"Maymun Çiçeği Virüsü hava yoluyla da bulaşır…"
HER bir tarafa yayıldıktan sonra Türkiye’nin bundan ayrı kalması beklenemezdi.
Sonunda her ülkede endişe uyandıran Maymun Çiçeği Virüsü Türkiye’de de ortaya çıktı.
Tesellisi, ilk filyasyon çalışmasında hastalığın ortaya çıktığı kişinin dışında başkalarında görülmemiş olması.
Ancak 2019-2020 sürecinde anımsanacağı gibi Covid-19 sürecinde Vuhan Virüsü de benzer şekilde görülmüş, sonrasında sayı gittikçe artmış ve ölümleri de beraberinde getirmişti.
Sevindirici olan Maymun Çiceği Virüsü’nün Covid-19 gibi hızlı bulaşıcılığının olmaması, bulaş sürecinin uzun vadeye yayılması ve ölüm oranının düşüklüğü…
Ancak bunlara bakıp, hiç sorun yokmuş gibi davranmak da doğru değil, sonuçta bir virüs salgınından söz ediyoruz.
Nitekim, Covid-19 sürecinde öngörüleri baştan itibaren doğru çıkan, Bilim Kurulu’nda oluşan alt grupta virüsün takibi ve bastırılması ile ilgili birime başkanlık eden, uzun yıllarını virüslerle mücadeleye vakfeden Prof. Dr. Levent Akın, dünkü sohbetimizde Türkiye’de de görülmesini beklediklerine vurgu yaptı.
Şu tespiti önemliydi:
“Koronovirüs dönemi hastalığın kıtalara yayılmasına yol açtı. Ancak Bu virüs, H1N1 veya Covid-19 sürecinden farklı. Tehditkar ama önlem alındığında kontrol altında tutulabilen bir özelliği var…”
SADECE TEMAS İLE DEĞİL, HAVADAN DA BULAŞIR…
Maymun Çiçeği Virüsü ile ilgili genel kanı, sadece temas ile bulaşacağı ve vücutta oluşan sivilce benzeri kabarcıklar eğer patlatılmaz ve içindeki sıvı sağa sola saçılmazsa bulaş hızının da azalacağı noktasında.
Prof. Dr. Akın, bu bilginin kesin doğruluk içermediğini belirtti.
“Sadece temas ile değil, hava yoluyla da bulaşma özelliği olan bir virüs” deyip devam etti:
“Ancak Koronavirüs ve grip gibi yüksek yayılma hızı yok. Miting alanları, iş çıkışı Kızılay’da karşılaşılan kalabalık gibi alanlarda da bulaşabilir. Metro, kapalı salon toplantıları gibi çok kalabalık alanlarda bulaşma olasılığı artar. Bu Koronavirüs gibi RNA yapılı olmayıp, DNA yapılı olduğu için bulaş olasılığı diğerine göre düşüktür ama yine de havadan da bulaşır.”
Hasta kişinin merdiven tırabzanı, masa üstü, bir mağazada bakılan hediyelik eşya gibi malzemelere dokunması, ardından gelenlerin de aynı materyallere elini sürmesiyle bulaş olasılığının da yüksek olduğuna vurgu yaptı.
Bir zeminde kalma süresinin yüksekliğine dikkat çekti.
“Ancak şansımız güneşe karşı duyarlı olmaları. Güneş aktivitesini azaltıyor, virüsü bozuyor…” dedi.
Buna karşın sonbahardan sonra da yayılma ihtimalinin göz önünde bulundurulması gerektiğinin de altını çizdi.
KORONA ARTIŞTA
Son dönem Koronavirüs vakasındaki artışa da dikkat çeken Prof. Dr. Akın, “Korona hala varım, aklınızı başınıza alın diye uyarıyor” deyip ekledi:
“Maskeyi çok kullanmıyoruz. Ancak hem Maymun Çiçeği hem de Koronavirüs için maske mesafe çok önemli. Ellerin sıklıkla sabunla yıkanması önemli. Hatta Maymun Çiçeği için yıkama süresini biraz daha uzatmakta fayda var…”
TOPRAKTA UZUN SÜRE KALIYOR…
Peki, Türk insanının ağırlıklı bölümünde bulanan çiçek aşıları bu salgından korur mu?
Uzun yıllardır virüs üzerine çalışmaları olan virolog ve mikrobiyolog Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz, insanla ilgili çiçek hastalığı virüsü ile maymundan gelenin birbirinden farklı olduğunu, dolayısıyla birinin diğerine koruma görevi yapma olasılığının düşük olduğunu belirtti.
Maymun Çiçeği Virüsü'ne karşı ABD’nin yurt dışına gönderdiği askerlerini aşıladığını da belirten Prof. Dr. Hasöksüz, virüsün en önemli özelliğinin toprakta uzun süre kalışı olduğuna dikkat çekti.
Bazı insanların farkına varmadan toprakla ilişkisi sonucu virüsü kaptığına tanıklık edildiğini belirten Prof. Dr. Hasöksüz, sözlerini şöyle devam ettirdi:
“Sivilcenin patlaması gibi, içindeki iltihabın akması halinde bulaşı çok artıyor. Yoksa Korona gibi çok yüksek oranlı bulaş riski yok. Ancak toprakta çok uzun yıllar kalabiliyor.”
En önemli korunma yönteminin uzun süreli sabunla yıkama olduğunu, Koronavirüs gibi kolonya veya alkole karşı dayanma gücünün az olmadığını belirtip devam etti:
“Bunda elime kolonya süreyim geçsin diyemeyiz, sabun en iyi çözücü. Ama bunda biraz daha uzun 1,5 dakika yıkamak lazım.”
HIFZISIHHA KAPANINCA ŞUŞU DA KAYBOLDU…
Türkiye’de aşısının olup olmadığını sorduğumda ise şu acı bir o denli de hayıflanılacak haberi paylaştı:
“Buna karşı Türkiye, aşı yapımında kullanılmak üzere Hıfzıssıhha'da bir şuş (alt türü) geliştirdi. Adına da ‘Ankara’ adı verildi. Ancak Hıfzıssıhha kapatılınca maalesef o şuş da yok oldu. Yenisi üretilebilir ama bu korona gibi değil, çok uzun süre alır. Oysa o şuş olsaydı hemen ondan aşı çoğaltmak mümkündü…”
İnsandaki çiçek hastalığı ile aynı gruptan olmakla birlikte Maymun Çiçeği'nin özelliğinin farklı olduğunu da belirterek bir tablo da paylaştı.
Her ikisinin de dikkat çektiği nokta maske, mesafe ve el temizliğine eksiksiz devamdı…
Variola virüs insanda bulunan ve çiçek aşısı ile engellenen