Sandığın ertesi günü…
İKİ hafta sonra gelecek sandığın bugüne kadar olanlardan çok daha önemli bir farkı var.
Bugüne kadar yapılan Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri sadece bir kesimi ilgilendiriyordu.
Ancak 2018 seçimi sonrası ardı sıra alınan kararlar sandıkla değişecek yapıları da tamamen farklılaştırdı.
İlk kez bu seçimde karşımıza önemli bir sonuç daha çıkacak; sandık sonucu sadece Cumhurbaşkanı veya milletvekillerini ilgilendirmeyecek.
ÜÇ BİNE YAKIN BÜROKRAT
Beraberinde 3 bine yakın üst düzey yöneticilerin kaderini de etkileyecek…
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri’nden, MİT Başkanı’na, Diyanet İşleri Başkanı’ndan Savunma Sanayii Başkanı’na, YÖK Başkanı’ndan Bakan Yardımcılarına, TRT Genel Müdürü’nden TOKİ Başkanı’na, Valilerden Merkez Bankası Başkanı’na, 208 üniversite rektöründen AFAD Başkan ve yardımcılarına kadar binlerce kişinin görevi de 14 Mayıs günü son bulacak.
KIYIM VAR DEDİRTMEYECEK
Daha önce de burada yazdım, Cumhurbaşkanlığı 3 Numaralı Kararnamesi’nin 4’üncü maddesi çok net:
“Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ekli (I) sayılı cetvelde yer alanların görev süresi, atandıkları tarihte görevde bulunan Cumhurbaşkanının görev süresini geçemez...”
Yerlerine yeni atama yapılana kadar da devam ederler.
Aslında uygulanan Başkanlık Sistemi’nin bir gereği…
Önemli, bir o denli de gerekli bir karar, çünkü yeni seçilen Cumhurbaşkanı göreve geldiğinde birlikte çalışmak istediği kişileri atadığında kimse işe iade davası yoluna gitmeyecek.
“Bürokrat kıyımı yapılıyor…” isyanına da yol açmayacak...
Bunlar işin görünen yönleri…
BİR SANDIK ÖTEKİNİ
Bir de birbirine bağlanan sonuçları var.
Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri birlikte yapıldığı için ister istemez seçmenin oy davranışına da etki yapacak.
Aday tercihi, dolaylı yoldan da olsa parti tercihini de beraberinde getirecek.
Eğer seçim ilk turda sonuçlanmaz ise ilk sandıkta sonuçlanan milletvekili seçimi sonucu, ikinci tura kalmış Cumhurbaşkanlığına da etki yapacak.
Sadece orada da kalmayacak.
Bu seçim 10 ay sonra yapılacak yerel seçim sandığının da en önemli etkenini oluşturacak.
Özellikle de Cumhurbaşkanı yardımcısı olmak üzere yola çıkan iki büyükşehir belediye başkanı, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş açısından da sonuç doğuracak.
Kılıçdaroğlu’nun kazanması halinde dahi Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığını birlikte yürütüp yürütmeme konusunda da karar verecekler.
Bu seçim sonrası partilerin ardı sıra gelecek büyük kongreleri ise liderlerin yanı sıra parti yönetimlerinin kaderini de belirleyecek.
Seçimi kazanan partinin yöneticileri büyük kongrede tekrar üst kurulda görev alma şansını yakalarken, kaybetmeleri halinde partideki koltuklarında da olacak.
KİRAZLI KAYMAKAMININ TALEBİ
Belki de bundandır seçime 12 gün kala dün meydanlarda adaylar var güçleriyle sandığa yükleniyor, hepsi de birbirinin adımını sıkı sıkıya takibe alıyordu.
En dikkat çeken de dün CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek’in dile getirdiği, YSK’nın da anında iptal ettiği valiler ve kaymakamların seçim kurullarından sonuç talep etmelerine ilişkin yazıları.
YSK önceki gün aldığı kararın nedeni, İzmir Kirazlı Kaymakamlığı’nın İlçe Sandık Kurulu Başkanlığı’ndan oluşturulduğunu belirttiği, Sandık Teslim Program Modülüne veri girişi yapabilmek için 14 Mayıs’ta açılan sandık sonuçlarının verilmesi talebi…
YSK bu talebi kanunsuz buldu ve iptal etti; diğer sandık kurullarını da kararı konusunda uyardı.
YETKİLERİ YOK
Her ne kadar sandık teslim tutanakları yerine, sandık sonuç tutanağı yazıldığına yönelik bir savunma yapılmış, ancak valilik ve kaymakamlıkların sandık teslim tutanağı almasına dönük de bir yetkisi yok…
Daha ilerisi, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Sandık Kurulları Hakkındaki Kanun, bu tür eylem ve işlemlerde bulunanlara da ağır ceza ve yaptırıma hükmediyor.
Umarım kalan 10 gün ve oy sayımları her iki kesimin de dile getirdiği gibi çok sıcak gelişmelere tanıklık ettirmez…
Demokrasinin temel kurumu seçim, 1950’den bu yana geldiği gibi yoluna devam eder...
Herkes de siyasi nezaket içinde sandığın sonucuna ve ertesi gününe katlanır…