Yunanistan sınırına "Işık Karavanı…" hareketi...
EYLEM adını Orta Amerika’da dört yıldır devam eden hareketten alıyor.
İlki dört yıl önce yapılmıştı.
Devamı 6 Haziran'da bölge devletlerinden binlerce göçmenin, ülkelerindeki zorluklardan kurtulmak umuduyla Meksika’dan ABD sınırına doğru 2 bin kilometrelik yürüyüşüyle başladı…
Bu tarihin seçilmesinin nedeni de aynı günlerde Los Angeles’ta başlayan, 3 gün sürecek ABD Göç Zirvesi'nin dikkatini çekmekti.
Venezuela, Küba, Haiti, El Salvador ve bölgedeki diğer ülkelerden gelen 6 bin kişi, Guatemala sınırına yakın Meksika’nın güneydeki kenti Tapachula’dan yürümeye başladı.
Harekete “Işık Karavanı” adı verildi.
Üç gün içinde katılanlarla sayıları 11 bini geçti…
Yürüyüşü organize edenler amaçlarını şu sözlerle dile getirdi:
“Ülkelerindeki yoksulluk, şiddet, sosyo-politik kargaşa nedeniyle evlerimizi terk etmek zorunda kalan binlerce kişi, Meksika üzerinden daha iyi bir yaşama kavuşmak için ABD’ye ulaşma çabasındalar. Hedefimizin önüne konulan engelleri aşmak için yürüyoruz…”
EYLEMİ ÖRNEK ALDILAR
Meksika'nın Venezuela’dan kaçıp gelenler başta olmak üzere, göçmenlere sınırlarını kapatması, mültecilere kötü davranılması da yürüyüşün nedenleri arasında sayıldı.
Guatemala ve Meksikalı yetkililer yürüyüşe engel olmaya çalışa da başarılı olamadı; 11 bin kişinin önünde durmanın zor olduğunu görünce başka yöntemlere başvurdu.
Her ne kadar 2018 Göç Kervanı Meksika’nın Başkent’ine ulaşmayı başarmış olsa da bazı nedenlerle ABD sınırına varmayı başaramadı, ancak etkisini gösterdi…
İkinci yürüyüşe katılanlardan bazıları ABD sınırına vardı, atlı polisler sert şekilde cop kullanarak sınırdan uzaklaştırmaya çalışsa da gerilim farklı bölgelerde sürüyor.
“EY MİSAFİRPERVER TÜRK KARDEŞİMİZ…”
Görünen o ki Türkiye’de yaşayan Suriyeliler de bu göç kervanı hareketinden etkilenmiş.
Bir süredir Telegram başta olmak üzere sosyal medya haberleşme portalları üzerinden benzer örgütlenme çabasındalar...
Hedeflerini Türkiye’de daha fazla kalmayıp, AB ülkelerine gitmek olarak açıklıyorlar.
Adına "Işık Karavanı" adını verdikleri hareketin hedef ve amaçlarını bir bildiri ile de ilan ettiler...
Aşağıda tamamını göreceğiniz bildiri, “Ey misafirperver yüce Türk kardeşlerimiz” diye başlıyor.
“Bizi bu 10 seneden fazla sanı büyük Türkiye Cumhuriyetinde ağırladığınız için sizlere şükranlarımızı ne kadar arz edersek azdır…” diye devam ediyor:
“Bize hep iyilik yaptınız, ekmeklerinizi ve içeceklerinizi bizimle paylaştınız. Vatanımız bizi öldürürken kendi vatanınıza sığındırdınız, ailemizden uzak kalırken bizi muhacir olarak gördünüz…”
Bunların hepsinin bir ekonomik beklenti karşılığı olmadığına da vurgu yapılan bildiride, Suriye’deki savaşın devam ettiği anımsatılıyor.
Son dönem kendilerine karşı yükselen nefret söylemlerine atıf yapılarak bazı ellerin yine bölmek ve araya ırkçılık sokmak için nefret fitnesinin tohumlarını dökmeye başladığına vurgu yapılıyor.
