Zor mutabakat…
ÖYLE siyasi gelişmeler vardır ki tarih sayfalarında kesinlikle yer verir.
Millet İttifakı’na dönüşen altı partinin 2018 seçimiyle başlayan serüveninin özellikle son bir haftasında yaşadıkları da bunlardan biri olacak…
Seçim sonrası ortaya çıkacak tablo da bunu çok daha etkin hale dönüştürecek.
O nedenle Millet İttifakı’nın ayrılmalar, tartışmalar, ağır sözler sonrası dün tekrar bir araya gelerek Cumhurbaşkanı adayını belirleyip Ortak Mutabakat Metnini yayınladığı toplantısı, siyasi hayatın bundan sonraki dönemlerinde de atıf yapılacak olaylar arasında yer alacak…
Bu nedenle uzun müzakere ve gerilimle noktalanan, tam koptu denildiği sırada tekrar ayağa kalkan, hatta sonuç alan süreç, zor geçen 4 günün ardından mutabakat metnine bağlandı.
Buraya gelene kadar da hiç öngörülmedik gelişmelere tanıklık edildi…
Aday belirlemek amacıyla 2 Mart tarihinde buluşan Millet İttifakı bileşenleri, aday belirleme konusunda 5 partinin ortak hareketi sonucu İYİ Parti lideri Akşener’in tepkisine neden oldu.
Akşener'in, ertesi gün yaptığı sert açıklama da bütün ilişkinin koptuğunun ilanı gibiydi.
Ancak aradan geçen 4 gün siyasetin bütün mekanizmalarının çalıştırılması sonrasında tekrar bir araya gelip yeniden sürecin çalıştırılması için orta yol bir formül üretti.
Millet İttifakı’nın 6 partisinden gelen yumuşama ve tekrar buluşmaya dönük çabalar da bunu kolaylaştırdı.
CHP’DE ÜRETİLEN MODEL
Aktarıldığına göre İYİ Parti, CHP’li Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlarından birinin adaylığı konusundaki ısrarı da dikkate alan CHP kurmayları Pazar günü orta yol formülü üzerinde çalıştı.
Öğleden sonra da bu formül iki mega kent belediye başkanına iletildi.
Bu arada İYİ Parti kurmayları ile de temasa geçildi ve üretilen formül üzerinde karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu.
Her üç taraftan da ılımlı mesaj gelmesi üzerine konu diğer liderlere aktarıldı.
Bu aşamada devreye Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu da girdi ve arkadaşlarının da benzer bir model üzerinde çalıştığını belirterek, İYİ Parti lideri Akşener ile temas kurdu.
İki liderin görüşmesinden alınan olumlu formül, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun da onayı alınarak Yavaş ve İmamoğlu tarafından Akşener ile müzakere edilmesi kararına varıldı.
İmamoğlu, bir gün önce döndüğü İstanbul’dan tekrar Ankara’ya gelip gece yarısı saat 01.30’da Bilkent’teki evinde Akşener ile buluştu ve geliştirilen iki belediye başkanının Cumhurbaşkanı yardımcısı olması formülünü iletti.
YAZILI PROTOKOL ŞARTI
Belediye başkanları, bir saat kadar süren görüşmenin ardından saat 03.00 gibi Kılıçdaroğlu’nun yanına dönerek Akşener’in formüle olumlu yaklaştığını ve “yazılı protokole bağlanması şartıyla” bu modeli kabul edeceğini bildirdiği iletildi.
Kılıçdaroğlu yazılı protokole olumlu bakmadı, bunun Altılı Masa dışında bir uzlaşı anlamına geleceğini belirterek masayı işaret etti.
Belediye başkanları bunun üzerine sabah Akşener’den tekrar randevu aldı.
Belediye başkanları eş zamanlı olarak Millet İttifakı’nın diğer liderlerini de arayıp bilgilendirdi.
Hatta Babacan örneğinde olduğu gibi bir lideri Yavaş arayıp telefonu yanındaki İmamoğlu’na verirken, bazen de tersi oldu; başkanlar liderlere götürdükleri teklif ve aldıkları yanıtları tüm çıplaklığı ile aktardı ve görüşlerini topladı.
Bu aşamada Kılıçdaroğlu da saat 10.30’dan itibaren bütün liderleri arayıp gece boyunca ilerleyen gelişmeler hakkında bilgilendirdi.
Bu kapsamda liderlerden SP Genel Başkanı Karamollaoğlu hariç hiçbiri konunun masaya gelmesine itiraz etmedi.
Yavaş ve İmamoğlu, İYİ Parti lideri ile ikinci buluşmalarında Kılıçdaroğlu’nun yazılı protokole itirazını aktarıp gerekçelerini dile getirdi ve “İkimiz sizin görüşmenizde yer alalım, tanıklık edelim” önerisini getirdi.
Akşener bu öneriye olumlu yaklaşınca durum Kılıçdaroğlu’na aktarıldı ve Çukurambar’daki bir büyük otelde iki belediye başkanının tanıklığında görüşme gerçekleşti ve uzlaşma sağlandı...
Bu kapsamda Akşener de liderler zirvesine tekrar dönme kararı aldı.
Onun öncesinde de belediye başkanları itirazlarını gidermek için SP liderini Genel Merkez’de ziyaret etti ve ikna etmeye çalıştı; ancak başarılı olamadı.
ANAYASAL ENGEL…
SP Genel Merkezi’nde gerçekleşen toplantı bu nedenle biraz geç başladı.
