Sandığın 8 senaryosu…
SİYASİ Partiler ve Seçim kanunlarındaki değişiklik sonrası, bütün partiler sandığa nasıl gideceği hesabını yeniden yapmak durumunda kaldı.
Şunu belirteyim, muhalefeti dağıtmaya odaklı getirilen yeni model başkanlık sisteminin ruhu ile özdeş değil.
Başkanlık sisteminde hedef partilerin birlikte çok renkliliğini sağlamak iken, yeni model partilerin bir araya gelmeleri yerine, birinin listesinde erimelerini zorunlu hale getiriyor.
İttifak içinde parti kimliği ile girmek ise ancak %7 barajını aşabilmek için avantaj sağlıyor; milletvekili kazandırmıyor, parlamentoya girmesinin önüne geçiyor.
Oysa geçen seçimde TBMM’de siyasi yelpazenin temsil oranı %97’ye ulaşmış, partilerin kendi kimliği ile Parlamentoda görünür olmasının önünü açmıştı.
Oylar ittifaklar içinde pay edildiği için artık oyların ziyan olmasının da önüne geçilmiş, böylece baraj altında kalıp %9,5 oy almış olan İYİ Parti de TBMM’ye girip, grup kurma hakkını elde etmişti.
Getirilen sistemde ise oylar ittifak sepeti dışında ayrılacağı için aynı sayıda milletvekili çıkarma hakkına erişme şansı yok…
Bu da ittifak sistemini güçlü kılmak yerine, %7’ye yakın oy alma hesabı yapan partileri ötekinin listesinden aday göstermeye zorluyor.
Partilerin tekil aldıkları oyların dağılımında bir adil dağlım sağlıyor ancak ittifak olmanın sağladığı ruhu, imece sistemini bozup, öteki parti ambleminde tekilleşmeye mecbur bırakıyor…
LİSTE BİRLİĞİ KAÇINILMAZ
Dolayısıyla seçime girecek istisnasız bütün partiler, ki bu durum Cumhur İttifakı’nın bileşenleri AK Parti, MHP ve BBP için de geçerli; eğer liste tekliğini yapmazlar ise başarı şansları düşük.
Kim ne kadar senaryo modelleyip, geleceğe ilişkin simülasyon yaparsa yapsın, partilerin daha fazla milletvekili çıkarması için belli bölgelerde tek bir partinin listesinden seçime girme mecburiyeti var.
Bunu yapmadıkları takdirde, alınan oyların sırasıyla bire, ikiye, üçe, dörde… bölünmesi ile milletvekili dağıtımının yapıldığı, daha çok alanın daha fazla vekil çıkardığı, artık oyların boşa gittiği D’Hondt sistemin içinde başarılı olma şansı yok…
Dolayısıyla bütün partilerin önünde tek seçenekleri var, her bir seçim bölgesinde gerçekçi durum tespiti yapmak ve fazla hayale kapılmadan kim o bölgede güçlü ise onun listesinden seçime girmek.
İTTİFAK İÇİNDE İTTİFAK
Bunun farklı yöntemleri, modelleri, senaryoları olabilir.
Bir yerde sağ bir partinin tek listesi yerine, o bölgede var olan ağırlıklı sol oyları da alabilmek için iki partili bir liste birliği de yapılabilir.
SP lideri Karamollaoğlu’nun vurguladığı gibi ittifak içinde ittifak veya “belediye başkanlığı” modeli diye de adlandırılan HDP’nin geçmişte her bir bölgede bağımsız adayla girip, birinin diğerine rakip olmadığı, öteki bölgedeki seçmeni etkilemediği yapılanmayla sandığa gidilmesi gerekir.
Ankara’da düşünce kuruluşları, ciddi kamuoyu analistleri ve siyasi partilerin neredeyse tamamı bir süredir bu modeller üzerinde kafa yoruyor.
SP lideri Karamollaoğlu bunu ilk dile getiren oldu, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da dün Karar TV’deki röportajında kendilerinin de bu senaryoları çalıştıkları açıkladı.
