Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        DIŞARIDA ısı eksi 14’e düşmüş…

        İçerisine yıkık binalardan arta kalan kalasların doldurularak yakılan varilin etrafına toplanmış bir grup gönüllü kısa süre ellerini ısıttıktan sonra çökmüş binaya yeniden dönüyor.

        Umutları enkazın altından bir canlıyı daha çıkarabilmek.

        Ancak kısa süre çalıştıktan sonra ister istemez o varilin yanına tekrar döneceği de kesin…

        Bu görüntü ikinci depremin üssü Elbistan’dan…

        Ancak dün dolaştığım Kahramanmaraş’ta da tablo bundan farklı değildi…

        Ankara’dan İYİ Parti lideri Meral Akşener’in davetiyle çıktığımız yolculukta meslektaşlarımın dört gündür anlattıklarından dolayı nelerle karşılaşabileceğimize hazırlıklıydım…

        Ancak oraya gittiğimde, yüz yüze kaldığımda birçok gerçekle yüzleştim…

        Yıkımın gerisinde bıraktığı tahminlerimin de ötesindeydi…

        Uçakta Gaziantep’e giderken Akşener ile üç gazeteci arkadaş sohbet olanağı da bulduk…

        Hemen her konuyu sorduk…

        SEÇİM ERTELENEMEZ

        TBMM’de dün oylaması yapılan 10 ildeki OHAL kararını anımsatıp, bunun ileride seçim iptaline götürüp götürmeyeceğini sorduğumuzda yanıtı çok net oldu:

        REKLAM

        “Büyük beceriksizlikle karşı karşıyayız. Bu beceriksizliğin sonuçları itibarıyla, büyük bir siyasi iniş yaşayacaklar. Her şeye rağmen seçimi iptal edemeyeceğini düşünüyorum. Ama 14 Mayıs’ta olmaz, seçim zamanında 18 Haziran’da yapılması lazım. Biz siyasilerin görevi de bu seçimi yaptırmaktır…”

        Bu aşamada Kocaeli depremi sırasında yaşadıklarını paylaştı.

        Özellikle kimsesiz çocuklara dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

        KİMSESİZ KALAN ÇOCUKLAR

        Hatta havaalanında karşılaştığı çocuklara yönelik bir vakfın yöneticiliğini de yapan Nükhet Küçükel ile karşılaşmış, ona da bu konuda tedbir almaları gerektiğini söylemiş.

        İYİ Parti olarak sivil toplum gibi çalıştıklarını, dün itibarıyla 200’ü aşkın TIR’ı bölgeye gönderdiklerini bildirdi.

        TIR’ları gönderirken AFAD ile de koordinasyon içinde kaldıklarını, ancak yerine teslimi bizzat kendilerinin yaptığını da bu aşamada kayda geçirdi.

        “AFAD'ın dağıtacak yeterli personeli yok. Ayrıca ciddiyet ve liyakat gitmiş...” dedi.

        KİMSENİN ÜZERİNE YIKAMAZ

        Bu aşamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik eleştirilerini sıraladı:

        “2014'ten itibaren dediğim dedik noktasında. Bugün geldik, tek adam oldu… 2010 Referandumu olmasaydı, 15 Temmuz 2016 olmazdı. En ciddi kurumların 2016'da sokaktan nasıl toplandığını, bütün kurumları FETÖ'ye teslim ettiğini gördük. Onlar devleti yönetmiş. Oradan ders alındığını sanmıştık. Devletin arşivine hafızasına dönüldüğünü zannetmiştik. Bunun olmadığını anladık. Bu deprem bunu açığa çıkardı. Bu depremden alınacak çok ders var. Bu arkadaşlar her bir kurumu ele geçirelim derken kurumları çürütmüşler.”

        Deprem sürecinde yaşananların sorumluluğunun Erdoğan’da olduğunu da belirten Akşener, “Dün onun bunun üzerine yıktığını bugün yıkmasının yolu yok” dedi.

        REKLAM

        “ATANMIŞIN CEVAP VERMESİ YANLIŞ”

        Bu aşamada Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine yanıt vermesine de tepki gösterip ekledi:

        “Fuat Oktay atanmış bir kişidir. Sayın Kılıçdaroğlu'na cevap vermesi gereken siyasetçidir. Atanmışın cevap vermesi son derece yanlıştır. Bunların her biri de bir yoldur. İşte devlet ciddiyeti derken bunu söylüyorum.”

        Kılıçdaroğlu’nun direnişe davet içeren mesajları için ise şu yanıtı verdi:

        “Sayın Kılıçdaroğlu'nun görüşü o yönde. Söylediklerine saygı duyuyorum. Siz ne yaptınız derseniz, ben arkadaşlarımı gönderdim. Gelen bilgiler doğrultusunda Sayın Erdoğan'ı aradım. Hipotermiyi onlar bana söyledi. Bir kişinin kurtulması için çalmayacağım kapı yoktur. O nedenle Erdoğan'ın kapısını çaldım.”

        Millet İttifakı’nın 13 Şubat’taki toplantısının ertelenmesi önerisini SP lideri Karamollaoğlu’na kendisinin önerdiğini, diğer liderler de kabul ettiği için ileri bir tarihe alındığını belirtti…

        “72 SAAT SUSTUM…

        Deprem ile ilgili olarak 72 saat süresince sustuğunu “bu dönemde vatandaşın sesi ile devleti buluşturmayı hedeflediklerini” vurguladı.

        Bütün milletvekillerinin bölgede olduğunu da anımsattı ve ve devamında şunları söyledi:

        “Devlet ve vatandaşın sesini buluşturduk ama artık vatandaşın sesini duyurmak durumundayız. Nasıl sokaktan devleti topladıysak, şimdi de enkazın altında kalan devleti çıkarıyoruz.”

        Dönüş yolunda bölgedeki izlenimini sorduğumda iki önemli noktanın altını çizdi.

        En küçük kasabada dahi 7-8 katlı apartmanlara özenilmesi sonucu gelen büyük yıkım…

        Bir diğeri de bu yıkımın ağır maliyetinin ne olacağı ve yaraların ne kadar kısa sürede sarılacağına ilişkin hazırlık…

        Anlaşılan o ki bundan sonraki süreçte siyaset de bütün politikalarını depreme odaklı yapmak zorunda kalacak…

        Diğer Yazılar