Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        SEÇİM kanunlarında her dönem yapılan değişikliklerin, sorunu düzeltmek yerine daha karmaşık bir hale döndürdüğü açık…

        Oysa bir yıllık eşiğin aşılması da öngörülüp yürürlüğe zamanında girebilmesi için daha geçen yıl birçok maddesinde düzenleme yapıldı.

        Ancak açık şekilde her bir durum ele alınmadığı için, yine kervan yolda düzülür noktasına geldi…

        Bunun en ilginç örneği de önceki akşam yaşandı.

        AK Parti’nin YSK’daki temsilcisi, Isparta Milletvekili Recep Özel, bir dilekçe ile başvurarak, Millet İttifakı bileşenlerinden 4’ünün önceden bildirim yapmadan seçime katılmadığını, aday listelerini Kurula sunmayarak fiili durum yarattığını; yasayı arkadan dolaştığını belirtti.

        “GEÇERLİLİĞİNİ YİTİRDİ…”

        Bununla da kalmayıp, Millet İttifakı’nın diğer iki partisi CHP ve İYİ Parti’nin de bazı yerlerde aday listesi vermeyerek, tek partinin seçime girmesini sağladığına dikkat çekti.

        Bu partilerin İttifak kuralları içinde hareket etmediklerinin ileri sürüp ekledi:

        “Ortada geçerliliğini yitirmiş bir ittifak protokolü bulunmakta, buna göre hiçbir iş ve işlem yapılmaması gerekmektedir…”

        “BARAJ DA UYGULANMASIN”

        REKLAM

        Bu başvuru üzerine, Millet İttifakı’nın YSK’daki iki temsilcisi M. Hadimi Yakupoğlu ve M. Tolga Öztürk, karşı bir dilekçeyle Milletvekili Seçimi Kanunu’nun ilgili maddelerini ve YSK kararlarını hatırlattı.

        (NOT: Recep Özel aradı, "ilk talep başvurusunun, Millet İttifakı'nı YSK'da temsil eden iki isimden geldiğini, kendisinin bunun üzerine karşı dilekçe verdiğini" belirtti, "Konuyu YSK gündemine onlar taşıdı, ben ilk başvuran değilim" dedi...)

        YSK toplantısında AK Parti Temsilcisi Özel’in “İttifak yok hükmündedir, bu nedenle ittifak içindeki partiler toplam oyları ile baraj engelini aşamaz, her partinin durumu kendi içinde değerlendirilmeli” yönündeki talebi 11 üyenin oy birliğiyle reddedildi.

        BAŞKAN’IN OYU AZINLIKTA KALDI

        Ardından 9’u CHP, 7’si de İYİ Parti listesinden olmak üzere 16 yerde Millet İttifakı’nın tek parti ile temsili konusu ele alındı.

        Bu aşamada üyeler arasında iki farklı görüş ortaya çıktı.

        YSK Başkanı Ahmet Yener’in de arasında bulunduğu 4 üye, ittifak anlayışı içinde partilerin kanunlara uymak koşuluyla diledikleri yerde seçime girme hakkına sahip olduklarını savundu.

        Ancak 7 üyenin karşı oyuyla Millet İttifakı ambleminin birlikte girmedikleri yerlerde kullanılamayacağı şekliyle sonuçlandı.

        KURADA YERLERİ BELİRLENDİ

        YSK kararlarına karşı itiraz söz konusu değil; ancak hukuk açısından ciddi bir sorun üretecek.

        Neden de baştan ittifak anlayışının ilkesine aykırı olması…

        İYİ Parti’nin YSK Temsilcisi Tolga Öztürk’ün de dün kayda geçirdiği gibi Millet İttifakı Protokolü YSK tarafından kabul edilmiş.

        YSK bu kapsamda oy pusulasında ittifakların yerini belirlemek için çektiği kurada, 6 partinin birlikte olduğunu kabul etmiş.

        İttifak içindeki partilerin sıralarını da bu kapsamda ikinci kura çekiminde belirlemiş.

        Yani her bir aşamasında Millet İttifakı’nın bileşenlerinin bu partiler olduğuna hükmetmiş.

