Var-yok siyaseti…
SİYASETİN uzun yıllardır bu denli arafta pozisyonu olmamıştı…
Olacak ile olmayacak veya “var ile yok” arasında bu denli kalmamıştı.
Aslında bu noktaya getiren de bizzat siyasetçiler…
Siyasetçinin şahsi beklentisinin, politikanın gerçeklerine bu denli baskı kurduğu sürece, muhtemel ki siyaset tarihi ilk kez tanıklık ediyor.
Dikkat çeken tarafı ise iktidar ve muhalefette birlikte yaşanıyor olmasında…
İktidar tarafından bakarsak…
Kasım’da seçim olacağına ilişkin sözlerin kulislerde en çok dile getirildiği yer hemen belirteyim muhalefetten çok iktidar tarafı…
Hatta o denli ki muhalefet eğer zamanından önce bir seçim olacaksa tercihi dün CHP Genel Başkan yardımcılarının da vurguladığı gibi Kasım değil, seçmenin koşullarının en çok sıkıştığı Mart ayı…
TABAN FİYAT VE EK GÖSTERGE…
Oysa zamanından önce seçim olacağına yönelik beklentinin en çok köpürtüldüğü yer iktidar cenahı…
Bunun üzerine bir de düşünsel hafızalarda yer eden başka veriler de ekleniyor.
Taban fiyat yüksek veriliyor, işçi ve memurun ücretinde de artış yapan uygulamalar geliyorsa biliniz ki seçime gidiliyor kuramı da birkaç gündür hayata geçiriliyor.
Geçen hafta buğday ve arpada beklenenin üzerinde taban fiyat geldi...
Kabinenin dünkü toplantısında da kamu görevlilerinin hepsine 600 ek gösterge fazla verilmesi kararlaştırıldı; maaşlar yükseltildi.
Polis, sağlık çalışanları ve din görevlileri için de 3600 ek gösterge sözü yerine getirildi.
Emeklilerin maaşına 1200 liranın üzerinde yansıyacağı da vurgulandı.
Dolayısıyla buna bir kadrolarının Kasım ayında seçimin olabileceğine yönelik beklentileri eklenince durum daha karmaşık bir paradoksa dönüşüyor.
Oysa Cumhur İttifakı'nın bileşeni AK Parti ve MHP liderleri seçimin zamanında, yani Haziran’da olacağını her aşamada söylüyor…
MUHALEFETTEKİ GİRİFT ÇELİŞKİ
Muhalefetteki durum ise belki de sayısının çokluğundan kaynaklansa gerek çok daha girift…
Bir yandan 6’lı masanın cumhurbaşkanı adayının seçim tarihi açıklandıktan sonra belirleneceğinin altı liderler tarafından her gün çiziliyor.
İktidar tarafının Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıklamasına yönelik baskısına karşı direnç sergileniyor.
Ancak 3 Temmuz’da yapılacak toplantıya ev sahipliği yapacak İYİ Parti’nin kurmay kadrosu CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun adaylığını bu toplantıda açıklayabileceğine ilişkin güçlü öngörüsünü dile getiriyor.
Üstelik konuyu son dönem Meclis grup yönetimi toplantısında ele aldıklarını da vurgulayarak…
Peki, CHP liderinin böyle bir niyeti var mı?
Varsa dahi bunu neden İYİ Parti kurmayı ile paylaşırken, kendi kurmaylarına neden söylememiş?
Bu da başka bir paradoks…
Çünkü her iki partinin başka kurmaylarının da böyle bir gelişmeden ve yaşanmışlıktan haberi yok…
AĞA DA PAŞA DA NÜFUS KAĞIDI…
Nitekim İYİ Parti Grup Başkanı Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu’nu dün aradım, bir etkinlik için Azerbaycan’da bulunduğunu söyledi.
CHP liderine ilişkin durumun toplantılarında ele alınıp alınmadığını, “Alevi olmasının seçilmesinin önünde bir engel olarak görüp görmediklerini” sordum…
Önce anlamlandıramadı, “Benim bulunduğum herhangi bir toplantıda böyle bir konu ne açıldı, ne de ele alındı” diye söze girdi.
Böyle bir konunun sohbetinin dahi geçmediğini belirtti.
Yine de araştırıp dönmek istediğini belirtti ve aradığında söylediği cümle şöyle oldu:
“Bu sözlerin hiçbiri grup yönetimimize ait değil; bırakın grubumuzu, partimize dahi ait değil. Biri kendi kişisel düşüncesini söylemiş olabilir. Ancak ağa da paşa da nüfus kağıdıdır dediğimiz bir yerde, mezhep sorgulamasını nasıl yaparız? Ayrıca böyle bir şey aramızda yaşanmadı…”
Bu yaklaşımların partilerine zarar veren yönlerinin de uzun uzadıya sıraladı.
Benzer sözlerin söyleniyor olmasından duyduğu rahatsızlığı da kayda geçirdi…
Kılıçdaroğlu’nun 3 Temmuz’da adaylığını açıklayacağına ilişkin beklenti de diğerinden farklı değildi…
Böyle bir duyumun bırakın kendisini, partinin herhangi bir kademesinde de bulunmadığını belirtti.
Kılıçdaroğlu’nun, Akşener ile birlikte seçim tarihi açıklandıktan sonra adayın belirlenmesine ilişkin kararına atıf yaptı.
CHP: İHTİMALİ DAHİ YOK
CHP’de Kılıçdaroğlu’nun adayları olması gerektiğini açıklayan Genel Başkan yardımcılarının neredeyse hepsine de sordum.
Hepsi de böyle bir hazırlıklarının olmadığını söyledi.
Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, net konuştu:
“Van’daki belediye başkanları toplantısında da söyledim; adayımız Genel Başkanımız. Ama bunun 6’lı masaya getirilmesine yönelik bir kararımız da yok, ihtimali dahi söz konusu değil…”
Paradoks da tam burada İYİ Parti kurmayının bu iddiayı dile getirmiş olmasında başlıyor…
Ayrıca, on yıllar önce Sivas, Kahramanmaraş, Çorum’da yaşanan ve toplum vicdanında ağır nefret izleri bırakan mezhepçi yaklaşım hortlatılıyor…
Çelişki de rakipten değil, işbirliği içindeki partilerden bunun kaynaklanıyor olmasında…
Görünen o ki siyasetin yeni düzeninin matriks çelişkisiyle bu dönem daha çok karşılaşacağız…