Kılıçdaroğlu, akademik çevrelerin de desteği ile “Sekiz farklı model hazırladıklarını, bunların olumlu ve olumsuz yönlerini gelecek hafta sonu gerçekleşecek 6’lı masa toplantısında paydaşlarına sunacağını” da bildirdi.
UYSAL: BU ZİRVEDEN ÇIKMASI ZOR
Dördüncü buluşmada 6’lı masaya ev sahipliği yapacak DP lideri Gültekin Uysal da dünkü telefon sohbetimizde senaryolar üzerine simülasyonların yapılabileceğini ancak seçim takvimi açıklanmadan bir model tercih etmenin güç olacağını belirtti.
DP lideri Uysal, yarın CHP liderini, Salı günü SP ve DEVA, Çarşamba günü de Gelecek ve İYİ Parti liderlerini ziyaret ederek yapılacak liderler zirvesinde ele alınacak konulara ilişkin görüşlerini alacağını da açıklayıp ekledi:
“Ekonominin bu durumu hükümetin erken seçim kararına da yol açabilir, o zaman eski sistemle de gidebiliriz. 7 Nisan 2023 öncesi ve sonrasına göre önümüzde iki farklı model duruyor, ona göre de senaryolar yapılır… Ancak bizim bu toplantımızdan buna dönük bir karar çıkmaz daha çok erken…”
Durum böyle olmakla birlikte her bir modele ilişkin seçim senaryosunun yol haritasının da bu toplantıda ele alınıp bir ilke kararı alabileceklerinin de altını çizdi.
İKİNCİ TUR HESABI
Partiler Cumhurbaşkanı seçimine odaklanıyor olsa da aslında milletvekili seçimi sandıktan kimin başkan çıkacağı konusunda da önemli bir eşik.
Aynı gün iki farklı sandıkta gerçekleşecek milletvekili seçiminde parlamento dağılımı belli olmasına karşın, hiçbir aday %50 oya ulaşamadığı için Cumhurbaşkanı seçimi Fransa’da görüldüğü gibi ikinci tura kalabilir.
Bu durumda Parlamento çoğunluğunu eline geçiren ittifakın Cumhurbaşkanı adayı ikinci tura girerken daha avantajı hale gelir.
İŞTE O SENARYOLAR
Senaryolara gelince…
Aslında ortada fazla seçenek yok…
Kılıçdaroğlu’nun da altını çizdiği gibi en fazla 8 senaryodan söz edilebilir.
1. SENARYO- HER BÖLGE İÇİN BİR LİSTE: İlki bütün partilerin tek bir listeden seçime katıldığı model.
Yani AK Parti, MHP, BBP ile bu ittifaka katılma ihtimalinden söz edilen Yeniden Refah ve DSP'nin, tek bir partinin listesinden seçime girmesine dayanıyor.
Bu senaryo için MHP Genel Başkanı Edip Semih Yalçın, “MHP, AK Parti listesinden mi seçime girecek?” sorusuna, “Ağzıma bile almam. Bizim seçmen 3 hilali görecek kardeşim…” yanıtını vermiş ve MHP’nin seçime parti kimliği ile gireceğini bildirmişti.
Muhalefet cephesinde de bu durumda CHP, İYİ, DP, SP, Deva ve Gelecek partilerinin her bir seçim bölgesinde birinin listesinden girmesi gibi bir durum var ki bu da aday listelerinde kimin önde olacağı ile ilgili hesaplamanın zorluğunu çıkarıyor.
2. SENARYO- İTTİFAK MODELLİ SENARYO: Bu senaryoda ittifak modeli içinde partiler kendi kimliğiyle seçime giriyor ve yeni sistem kapsamında hepsi bu sayede %7 barajını geçmiş oluyor.
Ancak oylar yeni sisteme göre her bir parti için ayrı hesaplanacağından D’Hondt bölünmesinde küçük partilerin milletvekili çıkarmalarına olanak sağlamıyor.
Çok sıcak bakılmıyor.