        HER ŞEY UYGUN

        Sonuçta partilerden biri, diğerinin listesinden “muvaffak vererek” adayını da göstermiş; o seçim çevresinde seçime katılmama kararı almış.

        REKLAM

        Üstelik 41 yerde seçime katıldığı için, bazılarında katılmama hakkını da kanun kendisine avantaj olarak tanımış…

        Bütün bu aşamalardan geçtikten sonra “Yok siz ittifak halinde değilsiniz” demek, aslında Milletvekili Seçimi Kanunu başta olmak üzere, 5 temel seçim kanuna aykırı.

        Çünkü seçim ittifakını düzenleyen Milletvekili Seçimi Kanunu’nun hiçbir yerinde, ittifak içinde kalan partilerin hepsi birden bir seçim bölgesinde sandığa giderse ittifak olur yazmıyor.

        Önceden ittifak yapacaklarını belirtmelerini ve bunun şartlarını bir protokol kapsamında sunmalarını istiyor.

        Nitekim 6 parti de ittifak yapacağını bir protokol ile duyurdu, hangi şart ve gerekçe altında bu noktaya geldiğini açıkladı.

        Sonrasında da Kanun’un emrettiği gibi ittifakına herhangi bir parti katılımı da yapmadı.

        Üstelik zorunlu olmadığı halde nerelerde seçime girmeyeceğini de protokole bildirim ile YSK’ya iletti ki, pusula basılırsa bundan devlet zarar görmesin…

        SEÇMEN BİLİNCİ YÜKSEK

        Konuştuğum üyeler, YSK Başkanı’nın da bu düşüncede olduğunun altını çizdi.

        Olmamasının da imkanı yok…

        Çünkü ittifak Türkiye’nin tamamını kapsayan bir durumdur; bir bölge veya alanda yapılan bir birliktelik değildir.

        Kanun da bunu seçim bölgelerine göre ayırmamış…

        Ayrıca “siz 16 yerde ittifak değilsiniz” dediğiniz partiler pusulada hangi sırada seçime girecek?

        Onlar için yeniden bir kura çekimi mi yapılacak?

        Hayır, bugün basımı yapılacak pusulada Millet İttifakı’nın sırasında kalmalarına karar verildi.

        Yani sırasında bulunma hakkı var, ama ismini almasına engel var.

        Neden de belli; ittifakların pusuladaki sırada daha kalın görünmesi; bir de vatandaşın özellikle de CHP’nin olduğu yerlerde Millet İttifakı ismine yönelmesinin önüne geçilmek istenmesi.

        REKLAM

        Bunun bir sonuç getirmesi olası mı?

        Hiç sanmıyorum, çünkü CHP’nin listesinin geçerli olduğu yerlerdeki seçmen bilinci oldukça yüksek; ip düğümü yaparak okuma yazma bilmeyenlere oy verdirmiş kesim...

        İKİ FİRMA ORTAKLIĞI OLSAYDI

        Bu karar sadece Millet İttifakı için değil, Cumhur İttifakı için de alınsa aynı görüşü savunurdum, çünkü hukuki değil, kanuna aykırı…

        Haydi, gelin bu kararı ticarette uygulayalım.

        İki firma bir araya gelip bir maden şirketi ortaklığı oluşturup, bir yerde biri, diğer sahada da öteki şirket maden çıkarırsa bu durumda ne olacak?

        Ortaklıkları bitmiş mi sayılacaktı?

        O nedenle yıllardır aynı şeyi söylüyorum; siyasi partiler ve seçim yasaları için bir çalıştay oluşturup, tartışmalar sonrasında köklü değişiklik yapılmalı…

        Bir daha da kimse elini sürememeli…

        Yoksa yamalı bohçaya döndürülen, “keşke o zaman böyle bir madde eklemiş olsaydık” hayıflanmasıyla seçime gidildiğinde tartışması da kaygısı da endişesi de söylentisi de bol olur.

        Yapana da fayda getirmez; rakibinden korkuyor algısını oluşturur…

        Diğer Yazılar