Yalnız kurt kapanı…
ELEMAN yapılanması birbirini tanımayan ve haberdar olmayan hücrelerden oluştuğu için, yok etmenin zor olduğu örgütler arasında sayıldı.
El Kaide’den koptuktan sonra Irak Şam İslam Devleti, kısaca IŞİD adını alan örgüt her terör eylemi sonrası güçlendi.
İstihbarat yapılanması güçlü farz edilen birçok ülkede ardı sıra gerçekleştirdiği terör eylemleri de örgüte katılımı arttırdı.
Ta ki 2019’da kurucu lideri Ebu Bekir El-Bağdadi’nin ABD güçleri tarafından düzenlenen bir operasyonla öldürülmesine kadar…
Bu örgüte o ana kadar vurulmuş en önemli darbeydi.
Suriye’nin İdlib bölgesindeki Barisha köyünde 26 Ekim 2019’da ABD güçlerinin düzenlediği baskından kurtulamayacağını anlayan Bağdadi, kaçmaya çalıştığı tünelde bomba yeleğini patlatarak intihar etti.
DNA testleri ile ölen kişinin Bağdadi olduğu tespit edilirken, örgüt de her zamanki yöntemle Telegram üzerinden liderinin ölümünü kabullendi ve yerine Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi’yi atadığını duyurdu.
Ancak onun da liderlik ömrü Bağdadi kadar uzun sürmedi, ABD Başkanı Biden, 3 Şubat 2022’de İbrahim Kureyşi’nin öldürüldüğünü açıkladı.
IŞİD liderinin öldürüldüğünü 10 Mart 2022’de yayınladığı bildiri ile kabul etti ve yerine Ebu el Hasan el Haşimi el Kureyşi’nin geçtiğini bildirdi.
IŞİD’in üçüncü lideri de koltuğunda 8 ay kalabildi…
El Hasan Kureyşi Suriye’nin güneyindeki Dara bölgesinde 2022 Ekim ayında Özgür Suriye Ordusu’nun düzenlediği saldırı ile öldürüldü.
Örgüt 45 gün sonra liderinin öldürüldüğünü açıklarken, yerine Ebu el Hüseyin el Kureyşi’nin geçtiğini açıkladı.
SERİ OPERASYONLAR
Bu aşamada bölgede ilginç gelişmelere tanıklık edildi.
IŞİD’in bölgedeki önemli isimleri ABD, ÖSO ve Türkiye’nin operasyonları ile yakalandı veya öldürüldü.
Bunun son örneklerinden biri de bir ay önce 4 Nisan’da yaşandı ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) IŞİD’in Avrupa’daki eylemlerinin koordinasyonundan sorumlu üst düzey komutanı Khalid Aydd Ahmad el-Jabouri’nin (Halid Ayd Ahmed Cuburi) öldürüldüğünü açıkladı.
Bölgedeki gözlemciler, ABD güçlerinin İdlib’in kuzey kırsalında Keftin-Killi yolu üzerinde SİHA ile vurulduğu bilgisini de verdi.
CENTCOM, bununla da kalmadı.
Yine İdlib kırsalında Dair-Hasan-Kah yolu üzerinde 24 Mart günü, örgütün kritik isimlerinden Ebu Sarah el-Iraki’yi öldürdüğünü, kısa süre sonra da aynı bölgede örgüt eylemlerinin planlayıcısı Abdulhadi Mehmud el-Haci ile 2 yardımcısını etkisiz hale getirdiğini duyurdu.
MİT OPERASYONUNUN FARKI
Örgüte son darbe de 29 Nisan günü Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan geldi.
Güvenlik birimleri ile dün yaptığım sohbetlerden edindiğime göre, IŞİD’in 4’üncü komutanı olarak atanan Ebu el Hüseyin el Kureyşi'yi Cinderes’de tespit eden MİT, uzun süre emin olmak için bekledi.
CIA'nin Usema Bin Ladin'i ele geçirmesine benzer süreç yaşandı ve boş arazideki iki katlı villaya operasyon yapılmadan önce uzun süren gözlemlendi, emin olunca da düğmeye basıldı.
Örgütün lideri Hüseyin el Kureyşi, kendinden önceki seleflerinin yolunu takip etti ve bomba ile kendisini ve yanındakileri havaya uçurdu.
İlginçtir, Ebu el Hüseyin el Kureyşi’nin MİT tarafından öldürüldüğü bilgisi, aynı gün, operasyondan kısa süre sonra 29 Nisan’da saat 20.45’de bölgedeki medya kuruluşları tarafından haberleştirilmiş olmasıydı.
Ancak MİT operasyonunu ABD ve ÖSO’nun düzenlediklerinden farklı ve kıymetli kılan üç neden var…
Öncelikle ABD ve ÖSO’nün örgüt liderlerine düzenlediği operasyonlarda yaşandığı gibi, şehit verilmedi, yaralanan da olmadı.
