Hangi senaryo kime kaç vekil kazandırır?
SİYASİ Partiler ve Seçim kanunlarında yapılan değişiklik ile sistem farklılaşacağı için, parti merkezleri değişik senaryolara göre milletvekili simülasyonu çalışıyor.
Bu çaba sadece parti merkezlerinde değil, bazı düşünce kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarında da var.
Ulaşan çalışmalardan bazıları 2018 seçim sonuçları, bazıları da yerel ve genel seçim ortalaması baz alınarak yapılmıştı.
Çalışmaları inceledim ama dikkate almadım.
Çünkü dünün güneşi ile bugünün çamaşırını kurutmak; geçmişe bakıp bugünü değerlendirmek mümkün değil.
Bazıları ise güvendiği kamuoyu şirketlerinin anketlerini veri kabul edip, oradan gelen oranlar üzerinden senaryo geliştirip simülasyon yapmış.
Her yıl bir başka anket şirketinin seçim sonucunu tahmin ettiği Türkiye’de bu da bana sağlam bir veri sunmuyordu.
Bunların arasında en iyi çalışma Prof. Dr. Yüksel Çınar ile Prof. Dr. Türkmen Göksel’in TEPAV için yaptıklarını gördüm…
TEPAV Direktörü Prof. Dr. Güven Sak ile dün yayınladıkları çalışma üzerinde sohbet ederken 12 kamuoyu yoklama şirketinin verilerini baz aldıklarını, buradan gelen verilere göre simülasyon yaptıklarını söyledi.
AK PARTİ’NİN BAKIŞI
Bu çalışma AK Parti tarafından da incelenmiş ve analiz edilmiş.
Nitekim AK Parti Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz, çalışmayı gördüğünü ancak üzerinde detaylı çalışma imkanı bulmadığını, verilerine baktığını belirtmekle yetindi.
Yavuz, bu yöndeki çalışmaları AK Parti açısından sağlıklı bir sonuç vermeyeceği gerekçesiyle önemsemediğini de kayda geçirdi.
Gerekçe olarak geçmiş seçimleri gösterdi; seçime bir yıl kala yapılan tüm anket sonuçlarında benzer seçmen davranışı ile karşılaştıklarını vurgulayıp ekledi:
“Geçen seçime bir yıl kala da anket şirketlerinin çalışmalarında AK Parti bugünkü oy oranından daha aşağıda. Dikkatimizi çeken ise bu kez sahanın bizim açısından daha iyi olması. Bu kez geçmiş seçimlerin aksine, benzer dönemde yapılmış anketlerin ilerisindeyiz. Yirmi yıllık deneyim de bana şunu gösteriyor ki, seçim sathına girince AK Parti’nin oyları artıyor; sandığa ulaşınca en üst seviyesine varıyor. Bu seçimde geçen sandık sonucunun altında kalmayacağımızı hem saha, hem de anketler bize gösteriyor.”
Ali İhsan Yavuz’un tahmini böyle…
ANKETLERİN ORTALAMASI
TEPAV’ın yaptığı simülasyon çalışmasında ise AK Parti için anket yapan firmalar da dahil, 12 farklı kamuoyu araştırmacısının verileri baz alınmış.
Onların ortalamasına bakılmış.
Zaten buradan oy oranlarına da girmeyeceğim…
Sistem nasıl çalıştırılırsa, hangi durumda partilere ve ittifaklara nasıl bir getiri sunuyor.
Hangi durumdan kim nasıl zararlı çıkıyor onun üzerinde duracağım…
Şurası açık ki mevcut sistem ittifaklara katılım ne denli yüksek ise o kadar çok getiri sağlıyor.
Bir erken genel seçimde de mevcut sistemin uygulanması gerekiyor.
Getirilen ve gelecek yıl Nisan ayından sonra ancak yürürlüğe girecek yeni sistem ise önde çıkan partiyi avantajlı hale getiriyor.
D’Hondt sistemine göre bölünme yapılacağı için hangi partinin oyu çok ise o daha çok kazanan oluyor.
BİRİNCİ SENARYO
Yapılan üç senaryoda bu durum da kayda geçirilmiş.
Senaryolardan ilki AK Parti ve MHP’nin Cumhur İttifakı olarak bir cephede, 6 muhalefet partisinin da Millet İttifakı olarak diğer cephede olduğu, HDP’nin ise tek başına girdiği durum.
