Sandık dışı ittifakı…
HAFTA sonu Gelecek Partisi’nin (GP) ev sahipliğinde buluşacak 6’lı masayı oluşturan partilerden bazıları ittifak söylemine uzak duruyor.
Ancak bu toplantıda eğer bir aksaklık olmazsa yeni bir ittifakın ilk adımı liderler tarafından imza altına alınmış olacak.
İleride içinde de buluşmanın yolunu açacak ittifakın temeli sandığın dışına yönelik…
Bu toplantıya ev sahipliği yapacak GP lideri Ahmet Davutoğlu hafta başındaki sohbetimizde ele alınacak konu başlıkları arasında saydığı sandık güvenliğine ilişkin yapılacaklar konusunda epey bir yol alınmış.
Her ne kadar HDP bu sistemin dışında olsa da geçen seçimde de görüldüğü gibi sandık güvenliği konusunda muhalefetin kendiliğinden işbirliğini kaçınılmaz kılıyor.
SÖZ SAHİBİ OLABİLMEK İÇİN
Çünkü bir sandık kurulunda söz sahibi olarak yer alınabilmesi için o seçim bölgesinde geçen sandıktan ilk beş arasından çıkmak gerekiyor.
Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Kanunu gereği, bir ilçede sandık kurulunda görev alabilmek için, son milletvekili genel seçiminde o ilçede en çok oy almış partilerin arasında bulunmak gerekiyor.
Bu da özellikle ilk kez seçime girecek olanlar ile geçen seçim o ilçede daha düşük oy almış partilerin sandık kurullarında görev almalarının önüne geçiyor.
Hatta 6’lı masanın en büyük örgütlenmesine sahip olmasına karşın CHP’nin de ilk 5 parti arasına girmekte zorlandığı ilçeler bulunuyor.
AK Parti, MHP, BBP, BTP, Hüda-Par sıralaması ile karşılaşılması olası hale geldiği ilçeler olabiliyor.
Bu da o sandıkları kontrol etmelerini engellediği gibi veri almakta da zorlanıyor.
50 BİN SANDIK BOŞ KALMIŞTI
Nitekim CHP 2018 seçiminde 50 bin sandıktan veri alamadığını bizzat yetkili isimleri tarafından dile getirilmişti.
Bu nedenle 6’lı masada liderler Seçim Güvenliği Komisyonu’nu bu mahzurları da geçmişte yaşadıkları için oluşturmuştu.
Komisyonda yer alan partilerin üyeleri ile dün sohbet ederken anladım ki oldukça detaylı, her bir ilçeyi hedefleyen ciddi bir çalışma yapılmış.
Yaşanmış örneklerden de yola çıkılarak, komisyon üyesi de olan Muharrem Erkek’in başında bulunduğu CHP Seçim İşleri Başkanlığı’nın deneyimleri ve buna ilişkin çalışmaları, hem de diğer partilerin seçim işleriyle ilgili birimlerinin çalışmaları baz alınmış.
Erkek, dünkü sohbetimizde “Boş bir sandık kalmamak üzere her bir sandıkla ilgili çalışmalarımızı bir noktaya getirdik” dedi.
İYİ Parti’nin komisyon üyesi Şenol Sunat da seçmen kütüklerinden başlayarak işe koyulduklarını bildirdi.
BİRBİRİNİN EKSİĞİNİ TAMAMLAYACAK…
Telefonla sohbetimizde Diyarbakır’da bulunduğunu belirten Sunat, sandık kurullarında görev alacak eğitmenlerin eğitiminin tamamlandığını, partisinin buna ilişkin çalışmalarını aktarmak için Anadolu’ya çıktıklarını aktardı.
SP Seçim İşleri Başkanı Bülent Kaya da kanun gereği sandık kurulu üyesi olabilecek muhalefet partilerinin CHP, İYİ Parti, HDP ve kısmen bazı yerlerde de HDP olduğunu anımsatıp ekledi:
“Bütün partilerin üye verebileceği ve bir tek sandığın dahi boş kalmayıp, seçim günü bilgi akışının eksiksiz süreceği bir sistemi önceledik…”
Kaya, geçen seçim sandıklardan bilgi akışına ilişkin yaşanan sorunları da anımsattı ve “Bu kez o eksiği giderip 6’lı masanın işbirliği içinde, birbirimizin eksiğini tamamlayarak çalışması sağlanacak” dedi.
GEÇİŞ SÜRECİNİN SÜRESİ
Toplantıda başkanlık sisteminden, parlamenter sisteme geçişle ilgili hazırlıklar da konu başlığı olarak belirlenmiş.
Daha çok yasal mevzuatlarla ilgili düzenlemeler hedefleniyor.
Ben ise bunların ötesinde, “Geçiş süreci için hedeflediğiniz zaman dilimine ilişkin bir süreniz var mı?” diye sordum.
Anladığım kadarıyla buna ilişkin oluşturulan komisyonlarda kesin bir süre kısıtı konuşulmamış.
Muharrem Erkek sandıktan çıkacak sonucun bu süreyi etkileyeceğini anımsattı, buna karşın bu toplantıda buna ilişkin süre belirlenmediğine vurgu yaptı.
Bülent Kaya’nın yaklaşımı da farklı olmadı, iki aşamalı bir planlamanın yapılması gerektiğinin altını çizip ekledi:
“Bir hastanın ameliyat öncesi yoğun bakım, sonrasında da nekahet dönemi vardır. Burada da öyle olmalı, geçiş sürecini iyi ayarlamamız lazım. Yoksa hemen ismini değiştirip devam edelim olmaz…”
Buna ilişkin parti kurullarında bir kararın olmadığının da altını çizdi.
Şenol Sunat da benzer bir yaklaşım sergilerken, bir öngörüsünün bulunduğuna vurgu yaptı ve “Kişisel görüşüm 6 ay gibi bir süre yeter, çünkü bütün hazırlıkları önceden bitirmiş olacağız” dedi.
Tabii bütün bunlar seçimi kazanmaları halinde söz konusu olabilecek.
Eğer kazanılırsa her biri de değişimin referandum yoluyla yapılmasından yana.
HEM DIŞ HEM İÇ REKABET
CHP ise Cumhurbaşkanı değişmeden TBMM’den bir hükümet çıkarıp yola devam edilmesinden yana.
Nitekim Erkek, “Referandum sonrası Cumhurbaşkanı mevcut parlamentodan bir partiye hükümet kurma görevini verir ve devam eder” dedi.
Bu da ister istemez 6’lı masa içindeki rekabeti arttırır; çünkü parlamenter sistemde parlamentoda en çok sandalyeye sahip partiden başlayarak hükümet kurma görevi verilir.
Bu da ister istemez o partinin başbakanlık görevini üstlenmesi anlamına gelir…
Bütün bunlar da gösteriyor ki bu seçim hem dış, hem de iç rekabete açık olacak.
Hem karşı cephede yer alanlar, hem de işbirliği içindeki partilerin yarışına sahne olacak.
Bu da ister istemez seçim sürecini daha da hareketli hale getirecek…
