İkinci tur görünüyor…
CUMHURBAŞKANLIĞI seçiminde tarihinin en yüksek aday adayı başvurusuna dün tanıklık edildi; parti grupları dışında 7 aday yarışa talip oldu.
Cumhur İttifakı adayı Tayyip Erdoğan ve Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu da eklenirse 9 adaylı yarış olacak...
Tabii ki diğer 7 aday 100 bin imzayı bulursa…
Bu kadar çok adayın olduğu yerde hepsi yüzde bir oy alsa 7 puan eder; kaldı ki bazılarının oy oranları bunu da aşar…
Ciddiye alınabilecek nitelikteki anket sonuçlarından yola çıkıldığında şurası açık ki, seçimin ikinci tura kalma olasılığı dünden daha yüksek...
Belki adaylardan bazıları da bunu gördüğü için, ilk turda bir şeyler edinerek ittifaklarda yer almak yerine, ikinci turda el yükseltmenin avantajını görüyor...
YRP SÜRPRİZ DEĞİLDİ
Gelelim dünün en önemli gelişmesine, Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) lideri Fatih Erbakan’ın ittifaklarda yer almayacaklarına ilişkin açıklaması ve Cumhurbaşkanlığı adaylığı başvurusuna…
YRP yetkilileri aktardıklarına göre bu karar YRP'de memnuniyete yol açmış...
Neden de YRP'de merhum Necmettin Erbakan döneminden beri AK Parti kadrolarına karşı süregelen “Bizi böldünüz” hayıflanmasının sürüyor olması...
Bundan olsa gerek, “Eğer destek ve liste ittifakı kararı çıksaydı parti ikiye bölünürdü” söylemi de devamında dile getiriliyor…
Bir diğer görüş ise YRP’nin ittifak önerisini kabul ettiği, ancak kendi kimliği ile Cumhur İttifakı’nın içinde yer almak istediği, buna da AK Parti’nin olumlu yaklaşmayıp, kendi listesinde direndiği, görüşmelerin bu nedenle sona erdiği iddiası…
Buna seçilebilecek yerden milletvekili talep edildiğine ilişkin iddiaları da eklemek lazım...
Sonuç olarak, siyasi getiriden çok, özgün duruşunu önceleyen YRP yönetimi kararını verdi ve seçime kendi başına girme kararı aldı.
Ayağına kadar gelen AK Parti'yi 30 maddelik şartlar listesi de dahil, devam eden tüm müzakereler ve telefon trafiğinin ardından reddetti...
AK Parti'ye ikinci ret ise eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten geldi; oysa partiye dün akşam saatlerinde Genel Merkez binasına girdiği dakikadan itibaren ekonomi yönetiminin başına geleceği, Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevinin önerildiğine yönelik iddiaların merkezi de yine AK Parti'ydi...
Son dönemde sıklıkla görüldüğü gibi AK Parti, kendisinin yarattığı erken algının anında yıkılan molozunda kalıyor...
YARIN 100 BİN İMZA SÜRECİ BAŞLIYOR…
Gelelim işin bir diğer yönüne…
Seçmenler tarafından aday gösterilmek için YSK’ya başvuran adayların her birinin 555 bin 980 lira yatırması gerekiyor.
Sonrasında ise YSK adaylığı geçerli olanlarla ilgili olarak Çarşamba gününden itibaren 100 bin imza için süreci başlatacak.
Pazartesi gününe kadar 100 bin imzayı tamamlayabilen aday olarak çıkacak, tamamlayamayan ise elenecek…
TBMM’de grubu bulanan veya geçen seçimde %5 üzerinde oy alan partilerin aday gösterme süreci ise Perşembe günü sona erecek.
Aktarıldığına göre AK Parti ve MHP grupları geçen seçimde de olduğu gibi YSK’ya başvuruyu ortak yapacak.
CHP ve İYİ Parti ise dün bu konu üzerinde müzakerede bulundu.
CHP Grup kararını dün alırken, benzer şekilde İYİ Parti’nin de bugün veya Çarşamba günü grubunda bu kararı alıp, ortak başvuruda bulunmaları formülü üzerinde duruluyor...
ÇOKLU ADAY KİME YARAR
Seçime bu denli çok adayın katılması hangi ittifaka yarar?
TBMM kulislerinde dün gün boyu seçimin ikinci tura kalıp kalmayacağı ve son anda aday çıkanların etkilerinin nasıl olacağına yönelik hesap kitap hemen her köşede yapılıyordu.
