Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        CUMHURBAŞKANI seçimlerinin hemen hepsinde benzer süreçler yaşandı.

        Hatta çok daha ağırlarına tanıklık edildi.

        Bu kez de yaşanması kaçınılmaz; son günlerde 6’lı masada olan da bundan ibaret.

        Ancak, İYİ Parti lideri Akşener’in de bir süre önce vurguladığı gibi, 6’lı masa açısından en önemli kazanım, 2018’de parçalı seçime girmenin ne denli yanlış olduğunun farkında olması…

        İKİ LİDERDEN AYNI UYARI

        Görünüyor ki geçmişi bilmek aday belirlemede süreci rahatlatan, kolaylaştıran etki üretmeyecek.

        Tam tersi aday belirleme zamanı yaklaştıkça daha da gerilecek…

        Sadece ortaklar arasında değil, partilerin içlerinde de ağır tartışmalara yol açacak…

        Çünkü devamında yeni Genel Başkan’ın kim olacağına yönelik süreci de tetikleme potansiyeline sahip; hem de oldukça yüksek bir olasılıkla.

        En hafif örneklerine sosyal medya platformlarında da tanıklık ediyoruz.

        Bütün bu gelişmelerin 6’lı masayı nasıl etkileyeceğine gelirsek…

        Son iki gündür CHP ile İYİ Parti arasında yaşanan gerilim, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun, geçen yılın Temmuz ayında da tekrarladığı “Kılıçdaroğlu aday olmazsa masa dağılır” görüşünü önceki gün yinelemesiyle tekrar alevlendi.

        Zaten CHP milletvekili Gürsel Tekin’in sözleri nedeniyle alevlendirilen ateş sönmeden oluşan yeni gerilim, CHP ve İYİ Parti liderlerinin eş zamanlı olarak kurmaylarına, “Kimse konuşmayacak!.." talimatı ile yatıştı.

        Ancak sönmüş değil, her an alevlenmeye de müsait…

        Sorunun temelinde ise tek başına ne HDP konusu, ne de Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile ilgili açıklamaları var.

        MASAYA HAKİMİYET YARIŞI

        Her iki taraf da Cumhurbaşkanlığı adaylık sürecinde etkin belirleyici olmak istiyor.

        Daha önce de bu sütunda dile getirdim.

        CHP lideri Kılıçdaroğlu, geçmişte iki megakent belediye başkanı arasında başlatılmak istenen cumhurbaşkanlığı adaylığı yarışının yaratacağı gerilimi, usta bir manevra ile kendisinin aday olabileceğini ima ederek noktaladı.

        6’lı masada bulunan liderler bunu yatıştırma çabası olarak görüp anlayışla karşıladı.

        Ancak bu tutum CHP’de oyların tırmanmasına, Kılıçdaroğlu’nun da algısının yükselmesine neden olunca, devamı geldi.

        CHP, parlamenter sistem idealini savunan partilerin birlikte hareketini, adaylık sürecine yatırım sermayesi olarak kullanmaya başladı.

        Hem kendi iç konsolidasyonunu sağladı, hem de öteki seçmene de ulaşıp, onun da gönül onayını alma yolunda ilerledi.

        NOTER HALİNE GETİRİYOR

        Menderes’in idamının yıl dönümünde ilk kez bir CHP lideri olarak mezarını ziyaret edip çiçek bırakan Kılıçdaroğlu’nun “Helalleşme” hamleleri de merkez sağ seçmenden teveccüh görmeye de başladı.

        CHP’nin bu atakları 6’lı masa içinde sadece İYİ Parti’de değil, dün Menderes’in idamının yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen Hür Düşünce Hareketi’nin Genel Kurulu’na Kılıçdaroğlu ile birlikte katılan Davutoğlu’nun liderliğindeki Gelecek Partisi’nde de gözlendi.

        CHP dışında olan masadaki bazı partilerin kurmayları arasındaki sohbetlerde de gündem olurken, Kılıçdaroğlu’nun sözleri DP ve SP’de aynı etkiyi üretmedi; hatta anlayışla karşılandı...

        Diğerlerinde ise “Bize adaylığını dayatıyor; masayı noter haline getiriyor. Masayı bizim dağıtmamız mı isteniz?” yakınmaları zirveye ulaştı.

        Kuşoğlu’nun çıkışı da son damlasıydı…

        Kılıçdaroğlu da kurmaylarına konuşmama yasağı getirmekle de kalmadı, dün ortamı yumuşatan şu sözleri dile getirdi:

        ‘Neden cumhurbaşkanı adayınızı belirlemiyorsunuz' diyorlar. Önce 6 lider olarak neyi, nasıl yapacağımızı karara bağlamak zorundayız. O kararlılığımız aynı zamanda ittifakın güçlü, sürekli olması. Türkiye'nin aydınlığa çıkması için son derece önemlidir.”

        İYİ PARTİ’NİN DÖŞÜNÜ

        Yeni durum İYİ Parti açısından tepki ve eleştiri konusu yapılmakla birlikte, bir başka fırsatı yakalamasını da sağladı.

        İYİ Parti, “Başbakanlığa adayım…” söyleminden bu yana kamuoyunda oluşan, “Cumhurbaşkanı adayını belirleme işini CHP’ye bıraktılar” algısından rahatsızdı.

        Her ne kadar Cumhurbaşkanlığı adaylığı söz konusu olmasa da masada aday belirleme sürecinin içinde olacaklarını İYİ Parti kurmayları sıklıkla dile getiriyordu.

        BAŞKANLAR DIŞI BİR ADAY

        Nitekim İYİ Parti son üç haftadır uygulamaya koyduğu siyasetiyle sergiliyor.

        Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda kategorik bir karşı çıkış göstermiyor, ancak önce masada kendisinin belirleyici başat aktör olacağını da duruşuyla ortaya koyuyor.

        Hatta İYİ Parti’nin önemli isimleri, “Başkanlar dışında aday bakalım…” formülünü dahi tartışıyor.

        Başkanlardan kasıt, sadece belediyeler değil, genel başkanları da kapsıyor…

        Özetle “Kılıçdaroğlu olmasın” söylemini kibar yoldan dile getiriyor.

        Ancak orada da “Her kesimden oy alabilecek aday bulunur mu?” sorusu gündeme geliyor.

        Başta da belirttiğim gibi mesele suhulete erişmiş değil.

        Tartışma nasıl bir noktaya evrilir onu da kestirmek zor.

        Ancak bir gerçek var ki masayı terk eden kaydeder; bunu da bütün siyasi partiler görüyor.

        Masa adım adım bir noktaya doğru gidiyor; bu sonuçta ortak bir adayı mı, yoksa 2018’i mi getirir onu da zaman gösterecek…

        Diğer Yazılar