Referandum açmazı…
KAMUDA başörtüsü kullanımını yasal güvenceye bağlamak için atılan yasal adım siyaseti kilitlemiş bulunuyor.
AK Parti, CHP’nin yasa teklifi yerine, aile ile ilgili madde de düzenleme yaparak Anayasa değişikliğine dönüştürdüğü teklifi dün ittifak ortağı MHP’ye verdi.
Diğer partilere de bugün sunmaya hazırlanıyor.
Günlerdir üzerinde yazılıp çizildiği için iki maddelik değişikliğin ne getirdiği bilinen durum.
Asıl mesele, Anayasa değişiklik teklifinin TBMM’den hangi oyla geçeceğinde…
Çünkü muhalefet, ilk andan beri tutumunda geri adım atma niyetinde değil.
Başörtüsü ile ilgili olarak Adalet Bakanı’nın da ifade ettiği, medyaya da yansıyan metne olumlu bakıyor…
Bunun dışındaki herhangi bir maddeye içeriğine dahi bakmadan olumlu yaklaşmıyor.
BAŞÖRTÜSÜNÜN 400 GARANTİSİ
Bu durumda başörtüsü ile ilgili madde 400 üzerinde bir oyla referandumsuz geçerken, aile ile ilgili maddenin düşmesi veya referanduma gitme olasılığı yüksek.
Konuya yaklaşımlarında nüans olmakla birlikte, CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay ve Engin Özkoç, aile ile ilgili değişiklik teklifine karşı olduklarını bildirdi.
Özkoç, başörtüsü konusunda da gelecek metne bakacaklarını belirtirken, “Her halükarda aile ile ilgili Anayasa düzenlemesine olumlu bakmıyoruz” dedi.
Altay ise henüz önlerine bir metin gelmediğini, başörtüsü konusunda tutumlarının belli olduğunu belirtti.
Konunun partinin yetkili kurullarında ele alınmadığının altını çizdi ve “Tutumumuz öteden beri net; başörtüsüne yasal bir güvence kazandırılması taraftarıyız, önergemiz orada duruyor” dedi.
Aile ile ilgili maddeye desteklerinin de zor olacağını belirtti.
İYİ Parti ise konuya çok daha farklı bir zeminde yaklaşıyor, lideri Meral Akşener’in, “Ülkenin bu kadar meselesi varken, Anayasa önceliğimiz olamaz” yaklaşımı sergiliyor.
İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu da dünkü sohbetimizde Anayasa değişikliği konusunun öncelikleri olmadığını belirtti, konunun var olan sorunları örtmenin ötesinde bir hedefi olmadığının altını çizip ekledi:
“Yapılan bütün araştırmalar, aynı zamanda bizim kamuoyu yoklamamız da gösteriyor ki vatandaşın başörtüsü ile ilgili sorunu yok; toplumun %70’i aşan kesimi başörtüsü sorununun tamamen kalktığına inanıyor. Bu durumda amacı ne? Gelince bakarız; ama tutumuzu değiştirmeyiz…”
Henüz parti organlarında bir tutumun belirlenmediğinin de bu aşamada söyledi.
HDP de öteden beri aile ile ilgili düzenlemeye olumlu yaklaşmıyor…
PARTİLERE LGBT SUÇLAMASI
Bu durumda aile ile ilgili maddenin referandum eşiğine de ulaşmadan geçmemesi gibi bir durumu olabilir.
Konu da bu aşamada başlıyor.
AK Parti bunu seçim sürecinde “Türk aile yapısını değil, LGBT hakkını savunuyorlar” diyerek propaganda konusu yapar mı?
Daha önemlisi Anayasa değişikliklerinde partilerin karar alması söz konusu olmadığı için milletvekilleri gizli oylamada referandumu getirecek bir gelişmeye imza atar mı?
Ne var ki Millet İttifakı bileşenleri böyle bir sonucun çıkabilme ihtimalini görmüyor…
Ama sanılmasın ki referandumdan tek çekinen muhalefet, aynı zamanda Cumhur İttifakı bileşenlerini de endişelendiriyor.
Neden de TBMM’deki oylamada başörtüsüne ilişkin madde 400 üzerinde oyla, referanduma ihtiyaç duymadan geçerken, aile ile ilgili maddenin 360-400 aralığında referandum kararı ile sonuçlanması...
Aile ile ilgili maddenin referandum sürecinde anlamından uzaklaşıp, “Erdoğan’a evet-hayır” şekline dönüştürülmesi.
ERDOĞAN İSTERSE İKİSİNİ DE GÖTÜRÜR
Ancak unutulan bir nokta var…
O da Cumhurbaşkanı Erdoğan 400 oyla geçse dahi TBMM’den gelen değişikliğini referanduma sunabilir.
Bu hakkı da Anayasa’nın 175’inci maddesinin şu hükmünden alıyor:
“Doğrudan veya Cumhurbaşkanının iadesi üzerine, Meclis üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile kabul edilen (360) Anayasa değişikliğine ilişkin kanun veya gerekli görülen maddeleri Cumhurbaşkanı tarafından halkoyuna sunulabilir…”
Özetle 400 üzerinde bir oyla referandumsuz geçmesi referanduma gitmemesi anlamına gelmez…
Başörtüsü maddesi 400 oyla geçse dahi, 360-400 aralığında geçen aile ile ilgili değişiklikle birlikte referanduma sunabilir.
Hatta yakın geçmişte Macaristan’da da olduğu gibi seçim sandığının yanına da eklenebilir.
Her ne kadar Macaristan’da Başbakan Victor Orban koyu Katolik seçmenine dahi bu konuda oy verdiremedi; kendisi seçimi kazanmakla birlikte, aile ile ilgili madde referandumda yeterli oyu alamadı.
Türkiye’de nasıl bir çözüme ulaşır?
O da TBMM’deki oylamadan değişikliklerin hangi oyla geçmesiyle birlikte, kış aylarının da vatandaş açısından nasıl geçeceğine bağlı...