Üzerinde uzlaşılan bir nokta var ki eğer seçim bu hafta sonu olsa ikinci turun kesinleştiğini söyleyebiliriz.
Ancak önümüzde iki aya yakın süre var ve bu zaman aralığı da siyaset için oldukça uzun…
Adayların performansının nasıl olacağını görmeden, tik-tok seçmenin etkisinin ne olacağını hesaplamadan bugünden bir öngörüde bulunmak zor...
Ancak aritmetik hesaplar sonuçta ikinci turu daha güçlü gösteriyor.
Millet İttifakı, Kılıçdaroğlu ve İnce dışındaki 7 adayın sağ seçmene dayandığına dikkat çekip orada bölünmenin daha çok olacağını, bunun da Erdoğan’ı olumsuz etkileyeceği iddiasını ileri sürüyor.
Cumhur İttifakı bileşenleri ise Millet İttifakı’nın 6 partisine atıf yapıp, Muharrem İnce’nin CHP, Fatih Erbakan’ın SP, Sinan Oğan, Doğu Perinçek, Ahmet Özal’ın ise İYİ Parti, DEVA ve Gelecek Partisi seçmenini etkileyip, Kılıçdaroğlu’na gidecek oyların önüne geçeceği iddiasını dilendiriyor.
Benzer şekilde adaylık başvurusu yapan Adalet Birlik Partisi lideri İrfan Uzun ile Kırıkkale Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Halil Murat Ünver’in de merkez sağ kökenli olduğuna vurgu yapılıyor.
Şurası açık ki bugünden yapılan hesapların hiçbiri sandıkta umulan sonucu göstermediğine geçmiş seçimler tanıktır.
O nedenle seçmeni kim iktidar olacağı konusunda ikna eder ve oylarını kendisine çekme başarısı gösterirse oylar da ona yönelir.
Burada en dikkat çeken nokta ise seçimin iki aday arasında geçmesi halinde en yüksek oyu alacak olan %50’yi doğal olarak yakalamış olacağından ilk turda bitme olanağı varken, çoklu aday ile ikinci tura uzama ihtimalini de çıkarmış olması…
ORTAK LİSTE ARAYIŞLARI
Bu arada partiler arasında ortak liste çıkarmaya dönük arayışlar dün de devam etti.
Millet İttifakı içinde aranan çatı ittifakına ilişkin görüşmeler dün de sürdü…
Yapılan anket sonuçları da dikkate alınarak, SP veya DEVA listesinden Gelecek Partisi ile birlikte üçlü ortak listenin çıkarılması amaçlanıyor; çatı ittifakının da büyük ittifakın iki başat partisi CHP veya İYİ Parti ile ortak liste yapması amaçlanıyor.
Millet İttifakı bunun ötesinde dün ittifak protokolüne ilişkin hazırlıkları da tamamladı; bugün liderlerin imzasına sunulacak protokolün en geç yarın YSK'ya teslimi bekleniyor.
Protokol bugüne kadar tamamlanmış ilkeler ve yol haritasından oluşuyor...
CUMHUR İTTİFAKI'NDAKİ ARAYIŞ…
Bu kapsamda Cumhur İttifakı içindeki görüşmeler de sürüyor.
Nitekim MHP lideri Bahçeli dün Cumhurbaşkanı, AK Parti lideri Erdoğan ile buluşup, ortak liste konusunda gelinen son durumu ele alındı.
Bu konuda ittifaka katılımlara ilişkin de görüş alışverişinin yapıldığı ileri sürüldü.
Bu aşamada Ankara kulislerine yayılan, MHP’nin AK Parti listelerinden 87 bölgede seçime gireceği iddiası ise gerçeği yansıtmıyor.
Aslında bu iddiayı dile getirenler MHP seçmenini tanımadıkları çok açık; çünkü partisine öfkeleniyor olsa da sonuçta üç hilali gördüğünde anında oraya mührü bastığı seçimlere çok tanıklık edildi.
Geçen seçim anketlerde MHP hakkında söylenenlerin hemen hepsinin açığa düşmesinin gerisinde de bu durum vardı…
Buna karşın MHP seçmeninin son dönem Hüda-Par ve YRP ile ilgili söylemlerden rahatsızlığı da inkar edilemez, ancak bu oy vermeyeceği anlamına da gelmez…