Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        SURİYE’den birden akın edenlere Türkiye Geçici Koruma Statüsü verdiğinde AB’den ciddi tepkiler yükselmişti.

        Bu durum devam da ediyor, bu kişilere neden mültecilik hakkı verilmediği hemen her toplantıda sorgulanıyor.

        Türkiye’nin 2014’ten bu yana uzun süre aynı statüyü devam ettirdiği, tepkinin ağırlıklı olarak buna yönelik olduğu savı ileri sürülebilir.

        Ancak daha ilk andan itibaren bu eleştirileri getirenler açısından bakıldığında hiç de haklı olmadıkları Avrupa Birliği’nin Ukrayna’dan gelenlere verdiği statü ile daha iyi anlaşılır.

        Daha önemlisi, Ukrayna’dan gelenler eğer AB ülkelerinden birine gitmişse Geçici Koruma Statüsü’nde sayılacak, ama Türkiye’ye gelirse doğrudan mülteci olarak kabul görecek.

        Çünkü Avrupa Konseyi üyesi bir ülkeden geldiği için Türkiye koyduğu çekince kapsamı içinde bu statüyü kabul ettiğini baştan kabul etmiş durumda.

        Mülteci ile Geçici Koruma Statüsü arasında da gittiği ülkede kalabilme ve bazı haklardan yararlanabilme açısından oldukça büyük fark var.

        AB bir zamanlar eleştirdiğini bugün kendisi uygulamak zorunda kaldı…

        Ayrıca AB ülkelerinin bu meseleye bakışı oldukça farklı…

        Ukrayna’dan gelenler ile Suriye, Irak veya Afganistan’dan gelenlere dönük tutumunu anlamak için devlet yetkililerinin açıklamalarına bakmak yeterli.

        BOŞNAKLAR DA SARI SAÇLI MAVİ GÖZLÜ…

        Meseleyi önceki gün Duvar’daki yazısında Menekşe Tokyay da Bulgaristan Başbakanı’nın şu açıklamasından yola çıkarak çok iyi ortaya koymuş:

        “Bunlar Iraklı, Suriyeli değil; bizim gibi beyaz, mavi gözlü, sarı saçlı insanlar. Onlar ölüyor…”

        Yani, esmer veya çok koyu tenli ise ölmelerinde sakınca yok…

        Tokyay’ın da yazısında alıntı yaptığı Boşnak gazeteci Emine Şeçeroviç Kaşlı’nın, “Biz de sarı saçlı mavi gözlüyüz. Bundan sonra Boşnaklar için kendimizi böyle savunacağız” cümlesi de işin trajikomik halini ortaya koymaya yeterli…

        GEÇİCİ KORUMA STATÜSÜ

        Aslında Ukrayna’dan kaçıp AB ülkelerine sığınan Ukraynalı sayısı, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) dünkü verilerine göre 700 bini buldu.

        Bunun 400 bini şu an için Polonya’ya sığınmış.

        Rusya’nın işgal ilerlemesi devam ettiği sürece bu sayının 5 milyona ulaşması kaçınılmaz görünüyor.

        AB Komisyonu dün toplanıp, Ukrayna’dan gelenlere geçici koruma statüsü vermeyi görüştü.

        Aslında bu statü eski Yugoslavya’nın parçalanması döneminde buradan kaçanlar için yaratılmış bir statüydü.

        Türkiye de Suriyelilere dönük uygulamayı buradan aldığını anımsatan İGAM Başkanı Metin Çorabatır, “AB her 6 ayda bir gözden geçirmek kaydıyla süresi bir yıl olacak ve en fazla 3 yıllık bir süre için bu statüyü Ukrayna’dan gelenlere tanıyacak” dedi.

        Çorabatır, buna göre Ukraynalılar AB ülkelerinde oturma izni alabileceğini, eğitim ve sağlık hizmetlerinden faydalanacağını, bir işte çalışma hakkının olacağını belirtti.

        AB ülkelerinin savaştan kaçıp gelen Ukraynalıları eşit şekilde pay edeceğinin de altını çizdi.

        TÜRKİYE’DE MÜLTECİ

        Suriye, Afganistan ve Irak’tan gelenlere bugün AB’nin yaptığı gibi Geçici Koruma Statüsü veren Türkiye, Ukrayna’dan gelenlere de aynı mı davranacak.

        Göç üzerine çalışmaları ile tanınan Prof. Dr. Murat Erdoğan ve Metin Çorabatır aynı görüşü dile getirdi.

        1951 Cenevre Konvansiyonu ve 1967 New York Protokolüne Türkiye iki çekince koydu.

        Mültecilerin vatandaşlarından daha fazla hakka sahip olamayacağının yanı sıra, Avrupa Konseyi üyesi olanların ancak mülteci statüsünde kabul edileceği şartını koydu.

        Ukrayna Avrupa Konseyi üyesi olduğu için, Suriye’den gelenlerden farklı olarak mülteci statüsüne sahip olma hakkını da elinde tutuyor.

        Ayrıca, Montrö’yü uygulamaya koyma kararını açıklarken, Rusya ile Ukrayna arasında bir savaşın olduğunu da ilan etmiş bulunuyor.

        Dolayısıyla Cenevre Konvansiyonu gereği Ukrayna’dan savaştan kaçıp gelenlerin mülteci statüsünde kabul etme durumunda…

        Bu durum AB üyesi ülkeleri de kapsamıyor mu?

        Evet kapsıyor; ancak Bosna- Herkes savaşı sonrası imzalanan Dayton Anlaşması’na dayanak olarak büyük bir göç dalgası halinde bu kişilerin Geçici Koruma Statüsü içinde değerlendirilmesi kararlaştırılmıştı.

        Türkiye de bu kapsamda 2014 yılında çıkardığı Göç Yasası’na dayalı olarak Geçici Koruma Yönetmeliğini çıkarmıştı.

        Suriyelilere karşı da bu statü bugüne kadar uygulandı.

        Ancak üzerinden 10 yılı aşkın zaman geçmiş olmasına rağmen bu statüyü devam ettirmek durumunda kaldı.

        Bu da AB ülkelerinden Türkiye’ye yönelik bir başka eleştiri konusuydu.

        Bu kez kendi başına geldi…

        TOPRAKTAN EDEN KAYBEDER

        Ukrayna savaşı ne kadar sürer bilinmez; ancak bu kadar çok insanın silahlandığı bir ülkede kısa vadede sorunun çözüleceğini, sokak çatışmalarının sonlanacağını düşünen yanılır.

        Bu da ister istemez Ukrayna’dan gelenler açısından yeni bir durum yaratır, devamının akımını getirir.

        Daha önce de vurguladığım gibi, göç bu çağın en devrimci hareketidir…

        Çünkü sadece çıktığı topraklarda değil, gittiği ülkelerde de karşı devrime yol açıyor…

        Ukrayna göçü de yeni bir durumun büyük habercisi olacak.

        Geçmiş geleceğin emsalidir…

        Bu kez de tarih gösterecek ki çıktığı toprakta değil, onu o topraktan koparanının ülkesinde problem üretecek…

        Diğer Yazılar