Rostov Hastanesi camındaki liste…
NATO’nun bugün yapılacak olağanüstü liderler zirvesinden Ukrayna'yı üye yapma veya asker gönderme gibi bir kararın çıkması muhtemel görünmüyor.
Toplantının amacı geçen ay Bakanlar düzeyinde yapılan toplantıda alınan kararların en üst düzeyde onaylanması ve Ukrayna’yı işgal eden Rusya’ya karşı kararlı duruşu liderlerin de sürdürdüğünü göstermek.
Rusya’nın saldırgan ülke olduğunu, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne sahip çıkılacağını, üye bir ülkeye saldırması halinde NATO ülkelerinin birlikte karşı duracağı mesajını teyid etmek.
Bunun ötesinde Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin interaktif bağlantı ile yapacağı konuşmada da talep edeceği hava sahasını kapatma gibi bir eylem kararının çıkması da muhtemel görünmüyor.
Daha çok Ukrayna’ya desteğin devamı, sınır ülkelere de güven verilmesinin amaçlandığı bir zirve olması bekleniyor.
Bu arada NATO üyeleri arasındaki pürüzlerin giderilmesi için de temas etme olanağı yaratmak.
NÜKLEER TEHDİT Mİ?
NATO üzerine uzmanlardan dinlediğimin özeti bundan ibaret...
Rusya’nın da bu toplantıdan daha fazlası çıkarsa tutumunun ne olacağına ilişkin karşı mesaj da zaten kısa süre önce geldi.
Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, Putin'in Rusya'ya karşı, “varoluşsal tehdit” görmesi halinde, “Nükleer silah kullanmaya başvurabileceğini” dile getirdi.
Böyle deniliyor olsa da kimsenin buna cesaret edebileceğini de sanmıyorum.
Çok sayıda ülkede bulunsa da 6 Ağustos 1945’den bu yana nükleer bomba kullanılmadı; daha doğrusu kullanmaya cesaret edilemedi.
Ünlü kuramcı, düşünür Baudrillard’ın da vurguladığı gibi, “Nükleer savaş tehdidi bir caydırma makinesi” olarak kaldı.
“Nükleer silahlar, caydırma nesneleri olarak, toplumlarda her an bir patlama olacağı endişesini üreterek tetikte tuttu ve içe dönük patlama” olayı yarattı...
Daha çok içeriye verilecek mesajın aracı haline geldi…
Ukrayna savaşı da bunun yaşandığı en önemli alanlardan biri haline dönüştü.
Irak, Suriye ve Afganistan’daki algı operasyonlarından çok daha farklı aşamaya taşındı; simülakırların savaş simülasyon tekniklerini en iyi kullandıkları arena haline getirdi.
CAMA ASILAN LİSTEDE İSİMLER
Rusya ve eski Sovyet ülkeleri üzerindeki çalışmaları ile bilinen Prof. Dr. Mitat Çelikpala ile dün sohbet ederken, Kamil Galeev isimli twitter kullanıcısının mesajlarına dikkat çekti.
Gönderide bir cama asılmış Kiril harfleri ile yazılmış Ukrayna’da yaralanan askerlerin isim listesi bulunuyor.
Galeev, çatışmanın yoğun yaşandığı Ukrayna’nın Mariupol şehrine sınır Rusya’nın Rostov Kent hastanesinin camına asılan listedeki isimlere dikkat çekmiş.
Yaralılar arasında dikkat çeken askerlerin ağırlıklı bölümünün isminin Muhammed (Magomed) olması…
Geri kalanlar da daha çok Dağıstan bölgesinde verilen isimlerden, yani Müslümanlardan oluşuyor.
Zaten gönderide bulunan da bu duruma dikkat çekmiş, yarıdan fazlasının Dağıstanlı olduğuna vurgu yapmış.
Bu da Ukrayna’da kimlerin savaştığı hakkında fikir vermesi açısından önemli bir veri…
ASKERLERİN ETNİK YAPISI
Prof. Dr. Çelikpala da bu duruma dikkat çekti, batılı aktörlerin son dönem ağırlıklı olarak Ukrayna sahasında savaşan Rus askerleri ve komutanlarının etnik kimliklerine yönelik çalışmalarda bulunduklarını belirtti.
Sosyal medya hesaplarının da buna göre düzenlenmeye başladığını vurguladı.
Sovyetler Birliği döneminden kalma bir alışkanlık ile “Kazak Birliği”, “Çeçen Gücü” gibi yapıların bulunduğunu, bunun bir denge içinde dağıldığını belirtti.
