Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        AŞININ henüz devreye girmeyip, salgının etkisini güçlü hissettirdiği dönemlerde kabul ettiği az sayıdaki misafirlerine keçiboynuzu çayı ikram ederdi.

        Bağışıklık sistemini güçlendirdi, akciğerin faaliyetlerine katkı sağladığı, antioksidan özelliğinin bulunduğuna inanılan keçiboynuzu çayının lezzeti de oldukça güzeldi.

        MOR REYHAN ÇAYI DEMİNDE

        Habertürk Gündem Özel programımız için gittiğimiz CHP Genel Merkezi’ndeki odasında yayın öncesi sohbet ederken, “Size mor reyhan çayı ikram edeyim mi?” diye sordu.

        Arkadaşlardan biri, önceki ziyaretinde keçiboynuzu ikram ettiğini hatırlatıp, “Sizden öğrenmiştim keçiboynuzu çayının varlığını” deyince Kılıçdaroğlu, mor reyhan çayını içmesini de tavsiye etti.

        Hepimiz denemek istedik…

        Şunu belirteyim ki oldukça leziz bir çay olmuş.

        Kılıçdaroğlu, mor reyhan çayının, üzümünden de övgüyle söz ettiği Malatya Arapkir ilçesinden geldiğini belirtti.

        Dağlar kızı mor reyhanın tarladaki görüntüsünü, Cahit Külebi’yi anımsatan betimlemeyle o denli güzel aktardı ki, çayın lezzetini arttırdı.

        Sohbetimizde yazılmasını istemediği bazı konular vardı; hassasiyet gösterdi…

        Ancak bir başlığı kendisi de yayında açıkladığı için nasıl ortaya çıktığının aktarılması için önemliydi.

        Ben sohbet sırasında, “Son dönem akşam saat 20.00-21.00 sonrası çok az sayıda parti yöneticiniz veya milletvekiliniz ile basına haber vermeden farklı kesimlerle buluştuğunuz haberleri geliyor” diye konuyu açtım…

        MESAFELİ OLAN KESİMLERLE

        Gülümsedi, son dönem bunu sıklaştırdıklarını belirtti.

        “CHP’ye mesafeli olan kesimler bunun ağırlıklı bölümü” dedi.

        Son dönem imam, müezzin ve vaizeler ile buluştuğuna yönelik duyumumu aktarınca, doğruladı ve bu toplantılardan çok memnun ayrıldığını belirtti…

        “Onlarla çok memnun ayrılıyoruz” dedi ve vaizeler ile buluştuğunu, onların CHP’ye bakışını dinleyip, kendisinin de bu konulara ilişkin düşüncelerini paylaştığını belirtti.

        “Karşılıklı saygı içinde onlar tüm eleştirilerini getiriyor, ben de düşüncelerimi, partimizin politikalarını aktarıyorum” dedi.

        80 YIL GECİKMİŞ TOPLANTI

        Toplantılardan duyduğu memnuniyeti aktarırken, toplantının bitiminde bir vaizenin söylediği sözden duyduğu memnuniyeti de şu sözlerle aktardı:

        “Bana ‘80 yıl gecikmiş bir toplantı için teşekkür ederim’ dedi. Bu benim için çok kıymetli bir cümleydi…”

        Sadece vaizeler veya vaizler değil, bir büyük kentin, büyük camilerinin imam hatip, müezzin ve vaizleri ile de buluşmuş.

        Onlarla yaptığı sohbet de çok memnun etmiş…

        Ön yargılardan arınmanın bu toplantılar sayesinde olabileceğine vurgu yaptı.

        Herkesin açık şekilde düşüncesini aktardığını, gerektiğinde en sert eleştiriyi getirdiği, kendisinin de onlara partisini ve düşüncelerini aktardığını belirtti.

        SP’Lİ ADAYIN SÖZLERİ

        Sonunda bir uzlaşının yakalandığına vurgu yaptı.

        “Uzlaşı aramak değil amacımız aslında, birbirimizi tanımak, toplumsal uzlaşıyı yakalamak, yanlış kanaatleri gidermek” dedi.

        Bunları aktarırken, 2018 seçimleri sırasında Saadet Partisi’nden bir milletvekili adayının kendisine söylediği sözü de o kendine has gülümsemesi içinde aktardı:

        “Seçim döneminde bizi tanıyınca, ‘CHP’yi savunacağım aklımın ucundan geçmezdi’ dedi…”

        Helalleşme kavramının da bu toplantılar sırasında çıktığını aktardı.

        Benzer açıklamayı zaten yayında da yaptı:

        “Benim CHP'ye mesafeli olan kesimlerle yaptığım toplantıların sonunda pek çok kişi 'helalleşmemiz lazım' diye güzel temennilerde bulundular. Ben bunu kamuoyuna açık toplantılarda da dillendirdim. Birbirimizi anlamamız gerektiğini, oturup konuşmamız gerektiğini ifade ettim. Kavram biraz benden çok, benim dışımda CHP'ye mesafeli olan kesimlerin dillendirdikleri kavramdı. Güzel bir kavram aslında. Barış, sevgi, hoşgörüye çağrı yapan bir kavram.”

        UZUN SOLUKLU SÜREÇ

        Kılıçdaroğlu, "Kentli modern muhafazakarlara" yönelik çalışmasını aslında yeni başlatmadı.

        Partinin içinden miting yapmamakla eleştirildiği dönemde, o CHP'ye mesafeli olan kesimlerle birlikte kapalı toplantılar düzenleyip, politik bakışlarını anlatmakla meşgul oldu.

        Başlangıçta mesafe alabildiğini söylemek kolay değil.

        Ancak bugün imamlar, vaizler, müezzinler, vaizeler ile bir araya gelebiliyorsa, o gün tarlaya attığı tohum sayesinde oldu.

        Belki mukaddesatçı kesimle tam bir buluşmayı gerçekleştiremedi ama kentli modern muhafazakarların, kendisini muhafazakar milliyetçi olarak tanımlayan kesimin oyunu almayı başardı.

        İstanbul ve Ankara seçimleri de bunun sağlamasının yapıldığı en önemli alanlardı; parti kadroları bunu içselleştirebildi mi denirse, orada da ciddi bir dönüşüm olduğu kesin.

        Unutulmamalı ki bu toplantıları hazırlayanlar da kendi kadroları, milletvekilleri...

        ERDOĞAN’IN ÇEKTİĞİ DAVALAR

        Hoşgörü, helalleşme kavramı üzerinde sohbet devam ederken bir arkadaşımız Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz sonrasında kendisi için açtığı, toplam tutarı 4 milyon 460 bin lirayı bulan 17 davayı geri çektiğini anımsattı.

        Kılıçdaroğlu bu konudan bilgisi olduğunu belirtti, kendisinin Erdoğan aleyhine açtığı davalara ilişkin de avukatlarının bu konuyu takip ettiğini söylemekle yetindi.

        Ancak bu aşamada bir noktanın altını çizdi:

        “AİHM’den davalar geri dönmeye başlamıştı; kaybettiğini gördü…”

        Ancak ortaya çıkan durumdan da memnundu…

        Özellikle de helalleşme konusuna toplumun bu denli ilgi göstermiş olması kendisini ziyadesiyle mutlu etmiş…

        Diğer Yazılar