Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        CUMHUR İttifakı'nın bileşenleri her aşamada seçimin zamanında yapılacağını söylemesine karşın, her adımda aynı soru hakim:

        “Kasım’da erken seçim olur mu?”

        Dikkat çeken, bu sorunun, “Erken seçim ihtimalini görüyor musun?” diye formüle edilerek AK Parti milletvekilleri tarafından da dile getiriliyor olması…

        Oysa yönetici kadroları tarafından seçimin zamanında yapılacağı her aşamada kayda geçiriliyor.

        Hatta samimi şekilde, Haziran 2023'ten en çok bir ay öne alınabileceği veya bayram dolayısıyla Temmuz 2023 başına kaydırılabileceği noktasında…

        Hal böyle iken, seçim beklentisini bu denli dinamik tutan ve sürekli sorgulanmasına yol açan neden hem içerdeki hem de onu daha da ağır hale getiren ekonomik sorunlar...

        Avrupa’da başlayan enerji krizine dönük hazırlıklar da ister istemez içerideki beklentiyi tetikliyor, yukarı çekiyor.

        Bunun en iyi örneği Rusya’nın gazı tedarikinin azalması üzerine Almanya hükümetinin 2 haftada %60 artan doğalgaz fiyatları karşısında, “Acil Durum Planı’nın 2. aşamaya geçtiğini ve uyarı düzeyini etkinleştirdiğini” açıklaması.

        1973 KRİZİ GİBİ

        Almanya’da seviye üçüncü dereceye çıkarılırsa, evler, hastaneler gibi acil durum altyapısı dışında hiçbir yere gaz verilmemesi veya belirli saatlerde sınırlı verilmesi anlamına geliyor…

        REKLAM

        O nedenle Yeşiller Partisi’nin de içinde bulunduğu Alman hükümeti karbon miktarının azaltılması için başlattığı, “nükleere ve kömüre veda programını” değiştirmenin yolunu arıyor.

        Sadece Avrupa’da değil, benzer durum ABD ve Kanada’da da söz konusu…

        ABD Başkanı Biden da kongreden acil duruma ilişkin bir kararın geçirilmesi için uğraşıyor, tepki koyduğu Suudi Arabistan'a gelecek ay gitmeye hazırlanıyor.

        Sanki 1973 petrol krizine benzer bir sürece tanıklık ediliyor.

        Bütün dünya krizden etkilenmeyi beklerken, Türkiye’nin bundan ari olacağını dünya siyasetini de okuyan politikacı net görüyor.

        İşte seçime ilişkin soruların yöneltilmesinin gerisinde de bu yatıyor.

        EYLÜL’DE NETLEŞİR

        Daha önce de bu sütunda da vurguladığım gibi, iki ay sonunda seçimin ne zaman olacağı kesinleşir.

        Anadolu’da iklim koşullarının Kasım’dan sonra seçim yapmaya müsaade etmediği ve Milletvekili Seçim Kanunu da sandık için iki ay süre şartı koyduğu için en geç Eylül’de durum netleşir.

        Erken seçim olacağı iddiasında bulunanların beklentisi de zaten Temmuz’da çalışanlara, Ağustos’ta da yüksek taban fiyatla çiftçiye destek verilip, Kasım’da seçime gidileceği yönünde.

        Tabii, önceki gün Prensi Ankara’da resmi temasta bulunan Suudi Arabistan başta olmak üzere yeni bir takaslama (swap) anlaşmasıyla ekonomik kaynak yaratılmazsa…

        Takaslamanın kredi risk primindeki (CDS) yükseklik nedeniyle maliyetinin ağır olduğu, dolayısıyla seçimin çok daha zahmetsiz olacağı görüşünü de kayda geçiriyor...

        Ağırlıklı olarak ekonomi kökenli siyasilerin hepsinin beklentisi Kasım...

        Siyasetin içinde kavrulup gelenler ise bu bakışta değil; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni bir çıkış yolu bulup yola devam edeceğine inanıyor.

        REKLAM

        Ekonominin şartlarının sanıldığı kadar kötü olmadığı kanaatini her adımda dile getiriyor.

        SİYASİ İKLİM ETKİSİ

        Mesele tek başına ekonomi de değil…

        Siyasi iklimin getirdiği bazı zorluklar da gittikçe sahanın çok daha fazla ısınmasına neden oluyor.

        Bunlardan biri de AK Parti’de sandık umudu yüksek milletvekillerinin de oy düşmesi beklentilerini dile getiriyor olması.

        Oyların yeniden toparlanıp, eski seviyesine ulaşacağına olan beklentileri yüksek olmakla birlikte, siyasetin sisini de dikkate alıp her ihtimali gözetiyor.

        O nedenle bir an önce seçime gidilmesinin faydalı olacağına ilişkin beklentilerini samimi ortamda söylemekten kaçınmıyor…

        MUHAFAZAKAR KÜRT SEÇMEN

        Bu aşamada AK Parti’ye geçmişte oy vermiş muhafazakar Kürt seçmenle yeni bir başlangıç için de model arıyor.

        Ancak paradoks da tam bu noktada ortaya çıkıyor.

        Bir yandan 6’lı masanın bir unsurunun HDP olduğu konusunda özellikle İYİ Parti tabanı farklı söylemlerle tahrik edilirken, diğer taraftan bu kesime dönük yeni bir adım nasıl atılabilir?

        İlginç durum burada da bitmiyor.

        HDP’nin 6’lı masanın unsuru olamayacağı İYİ Parti cenahında kararlı şekilde dile getirilirken, ittifak halindeki sol kesimden , “Neden 6’lı masada yer almıyor?” sorusu yükseliyor.

        Bu da Millet İttifakı içinde paradoksa yol açıyor.

        Bütün bunlar da seçimi, sandığın ne zaman geleceği tartışmasında olduğu gibi karmaşık, bir o denli de çelişki içinde bırakıyor...

        Değişen doğa koşulları, sanki seçimin iklimini de etkiliyor...

        Diğer Yazılar