Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın davetiyle cuma günü Maslak TİM Center’daydım.

        Prof. Dr. Fahrettin Altun ve çalışma arkadaşlarının bu yıl ikincisini düzenlediği Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi’nin ilk gününü dikkatle takip ettim. Gerçekten iyi bir organizasyondu. Çok akıcı ve merak uyandırıcı konuşmalar oldu.

        Koskoca salon hıncahınç doluydu. Dış dünyaya aşırı kapalı bir alem olan Türk medyasından katılım beklediğim gibi çok düşüktü ama diğer yandan yabancı medya, akademi dünyası ve dış temsilciliklerden tahminimin üzerinde bir ilgi vardı.

        Sosyal medya çağında iletişim, medya okuryazarlığı, dezenformasyon ile mücadele gibi önemli başlıklarda farklı ülkelerden yönetici ve siyasetçiler kendi bakış açılarını sahnede soru-cevap şeklinde anlattılar.

        İlk oturumda İsrail Hükümeti Basın Ofisi Direktörü Nitzan Chen, Malezya Kriz Yönetimi Merkezi Kurucusu Nordin Abdullah, Polonya’nın eski Estonya ve Slovakya Büyükelçisi Tomasz Chlon, Kuzey Makedonya Hükümet Sözcüsü Dusko Arsovski ve Venezuela İletişim Planlaması ve Strateji Bakan Yardımcısı Edgar Lorenzo Padron Castillo konuşmacı idi. Tabii çok değişik dinamiklere sahip, ifade özgürlüğü ve demokrasi skalasında da farklı konumlarda bulunan ülkeler.

        Böyle bir yelpazeyi aynı ortamda bir araya getirmek detaylı bir karşılaştırma imkanı sunuyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığını bu organizasyondan ötürü tebrik ediyorum. Çok başarılı bir iş çıkarmışlar.

        REKLAM

        Konuşmacılar arasında benim en çok ilgimi çeken Venezuelalı Bakan Yardımcısı Padron idi. Bu vesileyle Maduro’nun yönettiği ülkenin bir üst düzey devlet yetkilisini bulmuşken aklımdakileri sormak istedim.

        Venezuela Strateji Bakan Yardımcısı Edgar Padron
        Venezuela Strateji Bakan Yardımcısı Edgar Padron

        Venezuela’da Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinden beri çok ilginç gelişmeler yaşanıyor. Konjonktür değişmeye başladı.

        VENEZUELA'DA YAŞANAN KRİTİK DÖNÜŞÜM

        Dış dünyaya çok kapalı bir ülke olan Türkiye’de pek farkında olunmasa da Venezuela coğrafyasında bir evrimsel dönüşüm süreci var.

        ABD özellikle Trump döneminde gaza basarak 2019’da Maduro Hükümeti’ni zayıflatmak için Venezuela petrolüne çok ağır ambargolar uygulamaya başlamıştı.

        Hatta birçok Batı ülkesi ile birlikte ABD, Maduro’nun rakibi Juan Guaido’yu ülkenin “de facto” Başkanı ilan etti. Maduro’nun hangi yolla olursa olsun devrilmesi için azami gayret gösterdi ve bir askeri darbeyi bile kışkırttı. Ancak Maduro iktidarı devrilmedi.

        Bildiğiniz gibi ben hem Maduro zihniyetine hem de Maduro’nun ustası Chavez’in totaliter ve çılgınca yönetim anlayışına hep karşı olmuş liberal-demokrat bir yazarım.

        Totaliter diktatör Fidel Castro ya da Hugo Chavez’e ve Maduro’ya sırf solcu diye övgüler yağdırıp sonra da Türkiye’de özgürlük ve demokrasi olmadığını söyleme çelişkisine kapılıp kendi kazdığı kuyuya kendisi düşen çok yazar oldu bu ülkede.

        Fakat bu sol görünümlü totaliter zihniyete ne kadar karşıysam ABD’nin Latin Amerika’da örgütlediği, desteklediği askeri darbelere ve bu coğrafyayı ABD kolonisi gibi görmek istemesine de o kadar karşıyım.

        Öte yandan Maduro iktidarını yokluk ve açlıkla yıkmak isteyen Washington yönetimi son aylarda politika değişikliğine gitti.

        ABD Başkanı Biden özellikle Rusya-Ukrayna savaşı başladığından beri Venezuela’ya yönelik yumuşama adımları atıyor.

        REKLAM

        Bunun sebebini tahmin etmek de güç değil. Rusya’nın gazı kesmesi ile birlikte büyük bir enerji ihtiyacı ortaya çıktı, yani Venezuela’nın petrolünü engelleme lüksü pek de yok şu sıralar ABD’nin.

        Washington ile Venezuela’nın karşılıklı yumuşama adımlarının en dikkat çekicisi ekim ayı başında geldi.

        Yıllardır ABD’de uyuşturucu kaçakçılığından tutuklu bulunan, Maduro’nun eşinin akrabası iki mahkuma karşılık Venezuela’da aralarında petrol şirketi yöneticilerinin olduğu 7 Amerikalı mahkum serbest bırakıldı.

        Geçtiğimiz hafta ise esas bomba geldi.

        ABD Hazine Bakanlığı, dev petrol şirketi Chevron’un Venezuela’da operasyonlara başlamak için anlaştığını duyurdu. Bu arada bir süredir Mexico City’de iki ülke arasında farklı kademelerde görüşmeler yapılıyor.

        ABD’nin yeniden Venezuela’dan petrol ithalatına başlaması ülkede berbat durumda olan ekonomik durumu düzeltmek için hayat öpücüğü demek.