Aktarıldığına göre toplantının başlangıcında ev sahibi Karamollaoğlu, belediye başkanlarının Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmasının Genel Başkanlar ile aynı statüye çekilmesi anlamına geleceğini, ayrıca Anayasa açısından da sorun bulunduğunu belirtti.
İki başkanın, genel başkanlardan daha üstün olamayacağını, ayrıca her bakanlığa bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı düşecek gibi bir durumu da hoş karşılamadığını bildirdi.
Akşener ise bir sorun olmadığını, hukukçulara danışıldığını ve bu konuda söz aldığı için sürece tekrar döndüğünü anımsattı.
Bu kez DEVA lideri Babacan devreye girip, belediye başkanlarının görev almasında sakınca görmediklerini, ancak Anayasa hukuku açısından “vesayet sorunu” oluşturduğunu belirtti.
Liderlerin tartışmalı geçen toplantısı sırasında birkaç kez ara verildi ve Gelecek Partili Anayasa Hukukçusu Serap Yazıcı’nın da arasında bulunduğu bilim insanlarına da danışıldı.
Sonunda masa bunun bir Anayasa sorunu olduğu konusunda uzlaşınca Cumartesi günü Akşener’in katılmadığı toplantıda alınan yol haritasına 12’inci madde olarak iki belediye başkanı konuldu.
İFADELER DÜZENLENDİ
Ancak bununla birlikte diğerler maddelerde de düzenlemeler yapıldı.
Maddeyi Davutoğlu kaleme aldı ve iki belediye başkanını genel başkanlardan ayrık tutan bir dil geliştirip, “Sayın Cumhurbaşkanının uygun gördüğü zamanda ve tanımlanmış görevlerle” ibaresi konuldu.
Böylece, bütün genel başkanlar mutabakat metni ile zorunlu olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak görev alması şarta bağlanırken, iki belediye başkanının takdiri Cumhurbaşkanı’na bırakılarak eşitlenmelerinin önüne geçildi.
Ayrıca 8’inci maddeye de Cumhurbaşkanı’nın OHAL, güvenlik politikaları, kararlar ve kararnameler ile üst düzey atamalarda “genel başkanlarla uzlaşı içinde olacağı” ibaresi konuldu.
Cumhurbaşkanı Yardımcıları denilmeyerek, iki belediye başkanı atama, OHAL karar alma sürecinde genel başkanlardan ayrıştırıldı.
MİLLETVEKİLİ OLACAKLAR MI?
Bir diğer önemli madde de Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevini üstlenen liderlerin, milletvekili olmama kararı.
Çünkü milletvekili olmaları halinde zaten Anayasa gereği istifa edecekleri için baştan olmamaları konusunda uzlaştılar.
Bununla birlikte parlamenter sisteme geçilmesi halinde seçilen TBMM ve Cumhurbaşkanı da görevine devam edeceği için bir ara formül geliştirildi; buna göre Anayasa değişikliğine geçici bir madde konulacak ve bir kereye mahsus olmak üzere Başbakanlık görevini üstlenen kişi bakan ve cumhurbaşkanı yardımcısı gibi TBMM dışından da olabilecek; böylece hazırlanan Anayasa’nın da hükmüne uyulmuş olunacak…
HER PARTİYE İKİ KOLTUK
En önemli maddelerinden biri de partilerin kabineden alacağı bakanlık sayısı…
Mutabakatın 4’üncü maddesine göre her parti cumhurbaşkanı yardımcılığının yanı sıra birer bakanlık da alacak; böylece her parti kabinede 2 bakan ile temsil edilecek.
Politika kurulları ise lağvedilecek.
Seçilen Cumhurbaşkanı’nın partisi ile ilişkisi ise tercihine bağlı olarak parlamenter sisteme geçişle mümkün olacak.
Maddenin bu şekliyle düzenlenmesinin nedeni, seçilen cumhurbaşkanının görev süresini uzatarak, istifası halinde yerine gelen genel başkanın mutabakat metnine itirazının önüne geçmek…
AKŞENER İTİRAZLARINI ÇEKTİ
Dikkat çeken bir diğer nokta da mutabakat metni kendisinin katılmadığı toplantıda son halini almış olmasına rağmen, Akşener’in itiraz ettiği maddelerdeki çekincesini kaldırıp, uzlaşılan metne imza koyması.
Akşener, daha önce partilerin iki bakanlık almasına karşı çıkarken, Cumhurbaşkanı seçildiğinde partisi ile ilişkisinin kesinlikle sonlandırılmasını istiyordu.
Mutabakat bu haliyle sonlanırken, İYİ Parti’de istediklerini tam alamamış olmanın verdiği burukluk vardı.
Ancak Kılıçdaroğlu’nun CHP önündeki toplantı sırasında iki belediye başkanını da yanına alarak “Cumhurbaşkanı Yardımcılarımız, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarımız diye anons etmesi, ikisinin elini de birlikte kaldırması” bir nebze endişeleri azalttı.
Ardından CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in Anayasal engelin kaldırıldığı anda iki belediye başkanının Cumhurbaşkanı Yardımcılığına atanacağını açıklaması da endişeleri kaldırdı.
Bütün bunlara karşın yaşanan süreç herkesi yordu…
Güçlendirilmiş parlamenter sistemden, güçlendirilmiş başkanlık sistemine geçişe evrilen Millet İttifakı’nın önünde ise şimdi ortak milletvekili listeleri var…
Cumhurbaşkanı adaylığını zor sananlar asıl gümbürtüyü burada görecek…