CHP'de hangisi öncelikli?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Balıkesir mitingi, hem partisi hem de kuruluşunda büyük emeği olan 6’lı masanın geleceği açısından önemli mesajlar içeriyor.
Birçok yorumcu, mitingdeki konuşmasında, “ben” kelimesini sıklıkla kullanmasına atıf yapıp, adaylık mesajı verdiğini belirtti.
Ancak 6’lı masada karara bağlanmamış icraatlar konusunda “biz…” diye konuşması nasıl mümkün olabilir?
Bu arada 6’lı masadaki diğer liderler de konuşmalarına “ben” veya partisinin adını vererek “… partisi olarak biz” diye başlıyor.
Ayrıca, adaylık konusunda Kılıçdaroğlu’nun en azından yakın çevresinin çok istekli olduğu sır değil…
ÖNE ÇIKAN İKİ VURGU
Kılıçdaroğlu’nun Balıkesir mitingindeki mesajlarına gelince…
İlk kez iki önemli konuda adım attı.
Birincisi, konuşmasının neredeyse tamamını partisinin vaatlerine ayırdı.
Bundan daha önemlisi, bugüne kadar bırakın mitingi, özel sohbetlerinde dahi yapmadığı şekilde kendinden söz etti.
Rakibinin, “Bay Kemal…” vurgusu üzerinden kendisini tanımladı…
Süreci yeni bir aşamaya taşıdı…
Yakınındaki isimlerin öteden beri dile getirdiği gibi, “adayım” demeden, adaylık yolunun taşlarını döşedi.
Çok yakınındaki bir ismin dün dile getirdiği gibi, “Süreç Kılıçdaroğlu’nu aşan bir adaylık aşamasına doğru hızla ilerliyor…”
MÜBADELE ZİNCİRCİLERİ
Ancak iyi kontrol edilmezse, koşarken bağı çözülmüş spor ayakkabısı gibi tökezletir.
Bu konuda CHP ile bağı olmayıp, CHP’li gibi davranan maharetli çok isim de desteğini esirgemez!..
Üyesi bile olmadığı CHP adına konuşan, YouTube üzerinden yayınları ile para cukkalarken, Kılıçdaroğlu’na ayar çeken bir gruptan söz ediyorum…
Bu tamahkar yapının, taleplerinin karşılığını aldığı mübadele zincirinde hiçbir kayıp halkaya tahammülleri yoktur.
Bazıları da bir iktidardan diğerine zıplamak için altılı masanın diğer partileri ile ilişki içine çoktan girmiş bulunuyor.
Diğer yandan da gözleri velfecri Kılıçdaroğlu sonrası partinin başına kimin gelebileceğini sorguluyor; diplomasız müteahhit benzeri gelecek inşasıyla uğraşıyor.
SİSTEM Mİ, KİŞİ Mİ?
Bu da altılı masanın sosyolojik tabanı ve hatta yönetim erklerinin tepkisine yol açıyor.
Çünkü 6’lı masada ilk günden bu yana kişi yerine, sistem odaklı politika izlenmesi gerektiği konusunda karara varılmıştı.
Bir karizmatik kimlikle çıkmak yerine ekibini, parlamenter demokratik sistemi öne çıkaran propaganda zemini konusunda fikir birliği oluşturmuştu.
Bunun ötesinde bir yönteme yönelmeleri ister istemez altılı masada tepki üretiyor.
Daha ilerisi CHP’de Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyen bazı isimler de bu yöntemi ciddi şekilde sorgulayıp eleştiriyor.