Konu üzerinde çalışan uluslararası kuruluşların altını çizdiği bir diğer nokta da liderliği üstlendikten bu yana Hüseyin el-Kuseyri hakkında neredeyse hiç bilgi olmamasıydı.
Bu durumun gizlenmesini ve saklamasını kolaylaştırdığı vurgulanıyordu.
MİT bu kadar bilinmeze rağmen yerini buldu ve operasyonunu başarılı bir şekilde hayata geçirdi.
Sadece örgütün lideri değil, beraberindeki önemli bazı isimlere de ulaşıldı ki bu isimler örgüte sağlanan eleman trafiğini koordine eden üst düzey terör örgütü yöneticileri…
NEDEN BU BÖLGEDE YAKALANIYORLAR?
Örgütün liderlerinin sürekli bu bölgede ele geçirilmelerinin nedenine gelirsem…
Irak’ta yaşam sürmeleri uzun süredir zorlaştı…
Suriye’de ise Rakka, Deyrizor hattına hakim olan CENTCOM desteğindeki YPG yaşam hakkı tanımıyor.
İdlib bölgesinde de 18 bin civarında gücü bulunan HTŞ ile çatışma içinde oldukları için barınamıyor…
Bundan dolayı Afrin, Azez bölgesini yaşam sürülebilir alan olarak algılıyor.
IŞİD’in önceki komutanlarının da bu bölgede yakalanmasının nedeni de bundan kaynaklanıyor.
IŞİD'in uzun süredir Türkiye’de eylem yapmaması da bu durumundan kaynaklanıyor; çünkü her terör adımı kendine dönük operasyonların da artmasını getiriyor.
YALNIZ KURTLARIN HAREKETİ
Nitekim kısa süre önce bu tutumunda değişiklik yapmaya yeltenmesi de sonunun gelmesinin kapısını araladı; üzerindeki giz perdesini açtı.
Avrupa’nın bazı ülkelerinde Kuran-ı Kerim’e dönük çirkin hareketler yaşanınca Türkiye’deki yalnız kurtlarında ve uyuyan hücrelerini harekete geçirdi.
Kısa süre önce İstanbul’daki konsoloslukların tatil edilmesinin nedeni de bundandı…
Operasyonlar sonucu önemli bir hücresi çökertilirken, planlanmış 17 bombalı eylem hazırlığındaki elemanları da ele geçirildi.
Bu IŞİD’e vurulmuş üçüncü büyük darbeydi…
Çünkü örgüte yüzer- gezer hücre olarak tanımlanan ve tespit edilmesi güç olan yalnız kurtları hakkında MİT’in ve Emniyet’in elinde önemli verilerin bulunduğunu gösteriyordu.
Bu veriler de bir sonrakinin çözülmesini sağladı.
İSTANBUL TRAMPLENİ DE KIRILDI
Orta Asya devletlerinden, İstanbul’u basamak yaparak Afganistan’a veya Afrika’ya zıplayan IŞİD elemanlarının hareketini de kısıtladı.
Daha yakın olan Afganistan’a doğrudan geçmek varken bu kadar yolu gelmelerinin nedeni de ülke yönetimine hakim olan Taliban’ın, sınırlarının korumasını Rusya ve Çin’e terk etmesiydi…
Sınırlardan geçiş çok zorlaşınca onlar da Türkiye üzerinden girmeyi tercih etti.
Ancak ardı sıra gelen operasyonlar bu güzergahı kırdı, örgütün Türkiye üzerinden hareketini neredeyse tüketti.
YASALAR DA YETERLİ GELMİYOR
Bu demek değil ki tamamen bitirdi…
Suriye savaşı sonrası kaçıp Türkiye’ye gelen birçok IŞİD mensubunun farklı isimlerle yaşam sürdüğü biliniyor.
Ancak bir başka ülkede eylemlerini yapıp gelmiş olmaları ve haklarında da herhangi bir şikayetin olmaması nedeniyle dokunulamıyor.
Çünkü ceza kanunları, dışarıda gerçekleştirdikleri suçlarla bir şikayet veya uluslararası talep olmadıkça ilgi alanına almıyor.
Zaman zaman silah veya az miktarda patlayıcı yakalatanlar oluyor; onlar da kısa süre hapis cezası alıyor…
Hatta hapis yatmalarını gerektirmeyecek kadar ceza aldıkları için ancak derdest edilip geldikleri ülkelere yollanıyor…
MİT önemli bir operasyona imza atarken, ne zaman nerede ne yapacağı belli olmayan IŞİD ile dünyanın daha çok uğraşacağı net görülüyor…