İki lider için arka kapı diplomasisi...
GEREKÇESİ olmamakla birlikte 6’lı Masa toplantısının 5 Ocak tarihine ertelenmesini CHP ve İYİ Parti kurmayları aradaki soğukluğu gidermenin fırsatına dönüştürme çabasında.
İki tarafı bu tutuma iten neden ise “Kamuoyuna yansıyan aranızdaki gerilim oylarımızı etkiliyor; aman masayı dağıtmayın” yönünde iki tarafın da tabanından gelen mesajlar
İki partinin genel merkez yöneticileri ile dün sohbet ederken gördüm ki bu talep gittikçe artmaya başlamış.
BAŞKA BİR İTTİFAK ZOR
Haksız da değiller, son bir hafta içinde gerek Meclis lokantasında, gerekse akşam yemeklerinde karşılaştığım partilerin il ve ilçe teşkilat yöneticilerinden dinlediklerim de örtüşür nitelikte.
Dikkatimi çeken ise “Aman Masa’da kalın, ayrılmayı düşünmeyin. Tek başınıza kalmayın veya diğer küçük partilerle yola çıkmayın” yönündeki mesajların İYİ Parti taşra teşkilatından çok daha yüksek sesle geliyor olması.
Partilerin Genel Merkez yöneticileri bu mesajların gelme nedeni konusunda ilginç bir detay aktardı.
İddialarına göre Masa dışında kalan bazı partiler, yerel yöneticileri aracılığıyla bu yönde propaganda başlatmış; bunun yansıması nedeniyle bu yöndeki mesajlar artmış.
Masa’dan ayrılma gibi bir durumun kesinlikle söz konusu olmayacağının İYİ Parti lideri Akşener tarafından da sürekli yinelendiğini de bu aşamada vurguladılar.
Ancak bu durum ortada sorunun olduğu gerçeğini yok etmiyor…
Özellikle de Masa dışındaki muhalefet partilerinden bazılarının kamuoyu yoklamalarında %3-4, hatta %6 gibi oy oranında görülmelerinin, “Neden ayrılıp onlarla olmuyoruz?” sorularına muhatap olmalarını sağladığını da gizlemiyorlar.
ZOR SORULAR
Altılı Masa’nın il ve ilçe teşkilatının önde gelen isimlerinin sohbet masasında dile getirdiği şu sorular da aslında tabanda meselenin nasıl algılandığının görülmesi açısından önemli:
- Nezaketleri gereği Kemal Kılıçdaroğlu çıkıp doğrudan aday olduğunu söyleyemiyor; Meral Akşener de kendisine “Sen aday olma” Masa’yı nezaketten sallanıyor.
- Ekrem İmamoğlu bir adım attı, yakın geçmişte Mansur Yavaş’ın da benzer sözü vardı. Her iki Başkan da yakında çıkıp, “Biz aday değiliz, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekliyoruz’ derse ne olur? İYİ Parti yeni bir adayı veya Akşener’in adaylığını gündeme getirir mi?
- Masa’daki diğer 5 parti Kılıçdaroğlu’nun adaylığını desteklerse, İYİ Parti benzer şekilde yeni bir aday ismi önerir mi?
- Belediye başkanlarının seçime etkisini biliyoruz. Geçen seçim bu belediyeler elimizde olsaydı seçimi çok daha farklı alırdık. Dolayısıyla iki belediye başkanından birinin koltuğunu AK Parti’ye bırakması seçimi almamıza da etki yapmaz mı?
- Yakın geçmişe kadar ağabey-kardeş havasında 15 gün geçmeden yemekte buluşup sohbet eden Akşener ve Kılıçdaroğlu neden bir araya gelip bu konuları ele almıyor?
- Bir ağabey arka kapı diplomasisi ile sorunu çözüp, iki lideri bir araya getiremez mi?
DAHA BÜYÜK İSİM YOK
Parti Genel merkezlerinin tabandan gelen bu yaklaşımlara bakışı ise farklı…
Öncelikle her iki liderin üzerinde ağabeylik veya ablalık yapabilecek kapasitede birinin olmadığı konusunda hemfikir.
Çünkü ikisi de parlamentonun en tecrübeli ismi…
Bu nedenle önerilen çözüm yolu, aday ismi Altılı Masa’ya gelmeden iki liderin baş başa konuşarak sorunu çözümlemesi.
Çözülmemesi halinde seçim ittifakları dahil, diğer süreçlerin aksayacağı ve sandıktan kayıpla çıkacakları konusunda da ortak kanaate sahipler.
Dolayısıyla Masa’dan uzlaşı ile bir adayın çıkmasının tek şartı olarak iki liderin baş başa görüşmesi gerektiğine vurgu yapılıyor.
Masa’dan diğer 5 partinin ortak aday olarak Kılıçdaroğlu’nu önermesi halinde İYİ Parti’nin kurumsal kimliğini güçlü tutmak için nasıl bir yol izleyeceği de ayrı bir konu.
Bunun için de bir çıkış yolunun bulunması gerektiği de altı çizilen bir diğer konu…
Sonuç olarak “kütlesel ağırlığı itibarıyla Masa’da katı formunda olduğuna inandıkları CHP ve İYİ Parti liderinin birlikte sonuç üretmesinin diğerlerine de önemli katkı vereceği” konusunda hemfikirler.
Davutoğlu’nun 5 Ocak’a ertelenen zirve öncesi liderlerle bir tur daha görüşeceği belirtilirken, arka kapı diplomasisinin bu kapsamda çalışmaya başladığına da vurgu yapılıyor.
NASIL YÖNETECEKLER?
Altılı Masa’nın 5 Ocak toplantısında ele alınması planlanan, “Nasıl yöneteceğiz?” ve “hükümetin programına” ilişkin yol haritası da buna bağlı olarak gelişecek.
Adaylık sürecinde nasıl ilerleneceği kesinleşmeden diğerlerinde yol almak ise o denli kolay değil.
Çünkü nasıl yöneteceklerine karar verebilmelerinin şartı, seçime nasıl gireceklerine verilecek yanıta bağlı.
Eğer ki liste ittifakı yapacaklarsa partilerin TBMM’deki milletvekili sayısına bakarak Türkiye genelindeki oy oranından söz etmek mümkün değil.
Sadece partilerin kanun gereği kurumsal kimliklerini korumak için girmek zorunda olduğu 2 veya 3 milletvekili çıkaran 41 seçim bölgesinde aldıkları oy oranını yansıtır.
Liste ittifakı ile TBMM’de yeterli çoğunluğu almaları halinde geçmeyi planladıkları Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de oluşacak hükümet için hangi partinin önde veya geride olduğunun da önemi kalmaz.
Başbakanlı sisteme geçişte oluşacak kabine yapılanmasında da ortaklaşmayı zorunlu kılar.
Dolayısıyla yol haritası ve nasıl yöneteceklerine karar vermeden önce adayı nasıl belirleyecekleri meselesini çözmesi gerekir.
O sorunun çözülmesinden sonra işlerin çok daha hızlı ve rahat ilerleyeceğini Masa’nın diğer partileri de kabul ediyor…