Ancak son dönem Rus ordusu içinde Slav nüfusun gittikçe azınlık hale geldiği, hatta bazı birliklerde etnik olarak Rus kökenden gelenlerin sayısının yok denecek seviyeye düştüğünün tespit edildiğine dikkat çekti.
Buna ilişkin tablolara bakıldığında aslında nüfus artışının yoğun olarak sürdüğü bölgelerin etnik yapıların yoğun olduğu alanlar olduğu görülüyor.
Dolayısıyla orduya katılımlar da ağırlıklı olarak bu bölgelerden gerçekleşiyor.
RUS ASKERLERİNİN AİLELERİNE MESAJ
Prof. Dr. Çelikpala, şu tespitte bulundu:
“Büyük bir propaganda savaşı yürütülüyor. Öldürülen Rus askerlerinin fotoğrafları çekiliyor, isimleri yazılıp yoksul olan ailelerine Ukraynalı aileler tarafından başsağlığı mesajı yollanıyor.”
Siber nitelikli propaganda savaşında Rusya’nın etkili olduğu sanılırdı; sanal alemdeki gücü övmekle bitirilmezdi.
Ancak Ukrayna savaşı Rusya’yı bu konuda ciddi anlamda güçsüz durumda bıraktı.
Özellikle Moskova’nın Slav ırkından gelenler yerine başka etnik unsurların yoksul çocuklarını savaş alanına sürdüğü algısı ciddi etki yapıyor.
Buna Rusya’nın çok sayıdaki generalinin de savaşta öldürüldüğü iddiaları ekleniyor.
Sahadaki savaşın ötesinde gerisinde yoğun bir sosyal medya araçları ile yürütülen muhabere var.
PUTİN’İ ZELİNSKİY İLE EŞİTLEDİ
Algı üzerine kurulu bu savaşta Ukrayna Devlet Başkanı Zelinskiy, dünyanın süper gücünü yeniden dirilten isim olan Rusya Devlet Başkanı Putin ile dünya kamuoyu önünde eşitlendirildi.
Hatta direnen ve ilerleyemeyen kimlikler olarak tanıtılarak algıda daha güçlü kılınmaya çalışılıyor…
Propaganda savaşının en önemli örneklerini yaşıyoruz.
Her asimetrik savaşta olduğu gibi bu da büyük aktörlere zarar veriyor.
Hatta Zelenskiy’nin çağrısını dinleyip askeri koruma amaçlı Ukrayna’ya girmiş olsa NATO’nun vereceği zararın çok daha ötesinde sonuç üretiyor.
Bu durumun devam etmesini NATO üyelerinin de tercih ettiği açık.
Nitekim NATO Genel Sekreteri de bugünkü zirve ile ilgili basın toplantısında, “NATO ittifakının mesajı Ukrayna'ya asker gönderilmeyeceği üzerinedir” diyerek durumu özetledi.
NATO ülkelerinin savunmaya daha fazla yatırım yapmaları gerektiğinin de altını çizdi.
Gelinen noktadan en çok mutlu olan da Brüksel’deki NATO bürokrasisi olsa gerek.
Çünkü ekonomik olarak sıkıntılı bir dönem geçiren NATO, Ukrayna savaşı ile birlikte Almanya dahil birçok ülkenin kasalarının kapaklarını açmış olmasından hoşnut…
AB ORDUSU BİTTİ
Askeri konularda çalışmaları bulunan Prof. Dr. Haldun Yalçınkaya ile dün sohbet ederken, NATO zirvesinden çok önemli bir karar çıkmasını beklemediğini belirtti.
“NATO’nun önemi bir kez daha ortaya çıktığını göstermesi açısından önem arz ediyor” deyip ekledi:
“AB ordusu konusunu gündemden kaldırdı. NATO’nun ve ona harcanan paranın önemli olduğunu gösterdi. Bu zirveden Ukrayna ve Gürcistan’a üyelik çıkmayacak, ama NATO üyesi ülkelerin kendilerini daha iyi koruma altında hissetmelerine de neden olacak...”
NATO Genel Sekreterinin dün isimlerini bizzat sıraladığı eski Sovyetlerden kopma Baltık ve Doğu Avrupa’daki NATO üyeleri…
Geçen yıl Haziran’da yapılan zirveden farkı ise bu kez birliğin her ülkeye daha fazla ihtiyaç hissetmesi ve bunu sergileme arzusu…
O nedenle herkesin gözü geçen sene olduğu gibi hangi liderin kiminle görüşeceğinden çok ne kararların çıkacağına odaklanılıyor…