3. SENARYO- İKİ AYRI LİSTE: Partiler ittifak içinde ittifak dediğimiz bir model içinde iki liste ile gidebiliyor.
Daha çok muhalefetin tartıştığı bu modelde CHP ve İYİ Parti’nin listelerinden diğer partiler aday gösteriyor.
Muhalefet, seçmenin stratejik oy kullanmaya alıştığını, muhafazakarlığın yüksek olduğu Konya’da dahi SP adayının CHP listesinden seçime girmesini kabul edip, 6 oka gidip mührü bastığına dikkat çekiyor.
Bu modelde bir grup partinin CHP, diğer grubun da İYİ Parti listesinden seçime girmesi tartışılıyor. Yeni kurulan partiler sıcak yaklaşım göstermiyor.
4. SENARYO- DÖRT İTTİFAKLI YAPI- Bu senaryoda da AK Parti ve MHP kendi kimlikleri ile giriyor. Cumhur İttifakı bileşenleri BBP ve ittifaka yeni katılacak olanlar AK Parti ve MHP listesinden seçime giriyor.
Muhalefet cephesinde de bu kez CHP ve İYİ Parti’nin ayrı, SP+Deva+Gelecek ve DP’nin de bir başka ittifak içinde seçime katılmasının hesabı yapılıyor.
Bunun farklı parti modellemeleri de yapılıyor.
Bu durumda Cumhur, Millet, Ortak İttifak ve HDP öncülüğündeki Demokrasi İttifakı olmak üzere 4 ittifak sandığa gidiyor.
5. SENARYO- BEŞ İTTİFAKLI SENARYO: Bu senaryoda büyük partiler birlikte, az oy alanların da bir başka ittifak içinde olmasına dayanıyor.
Yani AK Parti+MHP bir ittifak olurken, BBP ve yeni gelenler de bir başka ittifakı sağlıyor. Millet İttifakında ise CHP+İYİ birlikte, diğerleri de ayrı bir ittifakta girmesi amaçlanıyor; ki beş ittifak yapılanmasına dayanan bu senaryonun işlemesi olası görülmüyor.
6. SENARYO: İKİ BÜYÜK TEK BAŞINA: Bu senaryoda AK Parti ve CHP tek başına girerken, diğerleri İYİ Parti ve MHP’nin listesinden katılıyor. Buna da çok sıcak bakılmıyor.
7. SENARYO: PARÇALI İTTİFAK- Bu modelde ittifaklardaki en çok oy alanlar ile ikinci sırada bulunanların etrafında partilerin kümelendiği yapı oluşturuluyor. Cumhur İttifakı AK Parti+BBP ve MHP+ YRP ve yeni katılacakların listede yer aldığı model kurgulanıyor.
8. SENARYO- İKİ AYRI BAŞKAN ADAYI- Bu model ittifakların ayrı Cumhurbaşkanı adayı çıkarmasını öngörüyor.
Yani CHP ayrı, ittifak içindeki diğer sağ partiler ayrı bir aday çıkarıp ikinci turda kim öndeyse onun etrafında bütünleşmeye dayalı bir model sunuyor.
SANDIK BIKKINI OLACAĞIZ
Ancak Cumhur İttifakı’nın adayının Erdoğan olduğu MHP lideri Bahçeli tarafından aylar önceden açıklandığı için diğer tarafın parçalı hale gelmesi ve seçimi daha ilk adımda kaybetmesi anlamına geliyor.
Ancak sol kesimde HDP’nin de oyları öngörülerek böyle bir model geliştirilmesi halinde, diğer adayın sağ oyları böleceğinden seçimi birinci çıkarmasının söz konusu olabileceğine yönelik ilginç hesaplar yapan da yok değil.
CHP tarafından da kabul görür bir tarafı olmadığı kayda geçiriliyor…
Anlaşılan o ki bu tartışmalar daha çok yapılacak, her bir adımda yeni krizlerden, çatışmalardan söz edilecek.
Ardından kimin aday olacağı tartışması başlayacak.
Seçim günü geldiğinde de hepimiz sandık bıkkını olacağız…