MUSA PEYGAMBER ÖRNEĞİ
“Türk kardeşlerin yükünü azaltmak amacıyla bizim bu ala vatandan göç etmekten başka çaremiz kalmamıştır” denilerek Musa Peygamber’e atıf yapılıyor.
Burada da kalmayıp, Kuran-ı Kerim’de, Musa Peygamber’e gönderilen emrin aktarıldığı Tâ-Hâ Suresi’nin 47’nci Ayetine yer veriliyor:
“İsaoğullarını (serbest bırak ve) bizimle gönder. Onlara eziyet etme. Sana Rabbinin katından bir mucize getirdik. Doğru yola uyanlara selam olsun…”
Sözü edilen, Allah’ın, Musa ve kardeşi Harun’a İsaoğullarını Mısır’dan çıkartmalarını emrettiği Ayet…
Mısır’dan çıkıp Sina Dağı’na vardıklarında Musa Peygamber Kenan devletine gitmelerini emreder.
Ancak İsrailoğulları Kenanlılar ile savaşacakları kaygısıyla topraklarına girmekten kaçınır.
Bu kararları nedeniyle İsrailoğulları çölde 40 yıl göçebe hayatı yaşamak zorunda kalır.
Bildiri Ayet’e yer verdikten sonra, “Muhterem Türk halkı yaşasın… Şanı büyük Türkiye Cumhuriyeti bekası ebedi olsun… Yüce Türk bayrağı hep semalarda dalgalansın…” diye bitiyor…
Kendilerinin İsraioğulları olmak istemediğini de bu yolla ifade etmiş bulunuyor.
Özetle Suriyeliler Avrupa’ya karavan konvoyu yapmak için kolları sıvamış bulunuyor.
Ancak bu eylemlerinin hangi tarihte olacağına ilişkin şu ana kadar kesin bir tarih verilmiyor.
ENDİŞELERİ ZORLUYOR
Mülteciler ve göç üzerinde akademik çalışmaları bulunan Türkiye’nin en önemli bilimsel kaynağından biri olan "Suriyeliler Barometresi’ni yayınlayan Prof. Dr. Murat Erdoğan’a konuyu sordum.
Hedefin Yunanistan üzerinden Avrupa’ya geçmek olduğunu belirtti.
Ancak eylemin tarihi hakkında kendisinin de bilgi sahibi olmadığını söyledi.
Böyle bir eylemin başlatılmasının gerekçesi konusunda Prof. Dr. Erdoğan’ın düşüncesi, bildiride de vurgulandığı gibi Suriyelilere yönelik son dönem başlatılan nefret söylemleri ve bazı yerlerde karşılaştıkları dışlanma ve şiddet girişimleri…
Suriyeliler arasında seçim döneminde ve sonrasında tepkinin daha da artacağına yönelik endişeler artmış.
Buna hükümetin Şam yönetimi ile yaptığı görüşmeler, muhalefet içinden gelen, “Geri göndereceğiz” sözleri de eklendiğinde endişe daha da yükselmiş.
Suriye’ye geri dönmek yerine Avrupa’yı zorlamanın daha önemli olduğuna karar verilmiş.
SANDIĞIN GETİRDİKLERİ
Bu stratejik girişimin gerisinde kimlerin olduğunu sorduğumda Prof. Dr. Erdoğan, “Orası benim için de muamma” dedi.
Ancak görünen bir gerçek var ki yakın gelecekte Yunanistan sınırında önemli bir hareketlilikle karşılaşılması kaçınılmaz olacak.
Bu durumda AB nasıl bir tutum takınır?
Türkiye’de mülteci olarak gördüğü Suriyeliler için nasıl bir politika izler onu da sanırım eylem süreci bize gösterecek.
Anlaşılan o ki sandık sadece ekonomik iyileşme çabalarını değil, sorunlu başka alanları da harekete geçirecek…