Yani ittifak içindeki partilerin, bir seçim bölgesinde en güçlü olanın listesinden seçime girdiği yöntem…
Böyle bir durumda 12 anket sonucunun ortalaması kapsamında Cumhur İttifakı 252 milletvekili çıkarırken, Millet İttifakı 280, HDP ise 68 milletvekiline sahip oluyor.
AK Parti 222, MHP 30, CHP 190, İYİ Parti 90 ve HDP 68 vekile sahip oluyor.
Yani Millet İttifakı rakibinden 28 milletvekili daha fazla çıkarıyor.
Bunun olabilirliği var mı derseniz…
Geçmiş bir araya gelmeleri kesinlikle söz konusu olamaz denilen partilerin seçimde nasıl beraber olduklarının örnekleriyle dolu…
İKİNCİ SENARYO
Her birinin parti kimliği ile seçime katıldığı, ittifakların söz konusu olmadığı durumda ise tablo değişiyor.
Bu durumda AK Parti 240, MHP 31, CHP 178, İYİ Parti ise 74 vekil çıkarırken, HDP 77 vekile ulaşıyor.
Bu durumda da Cumhur İttifakı 271, Millet İttifakı ise 252 sandalyeye sahip oluyor.
Yani birinci senaryodan farklı olarak her partinin tek başına girdiği durumda Cumhur İttifakı 19 milletvekili fazla çıkarırken, Millet İttifakı 28 vekil kaybediyor…
ÜÇÜNCÜ SENARYO
Bir diğer senaryo ise üçüncü ittifak formülüne dayalı...
Bu senaryoda AK Parti ve MHP liste ittifakı yaparken, diğer tarafta CHP ve İYİ Parti ittifak yapıyor; Saadet, DEVA, Gelecek ve DP ise üçüncü ittifakı oluşturuyor.
Bu senaryoda AK Parti 233, MHP 32 sandalye kazanırken Cumhur İttifakı 265’e ulaşıyor.
Rakibinin parçalı ittifakı nedeniyle ilk senaryodaki birliktelikten 13 sandalye fazla kazanıyor.
Millet İttifakı'nda CHP 176, İYİ Parti 73 vekil çıkararak toplamda 249 sandalyeye ulaşıyor; toplu ittifaka göre 31 milletvekili kaybediyor.
Üçüncü ittifakta ise DEVA 11, Saadet 3 vekil alıyor, toplamda 14 milletvekilinde kalıyor.
HDP’nin sayısı ise ikinci senaryonun aksine 77’den, 72 sandalyeye iniyor.
Her üç senaryoya bakıldığında 6 partinin birlikte girdiği seçim dışında kalanların hepsinde Cumhur İttifakı sandıktan birinci çıkıyor.
Ancak parlamentodan kanun geçirmek için gereken 301 çoğunluğuna hiçbiri ulaşamıyor, HDP kilit parti haline geliyor.
ÜÇ AY İÇİNDE SEÇİM YOK
Başta da belirttiğim gibi bunlar bugünün kamuoyu yoklamalarının yansıması sonucu hazırlanmış simülasyonlar.
Yarın nasıl bir sonuç çıkar, sandık sürecinde ne gibi gelişmeler yaşanır bugünden kestirmek zor.
Ancak kesin olan bir şey var ki, büyük bir aksilik olmaz ise 3 ay içinde, yani Temmuz sonuna kadar seçim yok.
Neden de Cumhur İttifakı bileşenlerinin yasa değişikliği ile getirdiği il ve ilçe seçim kurulu başkanlarının 3 ay içinde yeni yönteme göre oluşturulması.
Yani, iki ay önce atanan en yaşlı hakim yerine, kura ile seçim kurulu başkanlarının belirlenmesi.
İktidar cephesi buna çok önem verirken, bu maddeyi CHP de Anayasa Mahkemesi’ne götürmeye hazırlanıyor.
Ancak Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümüyor.
Anayasa Mahkemesi’nden karar çıkmış olsa dahi, Seçim Kurulu Başkanlarının belirlenmesine ilişkin süreç tamamlanacağı için gelecek seçimi yönetmelerinin önünde engel teşkil etmiyor.
Zamanında yapılması halinde 14 ay sonra kurulacak sandık bu kez oldukça karmaşık ve bir o kadar da farklı senaryolarla karşımıza geleceği bugünden görülüyor.