        MADURO'NUN BAKAN YARDIMCISI KONUŞTU

        Dünkü zirvede Maduro Hükümeti’nin Strateji Bakan yardımcısını görünce tüm bunları kendisine sormak istedim…

        - Geçen hafta Chevron Venezuela petrolü için 6 aylığına bir anlaşma imzaladı. Bu ne demek oluyor? ABD ile aranızdaki buzlar eridi mi?

        Evet, biliyorsunuz Hugo Chavez hayattayken Ortadoğu’da petrol ihracatçılarını destekleyen çok başarılı bir kampanya yürütüyordu. Ancak Chavez’in ölümünden sonra petrol fiyatları uçtu, bir patlama yaşandı. Venezuela uyguladığı politikalar nedeniyle, emperyalistlere karşı durduğu için ciddi yaptırımlara maruz kaldı. Hem yatırımlarımıza hem de petrolün satışına engel oldular. Sadece bu kadar da değil, bizim hükümetimizi yok hükmünde saydılar, milyarlarca dolar zarara uğradık. Bu uzun süre devam etti. Avrupa bankalarındaki para akışlarını durdurdular.

        REKLAM

        Ancak bir süre önce Başkan Maduro’nun girişimi ile bir uzlaşma masası kuruldu sonunda. Bu masada enerji alanındaki belirsizliğin mağdurları vardı. Emperyalist güçler de artık masaya oturmayı kabul ettiler. Ancak şimdilik devletler değil şirketler. ABD’den şirketler geldi, artık mecburlar, bize ihtiyaçları var.

        - Gelen şirketler arasında Chevron var. Bildiğim kadarıyla 6 aylık bir anlaşma imzalandı bu petrol devi ile. Bu anlaşma Venezuela’ya kaç dolar getirecek? Hükümetinizi rahatlatacak mı bu gelişme? Devamı gelecek mi?

        Ne kadar geleceğine dair bir şey söyleyemem, bunu hesaplamam mümkün değil. Zaman da veremem, koşullara göre bakılacak. Devamı şöyle gelecek, zaten birçok başka şirket ilgileniyor, temasa geçtiler. Fransa’dan, Portekiz’den Avrupa’nın başka noktalarından şirketler de ilgileniyorlar. Miktarı hesaplayamam. Tam zaman da veremem.

        - Bu değişimi neye bağlıyorsunuz?

        Enerji konusunda belirsizlik var, dünyada büyük bir enerji açığı ortaya çıktı, o yüzden bize ihtiyaçları var.

        - Rusya’nın Ukrayna savaşı ile birlikte gazı kesmesi bu değişimde rol sahibi olabilir mi?

        Hayır, sadece bununla ilgili olduğunu sanmıyorum, pandemi tüm dengeleri sarstı, petrol fiyatları çok yükseldi. Bizi devreden çıkarmak sürdürülebilir değil. Öte yandan Ukrayna savaşı ile ortaya çıkan bir enerji çatışması da var. Zaten temel olarak Avrupa’nın enerji kaynağı Rusya, ABD’ninki Venezuela idi ve Venezuela hiçbir zaman kimseye petrol vermeyeceğim demedi.

        - ABD şimdi nereden karşılıyor ihtiyacını?

        Kanada’dan, bir kısmını da kendi kaynaklarından.

        Padron ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının zirvesinde konuştum.
        Padron ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının zirvesinde konuştum.

        "YAPTIRIMLARDAN MEMNUNDUK, KURŞUN GEÇİRMEZ BİR ÜLKE OLDUK"

        - Şimdi yeniden size yönelmesi Venezuela ekonomisini ne kadar rahatlatacak?

        Ölçülebilir bir şey değil bu ama size şunu söyleyeyim: Venezuela artık kurşun geçirmez bir ülke oldu, biz zaten çok güçlüyüz.

        - Ama çektiğiniz sıkıntıyı görüyoruz. ABD’den gelecek para akışı sizi rahatlatacaktır. Kamuoyu nasıl karşılıyor bu gelişmeyi?

        REKLAM

        Biz insanlara konut sağladık, 6 milyon ev yaptık, kamuoyu son derece memnun zaten. Türkiye’de de benzerini hükümet yapıyor galiba.

        - Ben ABD’nin yeniden petrol alıcısı konumuna gelmesini sormuştum. Bu gelişme Venezuela kamuoyunda nasıl yankılandı?

        Aslında biz bu yaptırımlardan da memnunduk çünkü böylece kendi başımıza ayakta kalmayı öğrendik. Ama elbette bu anlaşmaların yapılması olumlu.

        "DEZENFORMASYON SONUCU BİRÇOK KİŞİ ÜLKEYİ TERK ETTİ AMA ŞİMDİ DÖNÜYORLAR"

        - Yaptırımlardan memnunduk diyorsunuz ama yüz binlerce Venezuelalı ülkeyi terk etti!

        Evet bu da bir kampanyanın parçası. Dezenformasyon sonucu birçok kişi ülkesini terk etti Venezuela’da. Venezuela hiçbir zaman büyük göç veren bir ülke olmamıştır tarih boyunca. Bu ilk kez oluyor ama artık yavaş yavaş dönüyorlar. Ve dönmek isteyenler için dünyanın her yerinden uçuşlar ayarlıyoruz, elimizden geleni yapıyoruz. Zaten çoğu gittikleri yerde kötü şeyler yaşıyorlar, ırkçılıkla ayrımcılıkla karşılaşıyorlar.

        - Dönenlerin Venezuela’da politik görüşleri nedeniyle başlarına bir şey gelmeyeceğini garanti ediyor musunuz?

        Tabii ki, Venezuela’da demokrasi var, hepimiz kardeşiz. Başka ülkelerde aşağılanıp kötü ve yoksul bir hayat sürmektense ülkelerine dönmek istiyorlar, biz de gelsinler istiyoruz.

        Diğer Yazılar