaratmayacak her türlü temkinliliği yapmaktan geri durmamaları konusunda da teşkilat uyarılmış…
CHP'de milliyetçi sol tutum ışığında gelişmelere bakış böyle…